Suudilerin hac ve umre ibadetlerini yapmak üzere Mekke’ye gelen hacılara takındığı tavırla ilgili olarak Diynet İşleri Başkanlığına konu ile ilgili gönderdiğim yazıyı paylaşmak istiyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığına
Muhterem Başkanım, bu yıl umre ibadetinde gördüğüm ve hacıların karşılaştığı problemleri bilgilerinize sunmak istiyorum. Hacılar için Kabe’de en önemli problemlerin başında ibadetin Suudi görevliler tarafından zorlaştırılmasıdır. Tavaf alanına önceki yıllarda ihramsız da girilebilirken şimdi ihramı olmayanlar tavaf alanına alınmamakta ikinci kata yönlendirilmektedir. Bu ibadete yapılan bir müdahaledir. Tavaf alanına ihramsız girilemeyeceğine dair Kitap ve sünnetten hiçbir delil olmamasına rağmen yapılan bu uygulama tecridi olarak müslümanın Beytullah’tan uzaklaştırılma çalışmasının bir parçasıdır.
Hacılara Kabe’nin seyredilmesinin sevap olduğunu anlatıyoruz ama orada bulunanların ekseriyetini Kabe’yi görecek noktaya oturtamadığımız gibi görecek noktada ibadette yaptıramıyoruz.
Tavaf alanının büyük bölümü ve tavaf alanına yakın bölümler konulan barikatlarla kapatılmaktadır. Böyle olunca alan dolmuş gibi hacılar üst katlara veya arka taraflara yönlendirilmektedir. Kapalı alanlardan dolayı yapılan yönlendirmelerle ezan okunduğu halde müsaid yerler olmasına rağmen yallah hacı diyerek sünnetlerin kılınmasına müsaade edilmemektedir.
Ezandan yaklaşık 15 dk. Önce tavaf yapanlar Kabe etrafında saf oluşması için saf düzenine geçmeye başlarlar. Kenarda namaz kılmak için bekleyenler yallah hacı diyerek tavafa devam edenlerin üzerlerine yönlendirilmekte gereksiz bir izdiham ve kargaşanın yaşanmasına sebep olmaktadırlar. Bu esnada hacılara karşı yapılan kaba davranışları anlamak da mümkün değildir. Birçok bölüm boş olduğu halde hacılar devamlı başka yönlere yönlendirilmektedir. Bulunduğu yer boş olduğu halde namaz kılanların namazlarını bozdurarak seccadeleri ve çantaları toplanarak başka tarafa yönlendirmelerine birçok kez şahit olmuşumdur. Özellikle ikindi namazından sonra bayanların oturduğu bölümler boşaltılarak başka tarafa yönlendirmeler olmakta akşam namaz sonrası evvabin namazı ve duamı aynı yerde yapamadım diyen hacı şikayetlerine şahit olmuşumdur.
Hacı sayısı fazladır herkesin ibadetini sağlıklı bir şekilde yapması için organizasyonda zorluklar olabilir ama zorluk var diye de İsrail vari bir uygulama doğru değildir. Birçok hacı kardeşimizden bunları İsrail askerleri mi eğitiyor serzenişini duymuşumdur.
Allah (cc), “Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca karar verip niyet ederse, bilsin ki hac sırasında kadına yaklaşmak, günaha sapmak ve tartışıp çekişmek yoktur.” (Bakara 2/197) buyrulmaktadır.
"Cidâl" kelimesi; haksız yere münakaşa etmek, mücadele etmek, çekişmek ve tartışmak anlamlarına gelir. Bundan dolayı hac veya umre için ihrama giren kimsenin başkasıyla haksız yere münakaşa etmesi ve tartışması câiz değildir, diyerek haclarımıza tavsiyelerde bulunduğumuzdan ibadetlerimiz boşa gidecek endişesi ile tartışmadan kaçınılmakta ve yapılan kaba muamelelere buğz etmekle yetinilmektedir. Uygulamanın böyle devam etmesi halinde önümüzdeki yıllarda farklı tepkiler kaçınılmaz olacağı kanaatindeyim.
Hacılarımızın en büyük şikayeti tavaf alanında yapılan bu ve benzeri uygulamalardır. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı Suudi yetkililerle ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile görüşerek yaşanılan problemlerin çözümü konusunda aktif görev almalıdır. Mekke ve Medine’de hacılarımızın ibadetlerini rahat ve huzurlu bir şekilde yapmaları için yeni bir düzenlemeye gidilmesi sağlanmalıdır.
Saygılarımla.
YORUMLAR