Müslümanların Uyanma Zamanı Halâ Gelmedi Mi?
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, sözde barış planıyla ilgili Twitter'dan yaptığı paylaşımında, ''Ben her zaman İsrail Devleti ve Yahudi halkın yanında olacağım. Onların güvenlik ve emniyetlerini ve tarihi ana vatanlarında yaşama haklarını kuvvetle destekliyorum. Barış zamanı!'' ifadelerini kullanarak sözde barış planı adı altında çizdikleri işgal haritasını paylaştı.
Trump’ın açıkladığı sözde barış planı, barıştan çok bölgenin yeniden kan ve gözyaşına boğulacağının işaretidir. Beynelmilel Siyonizm’in tarihi emellerini gerçekleştirmek için bölgede başlatacağı siyasi ve askeri operasyonların yeniden fitilinin ateşlenmesidir. Trump’ın yaptığı açıklamalara karşı .“Kudüs bizim kırmızıçizgimizdir” diyerek meydanlarda yaptığımız hamasi konuşmalarla ancak kendi kamuoylarımızın duygularını tatmin etmiş oluruz. Filistin davasını siyasi malzeme olarak kullanmak, hamasi konuşmalar yapmak bu davaya gönül verenler nezdinde karşılık bulurken maalesef çözüm noktasında yıllardır bir arpa boyu yol alınamamaktadır.
1967 yılından bu tarafa Kudüs resmen olmasa da fiilen başkent olarak faaliyet göstermektedir. ABD veya İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi karşısında Müslümanların biz nerede hata yaptık da İsrail bölgede bu başkent küstahlığını rahatlıkla yapıyor diye kendilerini bir sorgulamaları gerekir.
İslam ülkelerinin başında olanlar emperyalistlerin dümen suyunda oldukları müddetçe bırakın Kudüs’ü kendi başkentlerini koruyamazlar. Koltuklarını korumak için batıdan icazet alanlar, düşmanın siyasi desteğine ihtiyaç duyanlar, ülkelerini korumak için İslam düşmanlarından silah alanlar, aldıkları silahları düşman olarak gördükleri Müslüman kardeşlerine karşı kullananlar, gerçek düşmanı unutup birbirleriyle uğraşanlar, islam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğan sözde Müslümanlar mukaddes olarak bildiğimiz hangi davayı savunabilirler?
Geçtiğimiz günlerde açık artırmaya çıkarılan Rönesans döneminin ünlü İtalyan ressamı Leonardo da Vinci'nin Hazreti İsa'yı resmettiği tablosu 450 milyon dolara satıldı. Tabloyu alanın Suudi veliaht Selman olduğu iddia ediliyor. Müslümanların açlık ve kıtlıkla boğuştuğu bir dönemde kardeşlerine yardım elini uzatma yerine böyle bir tablo için bu yüksek meblağı ödeyen şahıs Müslümanların hangi davasına sahip çıkabilir? Bu şahısların işbaşında olduğu bir ülke ile hangi mukaddes davanın çözümü için yol arkadaşlığı yapılabilir?
Rabbimiz buyuruyor: "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez." (Maide Suresi 51)
“Sen onların dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır.” (Bakara Suresi 120) ayetleri Yahudi ve Hristiyanlar konusunda bizleri açıkça uyardığı halde, ‘Biz artık İsrail’in dostuyuz’, ‘Biz artık İsrail’le müttefikiz’ açıklaması yapan liderlerin varlığı, Filistin davasını bugün İsrail’in istediği noktaya getirmiş olmuyor mu?
İslâm düşmanları, İslâm âlemini parçalama ve taksim yarışına son vermiş değillerdir. İslam dünyası üzerinde oynanan oyunlar karşısında Müslümanların ve onların liderlerinin uyanma vakti halâ gelmedi mi?
Filistin ve Ortadoğu’da yaşanan olaylar için İsrail ve onun destekçileri ABD ve diğer emperyalist ülkeleri suçlama yerine Müslümanlar biraz da kendilerine bakmalı değiller mi?
Devam edecek…
YORUMLAR