Yaşar Erdinç'in krizlerin belgesel romanı olarak adlandırdığı ve 2001 krizi dahil dünyadaki belli başlı krizleri romansı bir kurgu ile incelediği; “Para Harekatı” isimli kitabından günümüzde de yaşanan ekonomik krizin değerlendirmesine ışık tutacak bölümlerini okuyucularımızla paylaşmak istedim.
Ekonomi dört ayaklı masadır
“Ekonomi dört ayaklı bir masadır. Ekonomiyi yönetenler de sandalyede otururlar. Bu masanın üzerinde kristal bir top vardır ve ekonomi oyununun ilk kuralı, topu yere düşürmeden masanın üzerinde tutabilmektir.” S.41
“Top yere düşerse ne oluyor hocam?” “Top yere düşerse paramparça oluyor ve biz buna kriz diyoruz. Topu yere düşüren bu işi bırakıyor ve başka birileri masanın başına geçip aynı oyunu oynuyor. 2002 seçimleri öncesindeki ANAP-DSP-MHP koalisyonunun topu yere düşürüp seçim kaybetmeleri ve barajın altına düşmeleri buna güzel bir örnektir. ” S.42
“Ekonomi masasının ilk ayağı kamu kesimi’dir. Kamu kesiminin dengede olması; kamu harcamaları ve gelirlerinin eşit olması demektir. Kamunun gelirleri ve giderleri arasındaki fark kamu dengesi, dar anlamda ise bütçe dengesi olarak adlandırılır.
Ekonomi masasının ayaklarını uzatıp kısaltan unsur beklentilerdeki değişmelerdir.” S. 43-44
Masanın ikinci ayağı reel kesim. Yani mal ve hizmet üreten, harıl harıl çalışan, sizin de genellikle ekmeğinizi yediğiniz kesim. Bir bakıma ekonominin küçük enerji hücreleri.
Reel sektörün dengede olması demek, üretilen mal ve hizmet arzı (miktarı) ile mal ve hizmet talebinin eşit olması demektir. Bu ayakta, üretilenle tüketilen birbirine eşitse sorun yoktur ve ayak dengededir. Ama eğer insanlar çok tüketmek istiyorsa, fakat üretilen mallar ve hizmetler bu talebi karşılamıyorsa fiyatlar artar ve arz talep dengesini sağlar. Dolayısıyla arz ve talep dengede değilse fiyat mekanizması bu dengeyi sağlıyor. Demek ki enflasyonun temel sebebi arz ve talep dengesizliğiymiş.” S.45-46
İşte arkadaşlar, ekonomi masasının reel kesim ayağında enflasyon ve üretim yani büyüme beklentileri önemli iki parametre olarak karşımıza çıkıyor. Ne zaman enflasyon ve üretim miktarına ilişkin beklentiler değişmeye başlarsa masanın bu ayağı uzayıp kısalıyor. Eğer hedeflenen enflasyondan sapma olacağı ve enflasyonun yükseleceği öngörülürse bu ayak uzuyor, aksi halde kısalıyor. Eğer üretim daha da artacaksa sistem bundan olumlu etkileniyor. Çünkü üretim, büyüme ve gelirlerin artması demektir. S.48
“Para Harekatı” yaşanan ekonomik krizleri roman olarak herkesin anlayacağı bir dille çok güzel izah etmiş. Son günlerde paramızın yabancı paralar karşısında devamlı değer kaybetmesi, zamların yağmur gibi yağması, akla, ekonomi masamızın ayaklarının ülkemizde dengeli olup olmadığı sorusunu getirmektedir. Kriz yaşamadan ekonomimizin sağlam temellere oturması temennisi ile… (Devam edecek)
YORUMLAR