Tutku, saygının katilidir !...
Birsen Alkan Dinç

Birsen Alkan Dinç

Tutku, saygının katilidir !...

12 Kasım 2021 - 14:11

"Para ve makam tutkusu,  saygısızlık, geri kafalı olmak,  içimizde yıkılırken;

gidip de dünyanın dönmesiyle mi ilgileneceğim ?!..."

MONTAİGNE

 

Pandemi öncesini , devam eden süreci  ve yaşadığımız son günleri bir bütün olarak ele alıp ;

sebeb / sonuç bağlamında,

dil, üslup, fikir, psikolojik etkilerini, sosyal medya ve basına yansıyan bilgi ve gözlemlerimiz ışığında, 

insan sormadan ve sorgulamadan yapamıyor...

" Saygı" nerede, nasıl öldürüldü ?

Katili kim veya hangi duygu ?

Bu boşvermişlik / ne'me lâzımcılık hangi zamanların çocuğu ?...

İnsanın vazgeçilmezleri vardır.

Din, dil, vatan, bayrak, millet, ana- baba, evlât, eş ve şahsiyet  gibi üstün değerler.

İnsana ve yaratılmış tüm canlı varlıklara saygı duymak, sevmek, ölçülü davranmak ve özen göstermek; insanı, insan yapan vasıfların başında gelir.

Ve, bunların hepsi insanın, kendisine gösterdiği saygı ile doğru orantılıdır.

Üzerinizde taşıdığınız üstün değerlere göstermiş olduğunuz hürmet, vefa , sevgi ve saygı kadar;

başkalarına da saygı gösterebilirsiniz...

Tabi ki, gösterdiğiniz saygı kadar da saygınlık elde edersiniz...

Bunun içindir ki;

insan, her şeyden önce kendisine saygı duymayı öğrenmelidir.

İnsan; yaratılış özelliklerini, duygularını, fikirlerini, özel yeteneklerini ve algılama gücünü tesbit edebilmeli ve önce kendisini tanımalıdır. 

Tasavvufi mânâ da ifade etmek gerekirse ; "kendini bilmeli" dir.

" Kendini bilen, Allah'ı bilir" sözü de, bu mânâda yaşamın amacını derin ve geniş bir ifadeyle özetlemektedir.

Kişi, kim olursa olsun, hangi konumda bulunursa bulunsun ;

kendini bilmeden üzerine alacağı her türlü sorumluk;  taşıyacağı ağır bir yük olacaktır. O yük altında ezilirken, çevresine ve topluma da sorun yaratan bir kişi olacaktır.

Saygı, en küçük toplum olan aile içinde deneyimlenir...

Çocuğa duyulan saygı, sevgi ve ebeveynleri tarafından gösterilen şefkât, çocuğun saygı/ saygınlık konusunda aldığı ilk derstir.

Toplum düzenini sürdürebilmenin temel unsuru saygıdır.

Saygı ve sevgi bir birini destekleyen unsurlar olup, birisinin eksikliği diğerinin de ölmesine neden olur.

İnsan ve toplum düzenini sağlayan saygı ve sevgi kurumsal ilişkilerde yerini daha çok saygı ve kurallara bırakır. 

Duygu ağırlıklı bir saygı yerine,

akıl devreye girer. 

Hukuk, yasa, yönetmelik, sözleşme, tüzük gibi , medeni toplumların iş ve sosyal yaşamını düzenleyen kurallar bütünü geçerlidir... 

Bu mânâda saygı kurumsallaşmış olur...

Kadim kültürümüzde, atalarımız buna TÖRE demiştir !...

Türk , töresiz yaşayamaz !

Geri kalmış toplumlarda, duygular hep ön plândadır.  Ani verilen kararlar, sürekli değişen ilke ve kurallar, öfke, kin ve nefretle beslenen davranışlar, intikam alma duygusu, kişi ve kurumları itibarsızlaştırma gayreti, akıl ve töreden uzaktır...

Tutkular, sevgi/nefret, üstün/önde olma , para ve makam edinme amaç haline gelmiştir. 

Bencilliğin karanlığı hüküm sürerken,

töre, saygı, hukuk ve adalet unutulur...

Unutulan bu değerler;

milletlerin , milli bütünlüğünü koruyabilmesini sağlayan kurallar bütünü olup , geleceğe ışık tutan yol taşıdır...

Hatırlanması / hatırlatılması , umudumuz ve dileğimizdir...

 

Saygılarımla...

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar