Turizm de kaybolan umutlar..

Telefonuma gelen 1 mesaj ve iki görüntü. 
Diyordu ki;
* Antalya - Kundu  Plâjı.  20 Haziran 2020 
Benden başka 2 çocuk ve 3 yetişkin var. Korku filmi gibi...!
Sanki Ülkeye nükleer bomba atıldı ve insanlar yok oldu. 
Olacak iş değil.! 
Kim derdi ki; Haziran ortasında Antalya 'da hayat duracak...?! Görebildiğim son noktaya kadar, benden başka 2 çocuk ve 3 yetişkin...
Onlarda benim gibi burada ikâmet edenler.!
Ve insansız , çöl görüntüsü sahillerde kaybolan umutlar...
Bölge İnsanının suskunluğunu, umutsuzluğunu, karamsarlığını ve yarına dair ne yapacağı hakkında bir fikir sahibi olamayışını anlatan, hüzünlü kumsal ve hırçın dalgalar...
Tarihte ilk defa Ülke sınırları kapanmış, Hava Yollarının uçakları yere inmiş ve insanlara her türlü seyahat yasağı getirilmiştir.
Öyle bir panik ve korku senaryosu yazılmış ki; beraberinde kirli bilgi, şaşkınlık ve umutsuzluk la insanlar yerinden kıpırdayamasın.!
Yaşanılan acı olayla ilgili de bilim adamlarını susturma politikası. Oysa ki Dünyanın dev sermaye şirketleri bu senaryoyu çok iyi biliyor, rollerinede iyi çalışmışlardı. Rol alan ülkelerin kâr- zarar hesaplarını zaman içerisinde daha iyi anlayacağız.
Yaratılan Dünya krizinde küresel güçler, İnsanlığı sosyal bir deneyin figüranları haline getirdiler.. Üretimde , uluslararası seyâhatte büyük kayıplar yaşandı.
Ülkemize döndüğümüzde 3 ayda turizm hareketliliğinin ve sektörün durmuş olduğu aşikârdır.
TÜİK raporlarına bakıldığında; Ülkemize gelen turist sayısındaki düşüş şu şekilde kaydedilmiştir.
Mart 2020, önceki yıla göre: % 67.83 azalma,
Nisan 2020, önceki yıla göre: % 99 düşüş, 
Mayıs 2020, % 99.26 düşüş..
olarak belirtilmektedir.
Turizm Sektörü verilerinden de, Ülkemize en çok turist gönderen Dünya Ülkelerinin başında; Rusya, Almanya ve İngiltere olduğu anlaşılmaktadır.
Geçtiğimiz yıl Rusya, Ülkemize 7 Milyon turist göndermiş, bunu 5 Milyon kişi ile Almanya takip etmiştir.
Şu anda Rusya'da Türkiye'ye  uçuş yasağı devam etmektedir. Temmuz 1- 15 tarihleri arasında bu yasağın kaldırılabileceği umut edilmektedir.
Rusların, Ülkemizdeki destinasyon bölgelerine ilgisi oldukça fazladır.
Almanya'yı ele aldığımızda iş seyahatleri , kültür ve spor gezileri ile gurbetçi vatandaşlarımızın Ülkesinde izin geçirmeleri ile dikkat çeker.
Almanya Ağustos 2020 tarihinin sonuna kadar Ülkemizi riskli ülke olarak ilân ediyor. Türkiye'ye gelen turiste deniliyorki; tatil dönüşü Türkiye Hava Alanında test yaptıracaksın, bu testin sağlık  raporuna dönüştürülme sürecini bekleyeceksin, elinde Covid-19 hastası değildir raporu ile geleceksin.Aksi taktirde Ülkeye  giriş yapamayacağı kuralını koyuyor.
Böylelikle, Türkiye seyâhati zorlaştırılıyor, turistin seyâhat yönü başka ülkelere çevrilmiş oluyor.
İstenen bu uygulama Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızı da yakından ilgilendirmektedir.
Gurbetçi vatandaşlarımızdan edinilen bilgide de, izinlerin kaldırılacağı ve bu sezon Ülkelerine tatile gelemeyecekleri yönündedir.
Diğer Avrupa Ülkeleri ne geçişte test ve sağlık raporu istemeyen Almanya'nın, Ülkemiz için aldığı bu karar oldukça düşündürücüdür..!
Karşımıza gene Avrupa Ülkeleri ayrımcılığı ve AB Üyesi Ülkeleri kalkındırma politikası çıkmaktadır. Sektörden gelen haberler de tercihlerinin İspanya ve Yunanistan olacağı yönündedir.
İnsan sormadan edemiyor.?!
- Pandemi sürecinde, İspanya, Yunanistan, Almanya, İtalya ve diğer Ülkeler ; Ülkemizden çok daha iyi konumdaydılar da , biz mi yanlış biliyorduk.? Yoksa çağın salgını bu ülkelere uğramadı mı.? Sosyal Medyada ve TV kanallarında izlediğimiz dehşet verici görüntüler, bir korku filmi sahnesinden mi alındı.?
Şu bir gerçek ki, Ülkelerin vak'a ve ölüm sayıları tüm dünya kamuoyunca çok iyi bilinmektedir. 
Kaldı ki, Türkiye  halkına sağlık hizmeti sunmada gereken özeni göstermiş , vak'a ve ölüm oranları da Avrupa ülkelerinden çok geridedir.
Mutlaka bu değerlendirmeler ilgili plâtformlarda yapılmaya devam edecektir.
Halk olarak bizi ilgilendiren yanı, bundan sonra ki; seyâhat tercihlerimizi Ülkemizde bulunan seçkin turizm bölgelerimi , yoksa yurt dışı turizm alanları mı olacak.?
 Değerlendirmesi gündemimizde bulunacaktır.
Unutulmamalıdır ki, iç turizm de yaşanacak canlanma, tercihlerin Ülke içi seyâhate dönüşmesi tekrar Milletimize artı değer olarak dönecektir.
Yeniden başlangıç döneminde seyâhat; kendi isteklerimize göre sınırsızca kullanılacak bir hak olmaktan çıkıp, bir takım sorumlulukları taşımaya yönelik tavır ve tercih olacaktır.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca alınan tedbirler gereği;
" Güvenli Turizm Belgelendirme Sistemi uygulamaya alınmıştır. Hizmet Sektörünün standartlarının yükseltilmesi hedeflenen bu sistemle ilgili görüşlerimi bir başka yazımda ele almak üzere;
Saygılarımı sunuyorum.