"Deniz dalgalarıyla deniz; Hükümdar yardımcılarıyla,
hükümdar olur !.. Kaptanın ustalığı, deniz durgunken anlaşılır mı ? "
SAMSATLI LUKİANOS
Denizler dalgalandı; hava soğuk, kar, tipi ve ayaz...
Salgın hastalık durmadan yoluna devam ediyor... Böyle bir ortamda şeffaf düşünebilmek, gerçekleri olduğu gibi kabullenebilmek büyük bir fedâkârlığı ve dürüstlüğü gerektiriyor.
2.Yüz yılda ; kiliseyi , Antik yunan felsefesini ve dönemin yönetim biçimini sürekli eleştiren, şu bizim , Adıyaman - Samsat ilçesinde yaşamış , filozof Lukianos'a hak vermemek elde değil !...
Olayları; neden , nasıl, ne zaman oldu ve sonucu, ne oldu ?... Bu süreçte, benim davranış biçimim nasıldı, nasıl bir çözüm önerisi sundum ve bu sonuca katkım ne oldu, biçiminde sorgulayabiliyormuyuz?..
İnsanlık, toplum, doğa ve geleceği inşa etmek adına yapılması gereken bu sorgulama , oldukça zor gelir, her insana...
Yaşadığımız çağ, tüm güçlüklerini insanlığa sunarken, zor olan şeffaf düşüncede birleşmeyi , akıl ve bilimin öngördüğü kurallar ışığında yol almayı öğütlüyor, bizlere...
Yaşam her zaman tekdüze sürüp gitmez. Derin sularda yüzebilmek; engin bir bilgiyi, cesareti, kararlılığı ve dalgaların şiddetine dayanma direncine sahip olmayı gerektiriyor.
Gerçekleri inkâr etmeden, tüm çıplaklığı ile görebilmek, hakkında bilgi sahibi olabilmek ve doğabilecek problemlere karşı tedbirli olmak; şeffaf, dürüst, ilkeli, akılcı, toplumun menfaatini kendi menfaatinden üstün tutan ve fedâkâr bir şahsiyetin düşünüş biçimidir.
Tarih ; doğal afetler, savaşlar ve insanın - insanla kıyasıya bir çatışma içerisinde oluşunun örnekleriyle, düşünen insana ders verir...
Yaşayabilmek adına verilen bu çetin mücâdele , kutsal bir emanet gibi nesilden nesile devredilirken; hiç düşünmeden kendisini o kısır döngüde bulur, insan.
Oysa ki; dünya kirlenmiş, kaynaklar tükenmiş, iklimler değişmiş, sular çekilmiş, nehirler kurumuş, buzullar çözülmüş ve doğa katledilmiştir...
Zaman, başka bir zamanı sunmakta dır ; insanlar zamanı , boşu boşuna tüketirken !...
Fen bilimlerinde, kısa, basit bir tanım vardır :
"Enerji, iş yapabilme yeteneğidir !..."
Enerji yoksa, hiç bir eylem ve iş üretme imkânınız da yok demektir !...
Tedavisi ; " salgın hastalığa geç yakalanmak" olan Covid 19, azgın bir dalga gibi insanlığı döverken, direnç ve tedbir yoksunu insanlık, tusanamide debelenmeyi sürdürüyor.
Anladık; ölen ölür, kalan sağlar, bizim mi dir, meçhul !...
Pandemi döneminde ki, durgunluğun faturasını da kalan sağların ödeyeceği, kesin görünüyor.
Pandemi kısıtlama ve kapanma sürecinde, Dünya piyasaları da kapanırken, enerji sektöründe tedârik imkânsızlığı ve yeni yatırımların ertelenmesi, tüm Dünya ülkelerini 2022 yılının ilk günlerinde enerji krizi ile yüzleştirdi.
Artan Dünya nüfusu, plânsız kentleşme , savunma sanayisine yapılan yatırımlar , büyüyen sanayileşme hamleleri ve insanlığın hizmetine sunulan yeni teknoloji ürünleri enerji tüketimini artırırken ; küresel ısınma, kuraklık ve pandemi enerji üretimini yavaşlatıyordu.
Enerji temininde, doğalgaz çevrimiçi enerji santrallerine , kömür ve fosil atıklardan elde edilen yenilenebilir enerji üretimine yönelen enerji sektörü, ikinci bir darbeyi de doğalgaz arzında yaşamaktadır.
Arz- talep dengesini bulamayan, Dünya piyasasında yaşanan doğalgaza bağlı kriz; ülkelerin siyasi politikalarına da yön verirken, bizim gibi doğalgazı ithâlât yoluyla temin eden ülkelere de, zor günler yaşatıyor.
Doğalgaz çevrimiçi santrallerinin durdurulması, sanayi bölgelerine sınırlı doğalgaz verilmesi, bölge bölge elektrik kesintileri şimdilik bulunan geçici çözümler... Zorunlu yapılan bu uygulamalardan dolayı , aksayan üretimin verdiği zararların telâfisi de, önümüzde ki yılların çözüm bekleyen sorunu olacak.
Umut ediyoruz ki; önümüzde ki gün ve yıllarda izlenecek akılcı ve teşvik edici politikalar, sağlıklı uluslar arası diyaloglar , zamanında temin edilecek doğalgaz, yenilenebilir enerji üretiminin ve güneş enerjisinden enerji üretiminin teşvik edilmesi, enerji krizini aşmada önemli bir unsur olacak...
Atalarımız der di; " Elden gelen öğün
olmaz, o da zamanında bulunmaz !..."
Kendi enerjimizi, kendimiz üretmek zorundayız !... Bugün, zorunlu olarak doğalgaz kısıtlaması ve elektrik kesintisine maruz kalan sanayicimiz, iş adamlarımız ve özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerimiz yatırım plânlaması yaparken; neye, niçin, nasıl yatırım yapmalıyım ?
Enerji temininde, kendi enerjimi nasıl üretmeliyim ? Sorularına cevap bulmak zorunda olduklarını, bir kez daha düşünmek durumundadır.
Esen kalınız...
YORUMLAR