Ne istiyor , bu İnsanlık ?...
Birsen Alkan Dinç

Birsen Alkan Dinç

Ne istiyor , bu İnsanlık ?...

23 Ekim 2020 - 10:28

“Hayatta kimseye güvenmeyeceksin demek, saçmalıktır inan...

Ama, kime iki defa güveneceğini  hesaplamalı insan !..."

Victor Hugo

 

Güvenmek istiyor insan,

dağlara güvenir gibi, bir birine güvenmek istiyor... Korkmadan, kaygılanmadan, inanarak sevmek istiyor, insanları ve hayatı...

Sokağa çıktığında ; bir saldırıya uğramadan, trafikte bir kazaya kurban olmadan, işinde dürüstçe kendini ifade ederek , emeğini verip, hakettiği ücreti almayı;

değer verip, değer bularak evine dönmeyi istiyor... Yaşamak istiyor, insanca... İçinde bulunduğu topluma ve geleceğe güvenmek istiyor...

Çünkü; hayatın kontrolünü sağlayan güven duygusu, kendisine her şeyin yolunda gittiğini  düşündürüyor.

Acaba öyle mi ?.. İnsan neden güvenemez ?...

Düşünün ki ; karşınızda bilinçaltında , kin ve nefret duyguları taşıyan bir insan var.

Hayatta kimseye inanmayan, sevmeyen, düşmanlık duyguları gelişmiş bu insanın rehberi, kendi doğrularıdır... Bilgiye ve başka fikirlere kapalı olup, kimseye güvenemez...Sever gibi, inanır gibi  yaklaşımları ; kendi güvenlik alanını korumak içindir. Muhatap olduğu kişi ve toplumun zayıf yönlerini tesbit etmek,  açığını aramak, gerekli hallerde bu edindiği bilgilerle , muhatabından intikam almak hedefleri arasındadır. Böyle bir şahsiyete sahip insan, kimseye güvenemez ve hiç kimseye de güvenilirliğini ispat edemez.

Nefret ve düşmanlık duyguları yoğun olan insan,  dostunu ve düşmanını da ayırt edemez.

Dost bildiğinden düşmanlık, düşman bildiğinden de iyilik ve yardım bulabilir.

Kendisine olan özgüveni , sevgi, merhamet, bağışlama , sağduyu ve inançla gelişmemiştir. 

Kaybetme korkusu ve diğer olumsuz birikimleri kişiyi, güvensizlik batağına çekerken, gerçek bilgiye ulaşmasına da en büyük engeldir.

Hayatını bu duygu ve fikirlerin baskısı altında sürdüren kişi,  kendine has bir kültür oluşturur.

Toplumun genel kabul görmüş ilkeleri, din, örf ve adetler , O' nu pek ilgilendirmez. Kendine has kuralları doğrultusunda oldukça seçici olup;  herkesin fikirlerini onaylamasını, O' na uyum sağlamasını bekler. Aksi davranış sergileyenleri, hayatından aşağılayarak ve suçlayarak dışlar.

Zaman zaman böyle şahsiyetlerle hepimiz karşılaşırız... Hayatı ve olayları yeniden ele alıp düşünme,

yeni yaşam politikaları geliştirme gereğini de duyarız.

Kötülüklerden arınmak, saygın bir insan olabilmek, her ne kadar edebiyatı ve felsefesi yapılsada;

O kadar da kolay bir iş değildir.

Emek ister, zaman ister, sürekli ve istikrarlı bir mücadele ister.

Her şeyden önce, insan inanmalı;

güçlü bir inançla bağlanmalı, karanlık gecenin ardından gelecek, seher vaktine...

Ve inanmalı  ki;  kendi karanlığını aydınlatacak dolunay, gene kendisidir !...

İnsan, zaman zaman gerçekleri anlamada geç kalabiliyor. Fikirleri, duyguları, inandığı dava ve kişilerin üstünlüğünü  telkin ederken, yanılabiliyor. Aşırı güven de gözlere bir perde çekiyor, kendi güveninin şiddetinde kör oluyor, İnsan... Ve kaldırılıyor !...

Her zaman, sonuna kadar güvenmenin; hiç güvenmemek kadar hatalı olduğunu anlıyor insan, yaşayarak.

Ve yemin ler ediliyor, yazmakta olan kalem şahit tutularak..

Gönüller kırgın ve suskun; o kırılmayla gönül gibi, gönül kesiliyor insan...

Anlıyor ki; gerçek sevgiye ulaşmak için, ızdırap ve çileden oluşan yol taşlarının üzerinde yürümesi gerek..Sevgiye ve Sevgiliye  adım adım ulaşmak gerektiğini,  çile tünelinde geçerken anlıyor, İnsan... 

Sonsuz İkram, Güç, Kudret, Merhamet ve Bağışlamasıyla Evreni kuşatan Yüce Allah'tan  başkasına duyulan güvenin; 

geçici ve sorgulanmaya mahküm olduğunu, anlıyor İnsan.

O zaman;

sorgulayın korku ve kaygılarınızı,

sorgulayın istek ve arzularınızı.

Bugünü,  sevdiklerinizi, hayallerinizi ve umut ettiklerinizi, sorgulayın.

Zamanı anlamada size yardımcı olacaktır !...

Saygılarımla...

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar