"Türk dilini, Türklük şuurunu, örfünü ve töresini araştırmak, geliştirmek, yaymak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla ; birlikte çalışma ortamları meydana getirmek, Türklerin bulundukları ülkelerde ekonomi, san'at, edebiyat, kültür ve insan hakları alanlarında daha etkin olmalarını sağlamaya dönük, bilgi alışverişi ile teknik işbirliğine imkân hazırlamak, hedeflerimiz arasındadır."
Murat ÇOBANOĞLU
Turan Devletleri Teşkilâtı Genel Başkanı , Sayın ÇOBANOĞLU Derneğin amaçlarını tanımlarken,
aslında Turan coğrafyasına yayılmış bütün Türklerin Kızıl Elma'sını tanımlıyor...
Uzaklaşan hatıralar, öz kültürden kopmalar, Milli değerlerde yaşanan kayıplar, siyasi ve ekonomik zorlamalar, toplumsal ayrışmalar,
Küresel Dünya'nın dayatmaları, savaş ortamı ve terör belâsı, bizleri, daha çok bir ve berâber olmaya sevk ediyor...
Bireyselliğin ve kişisel menfaatlerin üstün kılındığı, dostluk ve kardeşliğin zedelendiği çağımızda; uzaklaşan ve uzaklaşırken hasreti büyüyen kardeşliğimiz, bir kızıl elma!..
Kızıl Elma, Eski Türkler'de Güneş ve Ay'ı anlatan kızıl toptan esinlenerek, sembolleşmiştir. Bu top, "muncunuk" adıyla bayrak ve tuğların tepesini süslemiş, bazen zaferin işareti, bazen de hakimiyetin sembolü olmuştur.
Çoğu zaman da, fethedilmek üzere hedef seçilen yeri ifade etmiştir.
Kızıl Elma imgesinin, ilk kez Orta Asya Türkleri arasında doğduğu, Ergenokon destanında ; Ergenokon'dan dışarıya çıkma ve kaybedilmiş eski yurdu geri alma idealini simgelediği kabül edilir.
Türkistan'dan Hazar Denizi'nin doğusuna gelen Oğuzların ise;
Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetinin ifadesi olarak bulunan altın topu, yani Kızıl Elma'yı ele geçirmeyi ülkü edindikleri düşünülür.
Kızıl Elma , Türk Mitolojisinde özellikle Oğuz Türkleri için ; uzaklaşan , uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler ve düşleri simgeleyen bir ifadedir.
Bu mânâda düşünüldüğünde, Türk Devletleri'nin gelecekte oluşturmayı hedeflediği " Türk Birliği" , Kızıl Elma imgesinde anlam bulan bir hedef ve amaçtır.
Özlenen bu büyük buluşmayı görmek,
belki de bizim kuşağa nasip olmayacak... Ancak, hayalini kurmak ve bu hayale bir adım atmak; Anka kuşu gibi haber taşımak olsa da Kaf dağına, bize gurur veriyor...
Sivil bir toplum kuruluşu olan,
Turan Devletleri Teşkilâtı Derneği'nin faaliyet alanı tüm Dünya ülkeleri üzerinde bulunan Türkleri kapsar.
Slogan ise ;
Türk'ün olduğu her yerdeyiz !...
Bunun içindir ki; kültürel, ticari, ekonomik, eğitim, basın ve yayın alanlarında öncülük etme , farklı coğrafyada yaşayan Türk'lerin iletişim ve işbirliğini sağlama görevi daha aktif ve etkilidir...
İnanıyoruz ki, Türkler arasında toplumsal tabanda kurulacak işbirliği ve kardeşlik; siyasi ve idari yapıda da Devletler arası işbirliğine köklü ve sağlam bir zemin oluşturacaktır.
Bilindiği gibi, 1991 yılından sonra bağımsızlığına kavuşan Türk Devletleri ile siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve askeri işbirliği kurmak bir hedef olarak benimsenmiş, zaman içerisinde de önemli adımlar atılmıştır.
1992 yılında Ankara'da gerçekleşen, " Türkçe konuşan devletler başkanları zirvesi" Türk Devletleri Teşkilâtı'nın temelini oluşturan ilk adımdır.
2009 Yılında yapılan Nahcıvan Anlaşması ile Türk Devletleri arasında kapsamlı işbirliğini teşvik eden, uluslar arası bir örgüt olan
"Türk Konseyi" kuruluyordu.
Türk Konseyi'nin kurucu üyeleri;
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan'dır.
Türk Konseyi'ne üye ülkeler , Birleşmiş Milletler Antlaşması' nın amaçları ve ilkeleri yanı sıra, Uluslararası Hukukun diğer evrensel olarak tanınan ilkelerini benimsemiştir.
Barış ve güvenliğin korunması ile iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine ilişkin uluslararası normlar Türk Teşkilâtı çatısı altında yürütülecek işbirliğinin zeminini oluşturacaktır.
En son yapılan 8.zirve, 12 Kasım 2021 tarihinde Istanbul'da gerçekleşmiştir. Türkiye, Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
Türkmenistan ve Macaristan Devlet Başkanlarının katılımıyla üye ve gözlemci ülkeler arasında işbirliği ve her alanda ortak çalışmaların ilerletilmesi benimsenmiştir.
Edindiğimiz bilgiler arasında,
ülkeler arası kurulacak işbirliğinde; siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve askeri konularda yapılacak anlaşmalarla ilgili Bakanlıklar düzeyinde ana başlıklar açılmış olup,
müzâkere sürecinin 2040 yılına kadar tamamlanması hedeflenmektedir.
Bu süreç içerisinde, her Türk'ün görevi ; aramızda var olan biyolojik bağın, toplumsal boyutta da gelişimine katkı sunmak olacaktır.
Turan, Türk'ün Kızıl Elma'sıdır.
Var olsun Turan Eller...
Esen kalınız....
YORUMLAR