Kaosu düzene dönüştüren; sistem kurucusu, visa kartlarını geliştiren İngiliz iş adamı, Dee Hock diyordu ki;
"Bir organizasyon, ne kadar iyi tasarlanmış olursa olsun, sadece içinde yaşayan insanlar kadar, iyidir."
Demokrasiyi benimsemiş toplumlarda, organizasyonlar ; vakıf, dernek, birlik, odalar, sendikalar, siyasi oluşum gibi sivil toplum örgütleri , demokratik toplum yapısının oluşturulmasında büyük önem arzeder.
Kişilerin kendilerini , toplumsal bir yapı içerisinde ifade edebilmeleri en doğal hakkıdır. Bireyin, fikir ve önerileri bağlı bulunduğu organizasyonu güçlendireceği gibi,d demokrasiyi benimsemiş toplumun gelişiminde de gerekli bir unsurdur.
Herhangi bir organizasyonda; İnsana, bireye saygı esas olup; bir üye değerlidir, kazanılması ve korunması gereken bir şahsiyettir.
Organizasyonlar, çalışma ilke ve kurallarını belirleme aşamasında ; güdülecek amaçların merkezine , insanı ve toplumu yerleştirmelidir.
Belirlenecek kurallar, saygı, sevgi ve hoşgörü zemininde gelişir.
Aksi taktirde; katı kural , dayatma, baskı ve emir altında tutan bir yapılanmada, demokrasiden söz edilemez...
Bilinmelidir ki ; sivil toplum örgütlerinde yer alan her birey ; gönüllü bir neferdir.
Evine, ailesine, işine, çevresine ve kendisine ayıracağı zamandan fedâkârlık ederek, o , organizasyon da yer alır.
Kişinin bulunduğu ortamda ; çıkarlarını ön plânda tutan kişi ve yöneticiler tarafından, O'nun düşüncelerinin önüne sınır konulmadığı sürece bilgi ve fikir üretebilecektir.
Yeteneklerin açığa çıkması , düşüncenin saygı görmesi ve desteklenmesi ile doğrudan ilgilidir. Organizasyonlarda yer alan insanların sıradan üye sayısını artıran bir insan kaynağı olarak görülmesi, bireyin isteği ve bilgisi dışında ; ikâme etme, yönlendirme, görev verme , konumlandırma; birey de davranış değişikliği oluşturacak ve kendisini baskı altında hissedecektir... Demokratik ortam kaybolmuş, yerini baskı ve tehditkâr davranışlar almıştır.
Bireyin bu şekilde baskı altında tutulması, emir- komuta zincirinde sıkışması sürecinde, gösteremediği tepkisel davranış; organizasyon yönetimi ve bâğlı organlarını izin verilmiş bir " despotizme" sevk edecektir.
Despotizm; bir birey veya yönetim gurubu tarafından, organizasyonun baskı ve zora dayalı idare edilmesidir ki; bu orta çağ zihniyetinin sürdürülmesidir !...
Bu yöntem; Emperyalist güçler tarafından, gelişmekte olan ülkeleri sivil toplum örgütlerini kullanarak, çökertme ve yok etme plânları arasında yer alır. Hedef seçilen ülke de ki;siyasi, iktisadi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine destek vererek,topluma, aileye ve bireye ulaşıp, kendi çıkarları doğrultusunda bireyi dönüştürüp, değiştirmek ana gayedir. Dolayısı ile toplum topyekün değişecek, değer yargıları bozulacaktır.
Kullanılan argümanlar ise; kültür, din, eğitim, ekonomi, milli duygular, buhranlı olağan dışı zamanların dalgalanmaları ilgi alanlarındadır.
Sivil toplum örgütleri aracılığı ile aileye kadar uzanan gizli el, önce aileyi, sonra toplumu ve sonuçta da bir ülkeyi çökertmeyi başarır.
Demokrasiyi içselleştirmiş bir birey, böylesi baskıcı ortamlarda haklı olarak tepkisel davranışını gösterir.
Günümüz de, organizasyonlar tarafından ; kaos ortamı yaratılarak, sonra da,
bu kaosu , bertaraf etme çabası göstererek idare etmeye çalısanlar, toplum ve birey tarafından başarılı görülmezler !...
Hani diyordu Hz. Mevlânâ;
" Ey, bana ağlayan; Musul, Kerkük yanmadan ağla...."
Şu iyi bilinmeli ki; Çağımız hızlı bilgiye ulaşma çağı!
Demokrasinin yaşatıldığı toplumlarda, bireyleri baskı altına alan, etiketleyen, kullanan , bireyi bir eşya konumuna indirgeyip, aşağılayan; bölücü politikalar kullanarak toplumu ayrıştıran, hiç bir organizasyon uzun ömürlü olamayacaktır. Tarih böyle çöküntüye uğramış organizasyonları, çöplüğüne gömmüştür.
Maharet; kaos ortamına izin vermemek, bertaraf etmektir.
Ortak çözüm önerileri üreterek; birlik ve berâberliği temin etmektir.
Çıkar ve menfaat uğruna; "BÖL- PARÇALA ve YÖNET tekniğini kullanan kominist ülkelerin vardıkları sonuç ortada!...
Maharet o dur ki; her türlü organizasyonda, rekâbet ile işbirliğinin aynı çatı altında birleştirilebilmesi ve eşgüdümlü geliştirilebilmesidir...
Saygılarımla....
YORUMLAR