Bir Fırtına Koptu , 2020'de !...
Birsen Alkan Dinç

Birsen Alkan Dinç

Bir Fırtına Koptu , 2020'de !...

31 Aralık 2020 - 19:41 - Güncelleme: 31 Aralık 2020 - 22:51

Dünya'yı dolaşacak rüzgar; 2019  yılının son ayında yaşanacak belirsiz zamanların, çaresizliklerin haberini veriyordu.
Kaybedilen koskoca bir yıl;  ocaklar söndüren, canlar alan fırtınayı tanımak ve verdiği zararların istatistiğini tutmakla geçti.
Adına salgın dedik, virüs dedik...
Sığınaklara kaçarcasına evlere çekildik ve yüzyılın fırtınasından korunurken , bir savaş ortamının psikolojisi hakim oldu, zihinlere.
Yaşamın her alanını alt- üst eden  küçük bir virüs; 
zamanın da ders vereni oluyordu, düşünen insana.
Sonuçlarını , sükût içerisinde izlediğimiz bu lânet olayın alt yapısı, bir gurup insan tarafından hazırlanıp,
öldürücü bir silâh gibi ortaya çıkarılıyordu... Sonra da aynı ülke ve dünya yönetimini elinde tutan Emperyalist güçler tarafından aşı ve ilaç üretimi başlıyordu...
"Önce hasta edeceğiz, sonra tedavi ederek para kazanacağız !.."
7 Yaşında olan çocuklar bile anladı, bu mantığı...
Bu talihsiz sonucun alt yapısını insanlık kendi eliyle yıllar öncesinden hazırladı. 
Yatırım ve kalkınma adına : 
Küresel güçlerin ,evrensellik hikâyelerine inanan ülkeler ; bilim ve teknoloji üstünlüğünü  de elinde tutan kapitalist dünya devlerinin güdümünde , yönetim politikaları geliştirmek zorunda kaldı.
Ormanların yakılıp, talan edilmesine,
Ekili arazilerin imara açılmasına,
Denizlerin kayalarla doldurulup, doğal dengesinin bozulmasına,
Göllerin kurutulmasına,
Göl ve denizi besleyen akarsuların doğal akışına (enerji üretimi ve diğer amaçlar için ) engel olunmasına,
Ülkelerin , bir teknoloji çöplüğüne dönüşmesine,
Havanın kirlenmesine,
Suyun tükenmesine seyirci kalıp, adeta yardımcı oldular.
Kendine ait bir coğrafya da;  İnsan, nasıl olur da düşman topraklarında yaşar gibi davranır ?

Anlamak mümkün değil !...


Doğada yapılan bu katliama duyarsız kalmak, engel olamamanın verdiği ızdırabın, elbetteki insan pisikolojisi ve davranışlarında da bir sonucu olacaktı.
Duyarsızlık ve olaylara alışmak, İnsan şahsiyetinde bozulmaları da beraberinde getirdi.  Algılama ve davranış biçiminde  ki değişme , olayları sıradanlaştırmaya ve normalleştirmeye başladı.
Âdeta doğaya savaş açmışcasına, para kazanmak adına katliamlar tüm Dünya yı sardı.
Oysa ki İnsan, doğayı korumak ve geliştirmekle sorumluydu...
Allah'ın kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları bilinçsizce öteleyen insan, artık başka bir şeye dönüşüyordu !...
İnsan, nasıl İnsandı?
Bir ağaç dikendi, en güzel duygularını bir gül fidanının yanında, dile getirendi.
Güvenirdi, bir birine. Karşılıksız ve çıkarsız sevebilendi. İnsanlara, kardeşim diyebilendi. Merhametliydi.
Vefaķârdı. Çalışıp, üreten ; alın teri soğumadan ücreti ödenendi.
Fırsatçı değil, aksine gençlere fırsat sunandı.
Çocuk la çocuk olan, şefkatini esirgemeyendi.
Ana baş tacı, baba önünden geçilmeyendi.
Eşi; sevgili, yâr ve yarendi.
Kadın saygınlığı olan, bacısıydı...
Erkek; dürüst, mert aş- iş peşinde koşan ,fedâkâr ve Vatanı için korkusuzca canını fedâ edendi.
Ve aslolan, İNSANIN, İNSANA SAYGISIYDI !...
Demokrasi ortamında, insan bu değerlerle düşünür ve davranırdı.
Demokrasi de; sorumluluk duygusu taşıyan, eylem ve davranışlarının hesabını verebilen; olumsuz olaylar karşısında tavır takınmasını bilen, aklını kullanabilen, gerçek bir kişi olarak hür düşünceye sahip insanlar istiyordu. Kula, kul olmuş; para ve zenginliğin girdabında kaybolmuş insan değildi, istediği.
Yurttaş bilincine ulaşmış, ait olduğu Milletin öz değerlerini üzerinde taşıyan gururlu insan, istiyordu.
Zira, yüksek bir medeniyete bu değerlerle , yürünebilirdi.
Esti bir fırtına, yol toz- duman...
İnsanlar şaşkın ve üzgün. Maskelerin arkasına gizlenmiş yüzlerde, cehennem azabı gibi bir acı...
Gözler, anlatıyor , çekilen acının ızdırabını...
Her ne kadar 2020 yılında karanlık bir felâket tünelinden geçmiş olsakta; şafaktan , yeni günden ve yarınlardan umudumuzu kesmemek,
Yaratan Yüce Allah'ın bize verdiği, ulvi bir duygudur.
Her doğan gün,  yeni bir zamanın müjdesini verir. Umuda sarılmak; kaybedilen 2020 yılının acılarını unutturacaktır, elbet.
Hayatını kaybeden yakınlarımızın kederiyle, bir birimizden uzak kalmanın hasretiyle yeni bir takvim yılına başlıyoruz.
Dünya, yeniden güneşi turlayacak ve biz de yeni zamanın çocuğu olacağız.
Cemil Meriç Der ki;
ULU ÇAMLAR FIRTINALI DİYÂRLARDA YETİŞİR !...
Geçtiğimiz fırtına dan; akıl, bilim ve üstün değerlerin büyüyüp geliştirdiği olgun insanlar olarak  çıkmak hedefimiz olmalı.
2021 yılının daha hayırlı olaylara tanıklık etmesini diliyorum.
Sağlıklı ve mutlu yıllar...

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar