Henüz 5 yaşında idi.
Yaz başlarken gökyüzü kırkikindi yağmurlarının hazırlığında, bulutları biriktiriyordu. Bulutların hareketi ve rüzgârın uğultusu O' nu çok korkutuyordu. Annesine sarıldı... Babası korkmamasını; gökyüzünde bir birine sarılan bulutların enerji ürettiğini, şimşek oluştuğunu , birbirlerine çarparken de gök gürültüsü meydana geldiğini ve biraz sonra yağmur yağacağını anlattı.Sonrada dağlar, ovalar ve yeryüzünün yağmurla beslenip güzelleşeceğini , akarsu , göl ve denizlerin su biriktireceğini uzun uzun anlatıp; Oğlum Gökyüzü doğayı ve bizi besler korkma, Allah bize hediye etmiş onu der..
Çocuk babasından aldığı ilk Fizik dersinin mutluluğu ile annesinin kucağında uyur.
Uyandığında, annesini pencerenin önünde sonsuz maviliği izlerken görür..Oda aydınlanmış, gökyüzü pırıl pırıl..Annesinin yanına sokulup onun baktığı yöne yüzünü çevirir. Şehrin güney- batısında gördüğü manzaraya şaşırarak sorar.
- Aaaa Kim çizdi bu resmi..? Renk renk...!
Annesi , Allah çizdi oğlum. O gökkuşağı yağmur sonrası, güneşin renkleri ile boyandı gökyüzü der.
Çocuk bağırmaya başlar...
- Ben Gökkuşağını Tutacağım...
Haydi dağlara çıkalım.
Onun tutulamayacağı kendisine anlatılsada,
dinlemez.! Odasına koşar, bir kâğıt üzerine gökyüzü, bulutlar, yağmur ve Gökkuşağını çizer. Bulutun üzerine basıp , gökkuşağı na tutunan bir çocuk resmi ile geri döner.
- Bak..! Tuttum işte, haydi dağlara çıkalım.
Çaresiz; anne ve baba elinden tutup çıkarlar dağlara. Yollar uzun, dağlar çok sarptır...Yılmadan tırmanışları sürer..Bir tepenin düzlüğü görünen öbür tepenin tırmanış noktasıdır...!
Gökkuşağı 'nın peşine düşen Çocuk, gün gelecek;
" Akarsularımız doğâl yatağında akmalı, göllerimizin doğal sınırları korunmalı, ENERJİMİZ yeryüzünün bize sunduğu doğalgazdan ÜRETİLMELİ.. Rüzgar ve Güneş sonsuz enerji kaynağımız..! Dünyayı besleyen GÖKYÜZÜNÜ KİRLETMEYELİM , sloganları ile enerji üretim sektörünün sayılı elemanlarından birisi olacaktı.!
Avrupa dan başlayan yolculuk , Türk Cumhuriyetleri, Rusya ve Ural dağlarına kadar uzanıp, İnsanlık tarihinde bir yüz karası olan , Müze haline getirilen Bakır Madenlerini aydınlatan el olacaktı.
Ural dağlarının yüksekliği düşüncelerini daha yükseklere taşıyıp, Afrika' nın en uç noktası Nijerya 'ya kadar uzanan ülkelere hizmet sunan minik eller ve büyük hayaller fırtınalı gökyüzünden hiç korkmadan yoluna devam edecekti...Dünya ülkelerinden edinmiş olduğu deneyimlerini, Torosların yamacında
Vatanına ve Milletine sunmayı hedefleyecektir.
Bizler çocuklarımızı anlayabildiğimiz, başı ve sonu olmayan hayallerine eşlik edebildiğimiz kadar Anne ve Baba oluruz.
Hayatı algılamalarına tanıklık edebiliyor ve destekleyebiliyorsak aramızda sağlıklı bir iletişim kurulabilir.
Birlikte çoçuk olmayı deneyimlerken, aslında bizde zamanın çocuğu oluruz. Her çocuk yeni bir ufuk açar , gönül dünyamıza...
O' nun la yeniden varoluş yolculuğuna çıktığınızda, sevgi, güven, merhamet ve samimiyet duyguları kuşatıverir sizi..!
Şeffaflık vardır. Zorluklar aşılabilir, imkânsızlıkların çaresi bulunabilir. Bu duyguların verdiği enerji ve umut sizi bir tepeden diğer tepeye tırmandırır büyük bir haz la.
Hakikâtle hayalin sentezi ve yıllar ötesini cesurca plânlayan keskin bir zekâ yoldaşınız olur ve yürürsünüz, hep ileriye...
Bazan yolunuzu kesenler olur, ahlâk , erdem ve kul hakkından bihaber olan zavallılar tökezletir sizi..
Böylesi durumlarda, dağlara bakın, Yüce Allah'a sığının açar elbet bir geçiş yolu.
Çocuğun ayağı bir engele takıldığında, hangi yaşta olursa olsun her türlü fedâkarlığı yapmak, Anne ve Baba 'nın vazgeçilmez sorumluluğudur..!
Eğitim beşikten- mezara kadar sürer iken , önde giden rehberler geleceği inşa edecek çocukların elinden tutmak zorunda , yol taşı gibi karanlıkları aydınlatma yükümlülüğü ile hareket etme durumundadır...
Çocuğundan üstün başarı, erdemli bir hayat, maddi ve manevi bir performans bekleyen Anne ve Babalar; siz vermiş olduklarınızı bir düşünün..! Alt alta yazıp bir listeleyin.. Sonra sorun kendinize;
- Ne verdim, ne istiyorum...?
Hz.Mevlânâ Der ki;
" Hiç darı ekip, buğday devşiren gördün mü...? "
Sevgili miniklerimizin yeniden yapılanan dünyada , erdemli , çalışkan, üretken ve dürüst ufuklara yürümelerini diliyorum.
Lütfen çocuklarımıza özen gösterelim, onlara değerli olduklarını hissettirelim, eğitimli ve donanımlı insan yetiştirmek ana gayemiz olmalı. Zira Cahillik Millete ve İnsanlığa zarar veren oluşumların elemanını hazırlar.!
Aydınlık yarınlarda miniklerimize sevgiler...
YORUMLAR