Türkiye'deki 125 kadın konukevinden 90'ı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, 32'si belediyelere ve 3'ü de sivil toplum kuruluşlarına bağlı faaliyet yürütüyor. Fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik yönden şiddete uğrayan kadınların ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla geçici bir süre kalabilecekleri yatılı sosyal kuruluşlar olarak hizmet veren kadın konukevlerine sığınma talebinde bulunan kadınlara, barınma başta olmak üzere, güvenlik, danışmanlık ve yönlendirme hizmeti, psikolojik, hukuki, tıbbi ve geçici maddi yardım, iş bulma, kreş, mesleki eğitim, çocuklar için burs ile sosyal, sanatsal ve sportif faaliyet desteği veriliyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki 90 konukevinde geçen yıl 8 bin 51 kadına bu yönde hizmet verildi. Son 10 yılda ise 45 bin 945 kadının konukevlerine sığındığı ortaya çıktı.
"Artışın nedeni şiddet ve ekonomik sorunlar"
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü avukat Halime Sanlı, AA muhabirine, konukevlerine sığınan kadın sayısında artış olduğunu belirterek, bunun şiddetin yanısıra ekonomik anlamda yaşanan sıkıntılardan kaynaklandığını söyledi.
Sanlı, kadına yönelik şiddetin artması nedeniyle konukevlerine yapılan başvurunun da arttığına dikkati çekerek, şöyle dedi:
"Kadın konukevlerine sığınan kadın sayısının fazla oluşu toplumsal bir yaradır. Gördüğü şiddet üzerine evini terk eden, evden atılma veya ölüm tehlikesi altında olan kadınlar sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalıyor. Kadın konukevlerine yerleşen kadınları devlet korumak zorunda. Ancak aynı şekilde bu kadınların istihdam edilmesi de gerekiyor. Genelde Türkiye İş Kurumu bu konuda çalışmalar yürütülüyor. Bu çabalara rağmen konukevlerindeki tüm kadınların dört dörtlük bir işe yerleştirilmesi tam anlamıyla sağlanamıyor."
Sanlı, kadın konukevlerine sığınmanın yasal bir süresi olduğuna dikkati çekerek, başvuruda bulunan kadınların belirli bir süre konukevinde tutulduğunu, mazeret veya farklı bir neden olması halinde sürenin uzatılabildiğini sözlerine ekledi.
YORUMLAR