Aşılama sadece çocuklara yönelik bir işlem gibi düşünülmemelidir. Unutulmaması gereken şey; korunma, tedavi etmekten daha kolay, ucuz ve güvenlidir” dedi.
Kış mevsiminin yavaş yavaş kendini hissettirdiğini ve hastalıkların da ortaya çıkmaya başladığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi İmmünoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Şengül, “Bu günlerde çoğu kişi soğuk algınlığı ve nezle nedeniyle keyifsiz. Neyse ki henüz grip virüsü dolaşıma girmedi. Bu yıl nasıl bir grip salgınıyla karşı karşıya kalacağız bilmiyoruz. Grip sonrası artan zatürre ve diğer hastalıkları da unutmamak gerekli” şeklinde konuştu.
“AŞI OLDUKTAN SONRA GRİBE YAKALANMAZSINIZ”
Özellikle Kasım-Mayıs ayları arasında ortaya çıkan grip enfeksiyonlarından korunabilmek için, her yıl aşı olmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Şengül, “Bu aşının koruyuculuğu, o yıl dolaşımda olacağı düşünülen grip virüsleriyle sınırlıdır. Aşılama ancak aşı içeriğinde bulunan virüslere karşı korunma sağlar. ‘Aşı olduktan sonra gribe yakalandım’ sözünü siz de duymuşsunuzdur. Bu sözü söyleyenlerin çoğunluğu grip dışındaki çeşitli soğuk algınlığı ve nezle virüsleriyle hastalandıklarından habersizdir. Grip aşısının etkisizliğinden bahsederek, istemeden de olsa başkalarının etkilenmesi ve aşılanmamasına, bunun sonucunda da hastalanmalarına sebep olma sorumluluğuyla karşı karşıya kalmaktadır” dedi.
“ZATÜRRE İÇİN BİR KEZ AŞI OLMAK YILLARCA KORUNMAYA YETMEKTEDİR”
Kış mevsiminde insanların kapalı alanlarda daha yoğun bulunması sebebiyle gerek grip sonrasında, gerekse de doğrudan doğruya birçok insanı hasta ederek zatürre veya menenjite yol açan başka hastalık etkenlerinin de olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Şengül, “Zatürreye yol açan pnömokok adını verdiğimiz bakteriler ve menenjite yol açan meningokok adlı bakteriler, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlı ve kronik hastalıkları olan kişilerde ciddi rahatsızlıklara ve sakatlık ya da ölümlere yol açabilmektedir. Bu hastalıklardan korunmak için her yıl aşı olmak gerekmemektedir. Son yıllarda geliştirilen uzun süre korunmayı sağlayan aşılar sayesinde, bir kez aşı olmak yıllarca korunmaya yetmektedir” diye konuştu.
“KORUNMA, TEDAVİ ETMEKTEN DAHA KOLAY, UCUZ VE GÜVENLİDİR”
Özellikle yüksek riskli kişiler olarak adlandırılan bireylerin ve onlarla yakın temasta olan kişilerin aşılanmasının hayati öneme sahip olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Şengül şöyle devam etti: “Tüm 65 yaş üstü bireyler, tüm sağlık çalışanları, kronik hastalığı olan kimseler, bağışıklığı baskılanacak ya da baskılanmış olanlar (Organ nakli hazırlığı yapılan hastalar gibi), huzur evi ya da bakım evi gibi yerlerde yaşayan ya da çalışanlar yüksek riskli grupta yer almaktadır. Sonuç olarak, aşıyla korunma her insanın hakkıdır. Aşılama sadece çocuklara yönelik bir işlem gibi düşünülmemelidir. Unutulmaması gereken şey; korunmanın, tedavi etmekten daha kolay, daha ucuz ve daha güvenli olduğudur.”
YORUMLAR