AK Parti milletvekilleri, dört eski bakanla ilgili daha önce verilen Soruşturma Önergesi'ni yenileyerek TBMM Başkanlığı'na sundu.
AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve 76 milletvekilinin imzasını taşıyan önergede, Anayasa'da belirtilen hukuk devletinin, "insan haklarına dayanan, hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet" olduğu kaydedildi.
Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli tarihlerdeki kararlarına işaret edilen önergede, hak arama hürriyetini düzenleyen Anayasa'nın 36. maddesinde, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" denilerek yargı mercilerine davacı ve davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma, adil yargılanma hakkının güvence altına alındığı belirtildi.
Anayasa'nın "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz " maddesine işaret edilen önergede, yüklenen suç ne olursa olsun tüm sanıkların suçsuzluk karinesinden yararlanması ve kendini savunabilmesi için her türlü olanağın sağlanması gerektiği kaydedildi.
TBMM'nin bilgi edinme ve denetim yolları arasında sayılan, Başbakan veya bakanlar hakkında görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili Meclis Soruşturması açılmasına dair usul ve esasların Anayasa ve Meclis İçtüzüğü'nde düzenlendiği hatırlatılan önergede, "Görevde bulunan veya görevinden ayrılmış olan Başbakan ve bakanlar hakkında Meclis soruşturması açılması, TBMM üye tamsayısının en az onda birinin vereceği bir önerge ile istenebilir. Bu önergede; Bakanlar Kurulunun genel siyasetinden veya bakanlıkların görevleriyle ilgili işlerden dolayı hakkında soruşturma açılması istenen Başbakan veya bakanın cezai sorumluluğu gerektiren fiillerinin görevleri sırasında işlendiğinden bahsedilmesi, hangi fiillerinin hangi kanun ve nizama aykırı olduğunun gerekçe gösterilmek ve maddesi de yazılmak suretiyle belirtilmesi zorunludur" hükmüne işaret edildi.
Önergede, 17 Aralık 2013 ve 25 Aralık 2013 gününden itibaren medyaya ve kamuoyuna yansıyan; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosunun soruşturma dosyası ile hakkında suç örgütü kurmak ve yönetmek, resmi belgede sahtecilik, kaçakçılık, rüşvet alıp vermek ve benzeri suçları işlediği iddia edilen şüpheli Rıza Sarraf ve bu suçlarla bağlantılı olduğu iddia edilen bir kısım şahısların 17 Aralık 2013'te gözaltına alındığı, haklarındaki soruşturmanın halen devam etmekte olduğu kaydedildi. İddia edilen bu eylemlerin işlendiği tarih itibarıyla, Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Ak Parti Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanı olarak görev yapan AK Parti Mardin Milletvekili Muammer Güler ve AB Bakanı olarak görev yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış hakkında, Bakanlık görevini yürüttükleri sırada şüpheli Rıza Sarraf ile bir suç ilişkisine girdiklerine dair iddiaların kamuoyu gündeminde yer aldığı ifade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında 25 Aralık 2013'te "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak, nüfuz ticareti, suçtan kaynaklanan malvarlığını aklama, resmi belgede sahtecilik" iddialarıyla gözaltına alınan ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu bazı şüphelilerle; iddia edilen suçların işlendiği tarih itibarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak görev yapan AK Parti Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar'ın Bakanlık görevini yürüttüğü sırada bu eylemlerin bilgisi dahilinde olduğu iddia edildiği belirtildi.
-Bakanlar ile ilgili iddialar
Önerge'de, şu görüşlere yer verildi:
"Bu kapsamda; Zafer Çağlayan hakkında: Rıza Sarraf'tan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında kendisinin İran'a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağladığı, Gana'dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1,5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai'ye çıkışını sağlamaya çalıştığı iddia edilmektedir. Sayılan ve Çağlayan tarafından işlendiği iddia edilen eylemler, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet, TCK'nın 204 (Resmi belgede sahtecilik) ve 252. (Rüşvet) maddelerine tekabül ettiğinden, bu iddiaların gerçekliğinin araştırılması ve soruşturulması gereği ortaya çıkmaktadır.
Muammer Güler hakkında: Rıza Sarraf'tan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında; bu şahsın araçlarına trafikte emniyet şeridini kullanma imtiyazı verdiği ve adı geçen şahıs için koruma polisi görevlendirdiği, bu şahısla birlikte gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağladığı, bu şahısla ilgili adli veya istihbari çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması için talimat verdiği, bu şahsın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunduğu iddia edilmektedir. Sayılan ve Güler tarafından işlendiği iddia edilen eylemler, TCK'nın 204. (Resmi belgede sahtecilik), 255. (Nüfuz ticareti), 252. (Rüşvet) ve 285. (Gizliliğin ihlali) maddelerine tekabül ettiğinden bu iddiaların gerçekliğinin araştırılması ve soruşturulması gereği ortaya çıkmaktadır.
Egemen Bağış hakkında; Rıza Sarraf'tan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı maddi menfaatler karşılığında; bu şahsın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık ettiği, bu şahısla ilgili bir soruşturma olup olmadığı yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarda araştırılma yapılmasını sağladığı, bu şahsın faaliyetiyle ilgili olarak basında haber yapılmasının önlenmesi için girişimlerde bulunduğu iddia edilmektedir. Sayılan ve Bağış tarafından işlendiği iddia edilen eylemler, TCK'nın 255. (Nüfuz ticareti) ve 252. (Rüşvet) maddelerine tekabül ettiğinden, bu iddiaların gerçekliğinin araştırılması ve soruşturulması gereği ortaya çıkmaktadır.
Erdoğan Bayraktar hakkında: bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen bazı menfaatler karşılığında; kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylattıkları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yumdukları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağladıkları iddia edilmektedir. Bu eylemlerin bir kısmının Bayraktar'ın görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda gerçekleştirildiği; ayrıca Bakanlıktan iş alan bazı şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için tavassut ettiği iddia edilmektedir. Sayılan ve Bayraktar tarafından işlendiği iddia edilen eylemler, TCK'nın 255. (Nüfuz ticareti) ve 251. (Görevi kötüye kullanma) maddelerine tekabül ettiğinden, bu iddiaların gerçekliğinin araştırılması ve soruşturulması gereği ortaya çıkmaktadır."
Eski bakanların, 19 Mart'ta TBMM Başkanlığına verdikleri dilekçeleriyle kendileri hakkındaki iddiaların hesap verme sorumluluğunun bir gereği olarak bir soruşturma komisyonu kurularak araştırılmasını talep ettikleri belirtildi.
Önergede, belirtilen gerekçelerle; Çağlayan, Güler, Bağış ve Bayraktar hakkında, Bakanlık görevini yürüttükleri sırada ve görevleriyle ilgili işlerden dolayı işlendiği iddia edilen ve cezai sorumluluğu gerektiren eylemlerinin soruşturularak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için Anayasa ve İçtüzük uyarınca Meclis Soruşturması açılması talep edildi.
Öte yandan, CHP'nin eski bakanlar ile ilgili verdiği 4, AK Parti'nin ise tek önergesinin gelecek hafta aynı günde görüşülmesi planlanıyor. AK Parti, önergesinde de yer aldığı üzere tek bir Soruşturma Komisyonu kurulmasını istiyor.
YORUMLAR