Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, dünyada obezite ve obezitenin neden olduğu hastalıklardan ölenlerin sayısının açlıktan ölenlerin sayısının 3 katı olduğunu söyledi.
Bakan Müezzinoğlu, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 17. Avrasya Ekonomi Zirvesi açılışında, zirve kapsamında bugünün en önemli sorunlarından biri olan "istemsiz göç ve insan ticareti" konusunun da ele alınacak olmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Hiç kimsenin zorunlu olmadıkça vatanından uzaklarda geleceği belirsiz tehlikeli bir yolculuğa çıkmayacağını, ancak hayatta kalabilmek veya daha güvenli bir yaşam sürdürebilmek gibi kaygıların insanları böyle eylemlere ittiğini belirten Müezzinoğlu, yüz binlerce insanın açlık, savaş ve benzeri nedenlerle kendine güvenli bir liman ararken ne yazıkki suç şebekelerinin ve insan tacirlerinin eline düştüğünü kaydetti.
İnsan ticaretini önleme noktasında dünyanın yerel ve küresel eylem planlarıyla sorunlara çözüm aradığına işaret eden Müezzinoğlu, dünya üzerinde 6,5 milyar insanın sosyal adaletin olmadığı bir zeminde, yaşam kriterleri açısından son derece orantısız koşullarda yaşadığını dile getirdi.
Dünyanın bir yüzünde milyonlarca insanın savaş, çatışma, yoksulluk, susuzluk ve açlık gibi nedenlerle öldüğünü ya da bu nedenlerle yapmak zorunda kaldığı göç yolculuğunda üst üste bindirildiği teknelerin alabora olması sonucunda boğularak hayatını kaybettiğini anlatan Müezzinoğlu, "Dünyanın bir başka yerinde ise hakkı olandan fazlasını tükettiği için şişmanlığa bağlı hastalıklardan milyonlarca ölümle karşılaşılıyor ve Sağlık Bakanlıkları dünya kadar hastalıkla uğraşmak durumunda kalıyor" diye konuştu.
Uluslararası bir dergide 2010 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre 3 milyonu aşkın kişinin aşırı kilonun yol açtığı hastalıklardan dolayı öldüğünü aktaran Müezzinoğlu, bugün dünyada obezite ve obezitenin neden olduğu hastalıklardan ölenlerin sayısının açlıktan ölenlerin sayısının 3 katı olduğuna dikkati çekti.
"Ben de istemsiz bir göçmenim"
Bakan Müezzinoğlu, çeşitli nedenlerle gerçekleşen göçlerin tarih boyunca varolagelen sosyal bir olgu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 600 yıl önce, yaklaşık 300 bin Yahudi mülteciye kapısını açan bu toprağın insanları, bugüne kadar pek çok kez kapısını çalan farklı dinlerden, ırklardan mültecileri bağrına basmıştır. Ben de istemsiz bir göçmen olarak her göç hikayesinin içinde barındırdığı çileleri, sıkıntıları bilen biriyim. Körfez Savaşlarında Türkiye, kimyasal silahlarla yok edilmek istenen 500 bine yakın Kürt, Türkmen ve Arap insanlara kadirşinas bir anlayışla sahip çıktı. Bugün Suriye'de ölüm kusan Esed rejiminden kaçan 1 milyona yakın mülteci de Türkiye'yi kendisine güvenli bir liman olarak seçti."
Yasa dışı göç ve insan ticaretinin sınır aşan etkileri boyutuyla ülkelerin kendi iç tedbirleriyle çözebileceği bir sorun olmadığını belirten Müezzinoğlu, tüm caydırıcı düzenlemelere ve uygulamalara karşın her yıl yüz binlerce insanın AB ülkelerine yasadışı yollarla gittiğini, göç eden binlercesinin ise suç şebekeleri tarafından istismar edildiğini kaydetti.
YORUMLAR