Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciası, yurt genelindeki camilerde cuma hutbesinde ele alındı.
Hutbede, milletin yüreğinin, Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden evlatları için yandığı, yüzlerce insanının, çocuklarına ekmek getirmek için girdiği kara toprağın bağrında can verdiği belirtildi.
"Bu defa ateş, düştüğü yeri de yaktı, düşmediği yeri de. Çünkü ateş, bütün memleketin bağrına düştü" ifadesine yer verilen hutbede, Allah'ın ölüm veya benzeri zor durumlar karşısında sabredenler için "Allah sabredenlerle beraberdir" buyurduğu aktarıldı.
Sabrın, müminin gönlünü teskin eden Rabbani bir sır olduğu, böyle zamanlarda sabra ve duaya sığınılması, Allah'a "Üzerimize sabır yağdır Rabbim" diyerek el açılması gerektiği vurgulanan hutbede, şunlar kaydedildi:
"Dönüşümüz Allah'adır. İnsanın ebediyet yurdu orasıdır. Oraya çoluk çocuğunun rızkını ararken gidenler, toza toprağa bulansalar bile yüzleri ak giderler. Soma'da, Zonguldak'ta ya da başka bir yerde yerin yüzlerce metre altına inerek rızkını arayan madenci kardeşlerimizi, oralarda sahur ve iftar yaparken görmüşüzdür. Onlar ne mübarek kardeşlerimizdir. Onlar bize emeğin, alın terinin ve helal rızık peşinde koşmanın ne mübarek bir şey olduğunu öğretirler. Onlar şimdi Rabbimizin misafiridirler. Onlar şimdi Sevgili Peygamberimize komşuluk yapacaklardır. Onlar için yüreklerimiz yanıyor elbette. Nasıl yanmasın ki? Anne yüreği nasıl teselli edilebilir ki? Gene de Rabbimize sığınarak teselli bulmalıyız. Hamdolsun ki bu gibi hallerde Rabbimize sığınmamızı sağlayan iman gibi bir hazinemiz var. Hamdolsun ki ölümü, yok olmak değil sonsuzluk olarak öğreten bir inancımız var."
-"Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz"
Böyle zamanlarda mümin kardeşliğinin gereğinin, acıları paylaşmak, vefat edenlere rahmet dualarında bulunmak, geride kalanlara sabır niyaz etmek olduğu vurgulanan, hutbede şu ifadelere yer verildi:
"Memleketimizin her tarafından Soma'da can veren kardeşlerimize, Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar, İhlaslar, Hatimler göndermeliyiz. Bugünler millet olarak acıları paylaşma, yaraları sarma günleridir. Gönüllere kor düşmüştür. Seher vakitlerinde ellerimizi Rabbimize açıp 'Gönüllere, peygamberlerin gönlüne lütfettiğin sekineti ver Rabbimiz' diye yalvarmalıyız. Bugünler, mümin kardeşliğinin sevgide, diğerkamlıkta, fedakarlıkta, yardımlaşmada, dayanışmada imtihan günleridir. Bugünler Sevgili Peygamberimizin 'Müminler, tek vücut gibidirler' fermanı gereğince millet olarak 76 milyonun bütünleşmesi gereken günlerdir.
Bir de müminler, bu tür acı hadiselerden ders ve ibret alırlar. Görev ve mesuliyetlerinin tam manasıyla idrakine ererler. Bilhassa insan sağlığı ve hayatı açısından risk oluşturacak işlerde, hiçbir şekilde tedbirsizlik zaafı içine düşmezler. Zira kader ve ecel, insanoğlunun ihmal ve sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz. Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle müminler, yaptıkları her türlü işi 'en güzel ve en sağlam' şekilde yaparlar. Sonra da Allah'a tevekkül ederler."
Hutbenin sonunda her türlü kötülükten koruması, taşınamayacak acılar yaşatmaması, böyle acılar karşısından dayanma gücü lütfetmesi Allah'tan niyaz edildi.
YORUMLAR