Avrupa ve ABD'de 70 olan kalp yetersizliği yaş ortalamasının Türkiye'de 62'ye düştüğü, bunun obezite, hipertansiyon ve sigara kullanım oranlarının yüksekliğinden kaynaklandığı bildirildi.
Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, 9-11 Kalp Yetersizliği Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinde 15 milyon, ABD'de 6 milyon, Türkiye'de ise bir milyona yakın kalp yetersizliği olgusu bulunduğunu söyledi.
Bu rakamların, önümüzdeki 10 yıl içinde en az iki kat aratacağının öngörüldüğünü belirten Çavuşoğlu, "Halen toplumumuzda kalp yetersizliğine adım atmaya hazır 2 milyon yüksek riskli olgu bulunmaktadır" ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, kalp yetersizliğinin, kalp krizi, hipertansiyon, obezite, şeker hastalığı, sigara, aşırı alkol tüketimi, yüksek kolestrol, ailede görülen kalp yetersizliği hikayesi, kronik akciğer ve böbrek hastalıkları gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını söyledi.
Hastalığın nefes darlığı, ayak ve bacaklarda şişlik, çabuk yorulma, çarpıntı, gece uykudan uyandıran öksürük, gece sık idrara çıkma, bulantı, kilo alımı, karında şişlik ve baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, kronik bir hastalık olan kalp yetersizliğinin uygun tedavisiyle ölümlerin engellenebildiğini vurguladı. Çavuşoğlu, "İlaç ve cihaz tedavisi ile ölümler önlenebilir. Bunlar, kalp yetersizliğinin zaman içinde ilerlemesini, klinik tablonun kötüleşmesini, kalp boşluklarının genişlemesini ve kalp performansının azalmasını engeller veya yavaşlatır" diye konuştu.
-40 yaşından sonra dikkat
Kalp yetersizliğinin genellikle 40 yaş sonrasında ortaya çıktığına işaret eden Çavuşoğlu, hastalığın gençlerde hatta çocuklarda da görülebildiğini belirtti.
Hastaların yaklaşık yüzde 50'sinin 60 yaşının üzerinde olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Avrupa ve ABD'de kalp yetersizliği yaş ortalaması 70 iken Türkiye'de kalp yetersizliği yaş ortalaması 62'dir. Çünkü, toplumda obezite, hipertansiyon, sigara kullanım oranları yüksek. Bunlar da yaş ortalamasını aşağıya çekiyor. Bu nedenle ülkemizde kalp yetersizliği, diğer ülkelerden daha erken yaşlarda başlıyor.
Kalp yetersizliğinde yaşam beklentisi prostat, kalın bağırsak, meme kanseri gibi pek çok kanser türünden daha kötü durumdadır. Kalp yetersizliği hastalarının yüzde 20'si bir yıl içinde kaybedilmektedir. İleri kalp yetersizliği bulunan olgularda hastaların yüzde 50'si bir yıl içinde yaşamını yitirmektedir. Ancak hastalığın gelişimini engellemek, ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini yükseltmek mümkündür."
Tedavi seçenekleri içinde kalp naklinin çok önemli olduğunu belirten Çavuşoğlu, ancak donör sıkıntısı yaşandığını sözlerine ekledi.
YORUMLAR