Çocuklara yönelik suçlarda caydırıcılık

Çocuklara yönelik suçlarda caydırıcılık

AK Parti İstanbul Milletvekili İncekara, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, çocuk istismarının önlenmesine ilişkin hazırladığı tasarı taslağını değerlendirdi.

08 Mayıs 2014 - 14:17

 AK Parti İstanbul Milletvekili ve eski kayıp çocuklara ilişkin Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara, yayın organlarında kadın ve çocukların yaşadığı şiddetin çok fazla anlatılmasının bazı insanları daha fazla cesaretlendirdiğini, tahrik ettiğini belirterek, "Zaman zaman, suçu işleyenlerin yakalandıktan sonra neler yaşadığının, nelerle karşılaştığının anlatılması, suç işleyecek kişi için caydırıcı olabilir" dedi.

AA muhabirinin, çocuk cinayetleri ve tecavüzlerine ilişkin sorularını yanıtlayan İncekara, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, çocuk istismarının önlenmesine ilişkin hazırladığı tasarı taslağına değindi.

İncekara, bu konunun aslında kayıp çocuklara ilişkin komisyonun çalıştığı dönemde ele alındığını ve 2 yıl boyunca bütün teknik teferruatları ile çalışıldığını anımsattı. Hazırlanan kanun teklifinin komisyondan da geçtiğini belirten İncekara, ancak yasama döneminin bitmesi ve araya seçimlerin girmesi nedeniyle teklifin kadük olduğunu ifade etti. İncekara, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu çalışması, sanki olaylar ortaya çıkınca yeni başlamış bir çalışma olarak değerlendirildi. Oysa hükümetin bu konudaki hassasiyeti 4-5 yıldır devam ediyor" dedi. 

-Taslaktaki düzenlemelerin önemli olduğunu belirten İncekara, şöyle devam etti:

"Bu ne getirecek bize? Katillin katilliğini giderir mi? Ama vicdan azabıydı, kusura bakmasın. Yani dehşet saçan, çocuğa tecavüz etmiş, çocuğun katili olmuş adam gelip de iyi hal... Ne iyi hali olacak bu adamın? İyi halden indirimlere muhatap oluyor. Yargıtay'da çocukların dosyaları yıllarca bekliyordu. O kız çocukları tecavüzcüsü ile birlikte aynı arabada Adli Tıp Kurumu'na, mahkemelere götürülüp sersefil edilip yeni travmalar yaşatılıyordu.

Şimdi bu düzenlemeler inşallah onları azaltacak. Ama esas olan şudur: Suçluyu, suç işlemekten caydıracak politikalarımızın olması lazım. Yani suç işledikten sonra, ne verirsen ver. Ama önemli olan çocuk bu tehlikeyle karşılaşmadan önce neler yapabiliriz kısmı."

-Pedofili tehlikesi

Halide İncekara, pedofili tehlikesine dikkati çekerek, "Bunlar, etrafımızda hiç ummadığımız kişiler de olabilir. Kravatlı, çok önemli makam ve mevkilerde gördüğümüz, belki kamuda en güvenilir makamlarda gördüğümüz insanlar da olabilir. Bunlar zaten her gün suç işlemezler. Bunlar mutlaka davranışlarında bir iz bırakırlar çevrelerine. O sırada uyarmak gerekiyor" dedi. 

Pedofilinin bir hastalık olduğunu belirten İncekara, bu konuda sağlık kontrolünün önemine işaret etti. Avrupa'da, kendinde bu rahatsızlığı hissederek, kendisine müdahale edilmesi için sağlık kuruluşlarına başvuranların olduğunu anlatan İncekara, "Ayıp değil ki bu. Çünkü pedofili bir rahatsızlık. Tedavi olursa kendi de çocuk da kurtuluyor" diye konuştu.

-"Suçlunun da hikayesini anlatın"

Halide İncekara, çocuk cinayetleri ve tecavüzlerinin ardından oluşan idam tartışmalarına da değindi.  "Herkes canını yakanın canı yansın istiyor" diyen İncekara, ancak çocuk tecavüzcüsü ya da katili için idamın bir kurtuluş olacağına dikkati çekti. İncekara, bu suçlardan dolayı ceza alanların bir kısmının zaten cezaevlerinde yaşatılmadığını, hayatlarının zindan olduğunu ifade etti.

İncekara, caydırıcı olunması için basın organlarına da önemli görevler düştüğünü söyledi. Yayın organlarının kadın ve çocukların yaşadığı şiddeti çok fazla anlattığını belirten İncekara, bunun aslında bazı insanları daha fazla cesaretlendirdiğini, tahrik ettiğini ifade etti.

Suçu işleyen kişilerin yakalandıktan sonra neler yaşadığının, başlarına nelerin geldiğinin de anlatılmasının caydırıcı olabileceğini belirten İncekara, "Bu hikayeleri de zaman zaman hatırlatırsak suçu işleyecek adamın cesaretini kırmış oluruz. Yani suçu işleyen kişilerin daha sonra nelerle karşılaştığını anlatmak lazım topluma. Bu suç işleyecek kişi için caydırıcı olabilir" dedi.

-"Üniversiteler yüksek lise değildir"

İncekara, bu konuda üniversitelere de önemli görevler düştüğüne dikkati çekerek, "Üniversiteler yüksek lise değildir. Bir şehirde, bir bölgede üniversite varsa, bütün birimlerini o yaşadığı sosyal çevrenin problemlerini çözmeye odaklar. Akademisyenlerini, sivil toplum örgütlerini, yerel yönetimlerini iş birliğine çağırır ve bir çözüm paketi sorar" diye konuştu.

-İncekara, şöyle devam etti:

"Üniversitelerimiz, özellikle çocukların mağduriyeti ile ilgili bizim önümüzü açacak, hareket kabiliyetimizi geliştirecek, gündem yaratacak. Televizyoncu haber yaparsa toplumun problemlerinden haberdar oluyoruz. Halbuki üniversitelerin görevidir gündem oluşturmak. 

Üniversiteler çözüm merkezleridir, yüksek lise değildir. Öğrencisi ile birlikte o alanın sosyal kontrolünü yaratacak ve çözüm üretecek merkezlerdir. 

Yapanların tabii ki alnından öpelim ama kusura bakmayın, yapmayanlar da oturdukları koltuklarda vicdan azabından ve Allah'a hesap vermekten kurtulamazlar."

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Hatayspor hazırlığı devam ediyor
Hatayspor hazırlığı devam ediyor
Büyük Dönüşümde İkinci Final
Büyük Dönüşümde İkinci Final