Anavatanı Hakkari olan, Van Gölü havzasında da yetişen ve yöre halkı tarafından kutsal kabul edilen "ağlayan gelin"in korunması için son yıllarda bilimsel araştırmalar yapılıyor.
Van'da Doğa Gözcüleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından yürütülen çalışmalarla doğada ender rastlanılan bu türün korunması amaçlanıyor.
Sarı, yaptığı açıklamada, ters lalelerin bölgede çok nadir yetişen soğanlı bitkilerden olduğunu ve halk dilinde bu çiçeğe "ağlayan gelin" denildiğini söyledi.
Tarih boyunca lalelerin halk arasında kutsal kabul edildiğini belirten Sarı, bu anlayışın bitki türünün korunmasını sağladığını ifade etti.
Bu anlayışın ekolojide "kutsal ekoloji" kavramını yarattığını dile getiren Sarı, son yıllarda bu kavram üzerine araştırmalar yaptığını ve ülkedeki birçok bitki türünün bu hurafeler sayesinde koruma altına alındığını ifade etti.
Sarı, ters lalenin, bölgede nadir yetişen soğanlı bitkiler arasında yer aldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Tarih boyunca bu lale kutsal kabul edilmiştir. Özellikle türbe çevrelerinde, mezarlıklarda yetişen ters laleler kutsal ekoloji kavramı için en iyi örneklerden biri. İnsanlar halen bazı yerlerde bu laleyi kutsal kabul ediyor ve dokunmuyor. Koparılması ve sökülmesi halinde kendisine zarar geleceğini düşünüyor. Bunu gittiğimiz köylerde çocuklar bize söylüyor."
-"Kutsal ekoloji türleri koruyor"
Kutsal ekolojinin, bir canlı ya da türün, inanç değerlerinden yararlanarak korunmasını sağladığını anlatan Sarı, bu yaklaşımın ekolojide "değeri koruma stratejisi" olduğuna dikkat çekti.
Sarı, Şanlıurfa'daki Balıklı Göl'ün de bunun bir örneği olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:
"Oradaki balıkların Hz. İbrahim'in ateşe atılmasıyla oluştuğu düşünülüyor ve balıklara dokunulmuyor. Eğer bu kutsallık olmasaydı orada bir tane balık kalmazdı. Aynı şekilde tarih boyunca inci kefali de bu şekilde korunmuştur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde, 'Mayıs ayında Van Gölü'nde bir balık peyda olur. Bendimahi Çayı'nda sürüler halinde yukarıya doğru salına salına gider ve yukarıda Bendimahi sultanının kabrini ziyaret eder ve sonra geri dönerken avlanır' der. Ayrıca Bahçesaray ilçesinde yaşamış meşhur alim, şair Feqiye Teyran'ın kabrinin bulunduğu bölgedeki hiçbir ağaç kesilmez ve devrilen ağaçlar bile ormanın içinde bırakılır. Bu en önemli kutsal ekoloji örneklerindendir."
Dernek olarak bu örneklerin çoğalmasını, bu şekliyle tanınmasını ve korunmasını arzuladıklarını vurgulayan Sarı, Gevaş ilçesine bağlı Aydınocak ve Dilmetaş köylerindeki insanların da türbe ve mezarlıklarda bulunan ters laleleri ziyaretçilerden koruduğunu dile getirdi.
Sarı, köy halkının, ziyaretçileri lale koparmamaları konusunda uyarıp, laleleri koparmaları durumunda "evlerinin yanacağı, trafik kazası geçirecekleri, başlarına kötü olayların geleceği" gibi ifadeler kullandığına işaret ederek, "Bu yolla lalelerin uzun yıllar muhafazası sağlanmıştır. Buna 'hurafe' diyen olabilir ama ekoloji nazarında bu çok kıymetlidir. Bunları korumamız lazım. Bunları özelikle yurt dışından gelen bazı gezginler söküp kaçırıyor. Halkın ve yetkililerin buna dikkat etmesi gerekir" diye konuştu.
Bitkilerin korunması için dernek olarak bazı faaliyetlerinin olduğuna değinen Sarı, bu yönde hazırladıkları kitapçıklarla kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.
-Köylülerin kutsalı
Gevaş ilçesine bağlı Aydınocak köyünde yaşayan Abdulgani Bayezit de ilçede Hacı Zübeyt hazretlerinin türbesinin bulunduğunu ve bu türbenin çevresinde ters lalelerin açtığını söyledi.
Türbeyi yıl içinde çok sayıda kişinin ziyaret ettiğini kaydeden Bayezit, ziyaretçileri türbedeki ters laleleri koparmamaları yönünde uyardıklarını dile getirdi.
Bayezit, "Bu laleleri kutsal kabul ediyoruz. Köylüler olarak bunları elimizden geldiği kadar koruyoruz. Bunların korunması için çocuklarımızı da tembihliyoruz. Burada hiçbir çocuk bu çiçeklere zarar vermez. Buraya gelip çıkarıp götürmek isteyen oluyor. Ama biz izin veremiyoruz. Çünkü sökülse nesli tükenir" diye konuştu.
YORUMLAR