Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Cihan Kanlıgöz ve Bakanlık Uzay Sistemleri Daire Başkanı Selçuk Çamurcu' nun konuşmacı olarak katıldığı söyleşiye Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerafettin Erel, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Bilim Merkezinin gezilmesinden sonra başlayan söyleşide Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerafettin Erel selamlama konuşması yaptı.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Cihan Kanlıgöz yaptığı konuşmada : "Dünyamızda havacılık ve uzay bilimleri en yüksek teknolojilerin kullanıldığı bir bilim dalı olmasıyla birlikte geleceği olan bir alandır. Bu alanda Uydu teknolojileri, Uzaya erişim teknolojileri ve hava araçlarıyla ilgili teknolojiler mevcuttur. Bu teknolojiye sahip ülkeler bugün dünyanın kaderini belirleyen ülkeler olmaktadırlar." dedi. Atatürk’ün söylemiş olduğu ‘ İstikbal göklerdedir” sözünün bugün gerçek olduğunu belirterek göklerine hakim olamayan ülkelerin artık istikballeri olduğu gibi istiklallerine de hakim olamayacaklarını vurguladı.
Kanlıgöz konuşmasına şöyle devam etti : “Çünkü uzayda her ülkeye tahsis edilmiş yörüngeler var ve yörüngen olursa uydu bulundurmak zorundasın. Yörüngeler çok kıymetli. Şu an gökyüzünde gördüğümüz ve yıldız zannettiğimiz birçok pırıltı uydulardan gelen ışıklar. Dünya bugün uzay çöplüğünün oluşturacağı konuları konuşuyor ve tartışıyor. Artık ülkelerin uzaya uydu fırlatmaması yönünde çalışmalar yapılıyor. Uydularla ilgili Uluslararası Telekomünikasyon Birliği ülkelerin uyması gereken kurallar oluşturuyor. Uzay sistemlerinde de güçlü ülkeler diğer ülkelerin gelişmesini engellemek amacıyla bu tür kısıtlamalar yapacaklar. Türkiye kendi uydusunu uzaya yerleştirebilen ülkeler arasına girdi. Dünya artık evrenin haritasını bulmaya çalışıyor. Bu nedenle bizlerin ataletten kurtulması gerekiyor. Bu konuda sizlere de çok iş düşüyor .Türkiyenin elindeki en büyük teleskobun 1.5 metre çapında optik teleskop iken, Japonlar 30 metre çapında teleskoba sahipler. Japonlar ellerinde ki bu dev teleskopla yaptıkları incelemelerde pembe bir gezegen keşfettiler. Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü Türkiye’nin NASA’sı olma amacıyla 2012 yılında kurulmuştur. Ülke olarak doğru organizasyonlar yapar ve kendi sistemimizi kurarsak bu alanda diğer ülkelerde çalışan bir çok Türk bilim adamımızı da aramıza alarak bu amacı gerçekleştirebiliriz. İlgi olmadan bilgi olmaz. Bilgi ilgiye muhtaçtır. Dünyadan mutlaka haberiniz olmalı. Gelişmeleri her zaman takip edin. Kendinizi geliştirin ve hedeflerinizi yüksek tutun. Sizlerle bu söyleşiyi yapma imkanı sunanlara şükranlarımı sunuyorum.”
Uzay Sistemleri Daire Başkanı Selçuk Çamurcu ise konuşmasında havacılık ve uzay alanında önemli projeler yapmak için yola çıktıklarına değinerek sıvı yakıtla roket motoru üretmeyi planladıklarından bahsetti. Gerçekleşirse bu projenin ülkeye katkı sağlayacağını belirterek Roket üretimi ile ilgili yarışmalar olduğunu öğrencilerin bu yarışmaları takip edebileceklerini söyledi. Uluslararası Uzay Federasyonu’nun her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde düzenlediği uzay camiasından yaklaşık 4000 kişinin katıldığı yarışma etkinliğinin bu yıl Kanada’da gerçekleşeceğini ve bu yarışmaya Türkiye’nin de aday olarak katılacağını belirtti ve orada yapılan oylama ile bu etkinliğin 2017 yılında ülkemizde yapılabileceğini sözlerine ekledi. Çamurcu ; konuşmasının sonunda Necmettin Erbakan Üniversitesinin Uluslararası Uzay Federasyonuna ilk üye olan üniversite olması sebebiyle ayrıcalığını ifade etti.
Önceden belirlenen programları nedeniyle söyleşiye katılamayan Rektör Prof. Dr. Muzaffer Şeker’in kısa mesajının okunmasının ardından öğrencilerle soru-cevap şeklinde ilerleyen söyleşi Prof. Dr. Şerafettin Erel ve Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Coskun’un konuşmacılara sundukları plaket takdiminin ardından sona erdi.
YORUMLAR