Çin’in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde geçen hafta iki kişi tarafından bir tren istasyonuna düzenlenen intihar saldırısı, ülkenin en sorunlu kısmındaki etnik gerilimi bir kez daha gündeme taşıdı.
Yetkililer, saldırganlardan birinin Müslüman Uygur toplumundan 39 yaşındaki Sedierding Shawuti olduğunun belirlenmesinin ardından Urumçi'deki olaydan Uygur ayrılıkçılarının sorumlu olduğunu savunuyor.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, iki saldırganın yanı sıra bir kişinin daha yaşamını yitirdiği, 79 kişinin de yaralandığı saldırının ardından yaptığı açıklamada, "teröristleri durdurmak için kararlı bir biçimde eyleme geçmeleri gerektiğini" söyledi.
İnsan hakları örgütleri ise olayın başka bir boyutuna dikkati çekiyor. Örgütler, Çin hükümetinin yıllardır Uygur toplumuna uyguladığı dini ve kültürel kısıtlamaların yeraltı kaynakları açısından zengin Sincan bölgesinde gerilime neden olduğunu belirtiyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Çin'den sorumlu Direktörü Sophie Richardson, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Düğün törenlerinde kimin dua okuyacağı, ramazan ayında kimin oruç tutacağıyla ilgili kısıtlamalar var. Kimin sakal bırakabileceği bile kısıtlama konusu" dedi.
2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Çin'in en büyük eyaletlerinden biri olan Sincan'da nüfusun yüzde 45'i Uygurlardan, yüzde 40'ı da Çinlilerden oluşuyor. Çin, Uygurlara kısıtlama uygulandığını reddediyor.
Çin hükümetinin Uygurlara karşı dini ve kültürel kısıtlamalarını "son derece müdahaleci" olarak niteleyen Richardson, sözlerine şöyle devam etti:
"İnsanların günlük yaşamlarıyla ilgili kendi aileleri arasında almaları gereken kararlara bile müdahale ediliyor. Bu, Uygurlar için çok rahatsız edici bir durum."
-"Kendi topraklarında yabancı oldular"
Akademisyenler, Han soyundan Çinlilerin Sincan'a son yıllarda hız kazanan göçünün, bölgede yaşayan Uygur nüfusu ile çatışmaları alevlendirdiğine işaret ediyor. Uzmanlara göre, 1950-1970 yıllarında Han nüfusunun Sincan'a göçünü Çin hükümeti organize etti. Hanlı göçmenler, bölgede çiftliklerin ve kentlerin kurulmasına yardımcı olan devlete ait Sincan Üretim ve Yapım Şirketi'nde çalışmaları için gönderilmişti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi İstatistik Kurumu verilerine göre, 1949'da 220 bin olan Han nüfusu 2008'de 8,4 milyona aşmış durumda.
Bölgenin yerlisi olan Uygurların artık kendilerini azınlık gibi hissettiğini belirten Richardson, ‘’Bu insanlar, kendi topraklarında yabancı haline geldi’’ dedi.
İngiltere'deki Leicester Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nden Araştırma Görevlisi Stephanie Gordon, “Sincan'daki altyapı inşaatları, yerel halkın yararına değil, Çinlilerin bölgenin büyük petrol ve maden kaynaklarını sömürmeleri için yapıldı. Çin'in Uygur nüfusuna hiçbir şekilde hizmet etmeyen politikaları da bölgede gerilimin tırmanmasına neden oldu" dedi.
Eyalet başkenti Urumçi, Temmuz 2009'da 197 kişinin ölümüne, binden fazla kişinin de yaralanmasına yol açan ayaklanmalara sahne oldu. Hanlıları hedef alan ayaklanmalar, polisin Guandong eyaletindeki Shaoguan kentinde iki Uygur öldürüldüğü kavgayla ilgili soruşturma açılmasını isteyen Uygurlara müdahale etmesinin ardından başladı.
Richardson, "Azınlık tarafından çoğunluğun haklarının ihlali, çoğunluk tarafından azınlığın haklarının ihlali kadar kötü. Ancak bölgede uygulanan birçok politikanın Uygunlar tarafından 'Siz azınlıksınız ve ayrımcılığa maruz kalacaksınız' şeklinde yorumlandığını düşünüyorum” ifadesini kullandı.
ABD Kongresi'nin Çin'deki insan haklarını izlemek için kurduğu bağımsız komisyona (CECC) göre, Sincan'da son yıllarda devlet kurumları, devlete ait girişimler ve hatta özel sektörde özellikle Han Çinlileri işe alınıyor.
Komisyonun Mart 2011'de yayımladığı rapor, Sincan'daki iş ilanlarının çok büyük bir kısmının, sadece Hanlılar için verildiğini gösteriyor. Örneğin nüfusunun yüzde 96,3'ünü Uygurların oluşturduğu bir kentteki ortaokula 20 öğretmen almak için verilen ilanda, sadece Hanlıların başvurabileceği belirtiliyor.
Aynı rapora göre, devlet kurumları için eleman alımlarında 93 Hanlı aranırken Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve Huiler için sadece 38 kadro ayrılıyor.
Aynı raporda şehir genelindeki sivil işe alımlarda açılan 224 kişilik pozisyonun 93’ünün Han’lara ve sadece 38’inin ise Uygur, Kazak, Hui ve Kırgızlara ayırıldığı belirtildi.
Uygurlara karşı açık bir ayrımcılık olduğunu vurgulayan Gordon, ayrımcılığın birçok kişinin iş aramak için başka bölgelere gitmesine, Sincan'daki Uygur nüfusunun azalmasına neden olduğunu sözlerine ekledi.
YORUMLAR