Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Seyit Karaca konuyla alakalı şu açıklamayı yaptı:
"Salgınla mücadele günlerinin yoğun olarak yaşandığı günlerde Sağlık Bakanımızın girişimleri ile TBMM gündemine alınan “sağlık çalışanlarına şiddet uygulayana ceza artışını öngören kanunun” tüm milletvekillerinin katkısıyla yasalaşması bizleri memnun etmişti.15 Nisan 2020 tarihi bu anlamda bizler için dönüm noktası sayılmıştı.
Ancak o tarihten sonra sahada meydana gelen bazı olaylar uygulamada değişiklik olmadığını gösteriyor. İlk olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'nde COVID19 tedavisi görürken vefat eden kanser hastasının yakınları Dr. Esra Ersöz Genç’e yangın tüpüyle saldırdılar ve hırslarını hastaneden çıkararak camları kırıp steril alanları ihlal ederek tüm hastaların hayatını riske attılar. Zanlı çıkarıldığı mahkemede önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, daha sonra yoğun tepkiler sonrasında elektronik kelepçe ile ev hapsinde bulunmasına karar verilerek yine tutuklanmadı.
İkinci olay İstanbul Güngören Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde diş hekimi olarak çalışan ve Covid-19 pandemisi nedeniyle Fatih İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde görevli A.I. ve B.A. ile kurumun şoförü, filyasyon için evlere giderken sokakta saldırıya uğradılar. Araç şoförünü darp edip ambulansa zarar veren saldırgan maalesef serbest bırakıldı.
Son olay da ilimizde meydana geldi. Maalesef Eğitim Araştırma Hastanesi çalışanlarından Acil Tıp Teknisyeni Abdullah Batı'ya yumruk atıp burnunu kıran Tuncay A. serbest bırakıldı.
Hüküm verme işi elbette kanaatle de ilişkilidir. Mevzuatta her şey detaylı anlatılmaz. Nasıl ki kendi mesleğimizi icra ederken eğitimimize ve meslek ilkelerimize saygı duyulmasını bekler ve hassasiyetlerimize dikkat ederek yaklaşım sergilenmesini istersek yargı mensuplarına da kendi alanları ile ilgili bir şeyler dikte etmek haddimize değildir. Ancak merakımız şudur; bu olaylar eski yasa hükümlerine göre nasıl değerlendirilirdi, yeni hükümlere göre değerlendirme ağırlaştırılmış şekil midir? Ceza hukukunda caydırıcılık ana unsursa ve toplumda “yeni yasa sonrasında cezalar artırılarak uygulanacaktır ve tutuklu yargılama esas alınacaktır” beklentisi varsa yaşananları nasıl izah edeceğiz. Ortalıkta dolaşıp “kendi adaletini uygulama” mantığı güden ve “hukuku hiçe sayan” benzer tiplere karşı kanun caydırıcılığından nasıl söz edeceğiz…
Son yaşanan olaydan hareketle Cumhuriyet Başsavcılığımız başta olmak üzere, bu konuda kendisine görev düşen tüm makamları bu olayla ilgili olarak görevlerinin gereğini yapmaya davet ediyoruz. Toplum vicdanının geçmişteki üzücü olaylar gibi daha ağır olaylarla bir daha zedelenmesine fırsat vermeden, uygulamada hassas davranarak kanunun caydırıcılığını temin edelim. Ortada burun kırığı ve çeşitli cilt yaralanmaları varken bu saldırıda nasıl bir hafifletici sebep görülebilir. “Damar yolu bulamamak” her zaman yaşanabilecek bir tıbbî sorundur. Hiçbir sağlık çalışanı da ikinci üçüncü denemeleri yapmayı istemez. Sağlık çalışanına hakaret ve “hastamı delik deşik ettiniz” gibi sanki keyfi bir şekilde bilinçli eziyet edildiği anlamı çıkacak cümleleri kurmak kimin haddidir ve nasıl haklı bulunabilir.
Bu vesileyle sağlık çalışanı Abdullah Batı’ya ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletirken bir kez daha son yasadan mülhem, cezaların ve hukuki işlemlerin caydırıcılığını ön plana çıkaracak kararların alınması beklentimizi ifade etmiş olalım."
YORUMLAR