"İlim beşikte başlar, mezarda biter"

"İlim beşikte başlar, mezarda biter"

Konya Aydınlar Ocağı Prof. Dr. Mevlüt Mülayim’in 75.doğum gününde Saygı Gecesi tertip etti. Eğitimci Müzisyenlerin eserleriyle renklendirdiği programda Prof. Dr. Mülayim hayatı ve hatıralarını anlattı.

19 Şubat 2025 - 14:09 - Güncelleme: 19 Şubat 2025 - 14:15

İl Halk Kütüphanesi Salonda icra edilen Saygı Gecesinin açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü 1983 yılından beri arkadaşlık ve dostlukları bulunan Mevlüt Mülayim’in ilmine vâkıf bir insan olarak Konya’ya hizmet ettiğini belirterek, “Kabil’in İklime’ye âşık olup tard edilmesiyle başlayan hakperest-putperest kavgası bugüne kadar geldi. Sümerlerin, (Dünya Öküzün boynunda” dedikleri dönemde; tarımın merkezinde Öküz ile tarım yapmak vardı. Zaten çiftlik kelimesi de (Bir çift öküzün sürebildiği yer) anlamına gelir) dedi. Mevlüt Mülayim bir ziraat profesörü olarak işin ilmine vâkıf bir insandır ve bilgi ve birikiminden istifade edeceğiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Prof. Dr. Mevlüt Mülayim aslen Taşkentli bir baba ile İçeri Çumralı bir annenin oğlu olarak İçeri Çumra’da 1950 yılında dünyaya geldiğini belirterek, “Bizim çocukluk dönemimizde giysiler büyükten küçüğe adeta miras kalır, yama tutmayacak duruma gelinceye kadar da giyilirdi. İlkokuldayken öğretmenlerimiz derslerimize çalışıp çalışmadığımızı kontrol etmek için ev kontrolüne gelirdi” diye konuştu.

İçeri Çumra’da Mithatpaşa ve Zafer ortaokulunu bitirdikten sonra Konya Lisesine kaydolduğunu, burada öğrenciyken ağabeyi ve kuzeniyle izbe bir evde yaşadığını anlatan Mülayim, “ortaokulda matematik ders notlarım çok iyi olmasına rağmen, Liseye başladığımda matematik öğrenmediğimizi anladım ve ilk yılımda dört dersten kaldım” dedi.

Türkiye’nin yokluk yıllarına rastgelen çocukluğuna dair hatıralarını da paylaşan Mülayim, “Aynı zamanda hakem olan bir pinpon topu satıcısından duymuştum; o toplar bizim ülkemize Suriye’den yol bilen eşeklerle gönderilir, yükü alınan eşek aynı yoldan geldiği yere dönermiş. O sırada eşek vurulmuş ve pinpon topu sıkıntısı oluşmuş” diyerek sözlerini sürdürdü.

İçeri Çumra’ya elektriğin 1967 yılında geldiğinde düzenlenen törende kurban edilmek üzere 10 sığır ve 50 koyun hazırlandığını ama Süleyman Demirel’in bunların hepsinin boğazlanmasına izin vermediğini anlatan Mülayim, “O sırada biri (Toprak istiyoruz) diye bağırınca Demirel, (Urfa’ya gel vereyim. Bu topraklara kan eksen can biter) demişti. Çumra toprakları bereketliydi” dedi.

Liseyi bitirdiği 1968 yılında Üniversite sınavına girdiğini de kaydeden Mülayim, “O yıllarda Merkezi Yerleştirme Sistemi yoktu. Fakültelerin kabul puanına göre müstakil başvuru yapılıyordu. Benim puanım yeni açılan Diyarbakır Tıp Fakültesine yetiyordu ama babam ziraatçı olmamı istedi. Önce İstanbul’da okumak istedim ve oraya gittik. Hatta, İstanbul’da yaşayan bir amcamı da ilk defa o zaman tanıdım. Fakat İstanbul bana uygun gelmedi ve Ankara’ya gidip Ziraat Fakültesine müracaat ettik. O sırada Tarım Bakanı da Bahri Dağdaş idi ve burs uygulamaları vardı. Ben de o burstan yararlandım. Ankara’da kalacak yer sıkıntısı çekmedik ve konfor seviyesi çok düşüktü. Mesela kaldığımız oteldeki tek soba koridordaydı ve ısınabilmek için odaların kapısını açık bırakmak gerekiyordu” diye konuştu.

Fakülte hakkında da bilgi veren Mülayim, “Ben tarla Bitkileri bölümünü seçtim. Gazeteci Emin Çölaşan’ın babası Ramazan gününde bize Milliyetçilikten epeyce bahsetmiş, sınıftan çıkarken de sigara yakmıştı. İnanç ile milliyetçiliğin ayrı kavramlar olduğunu o zaman anladık” dedi.

Bakanlık bursuyla okuduğu için mezuniyetinden sonra Bakanlığa bağlı Ankara Çayır Mera ve Zootekni Araştırma Enstitüsün’de göreve başladım. 1975 yılında da Ankara Üniversitesi Diploma Sonrası Yüksek Okulunda Doktora eğitimine başladım. 1976 yılında kısa dönem askerlik görevimi tamamladım. 1978 yılında, Ecevit’in meşhur Güneş Motel olayından sonra benim tayinim çıkarıldı, yani sürgün edildim. Tayini durduramayınca da istifa ederek Tarım Bakanlığındaki görevimden ayrıldım” dedi.

Konya’ya geldiği sırada Seyit Koyuncu’nun yeni kurulmakta olan Konestaş Ekmek Fabrikasına Müdür olması için kendisini refere ettiğini anlatan Mülayim, “Pek gönüllü değildim ama fabrikayı, modern makinaları görünce kabul ettim. El değmeden üretim yapan yüksek kapasiteli bir fabrikaydı. Burada 1985’e kadar görev yaptım. 1980’de doktora çalışmamı tamamlayıp Ziraat Doktoru unvanını almıştım. Bu sırada Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesinin Öğretim Üyesi ihtiyacına binaen Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde Öğretim Üyesi göreve başladım” dedi.

Üniverditede yaptıpı görevlerle ilgili bilgiler de veren Mülayim, “1987 yılından 1992 yılına kadar Beden Eğitimi ve Spor Bölüm Başkanlığı, 1986 yılından 1995 yılına kadar Tarla Bitkileri Bölüm Başkan Yardımcılığı ve Fakülte Çiftlik İşleri Sorumluluğunu, 1992-1995 arasında ÖSYM Konya İl Temsilci Yardımcılığı görevlerini yaptım. 1995 yılında Doçent oldum. 1998 yılında S.Ü. Çumra Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü görevine atandım. 2001 yılında Profesör oldum. 2004 yılı Eylül ayında Selçuk Üniversitesi Çumra Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü görevimi bıraktım” diyerek sözlerini sürdürdü.

43 yıllık meslek hayatında DPT, MPM ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı gibi kuruluşlar dâhil birçok mesleki ve kültürel toplantılara katıldığını kaydeden Mülayim, “2010-2013 yıllarında Ziraat Fakültesi Dekan yardımcılığı görevini yürüttüm. . 2017’de yaş haddinden emekli olduktan sonra Konya Gıda Tarım Üniversitesinde Rektör Danışmanı olarak görev aldım. İlim beşikte başlar, mezarda biter. Ben de Sivil Toplum Kuruluşlarıyla, kültürel faaliyetlerle ilgileniyorum ” diyerek sözlerini tamamladı.

Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr.. Mustafa Güçlü günü anısı olarak Prof. Dr. Mevlüt Mülayim’e kitap takdim etti.

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Konyaspor-sivas deplasmanından 1 puanla dönüyor
Konyaspor-sivas deplasmanından 1 puanla dönüyor
85 ayrı operasyonda 79 şüpheli tutuklandı
85 ayrı operasyonda 79 şüpheli tutuklandı