Aile geleneği mesleği sirk oyunculuğunu sürdüren, Milano Sirki'nin 66 yaşındaki palyaçosu, seyirci karşısına çıkmadan önce, konteynerdeki küçük tuvaletinde makyaj takımını kullanarak, o mazlum yüzlü, buruk gülüşlü palyaçoya, sahneden indikten sonra ise anılarını, biriktirdiği fotoğraflarında, gazete kupürlerinde taşıyan bir insana dönüşüyor.
Milano Sirki'nin ekibi, tır ve karavanlarla binlerce kilometrelik yolculuklar yapıyor, onlarca ülkede, binlerce kente gidiyor. 60-70 kişilik bir aile gibi yaşıyor, hüzünlerini, mutluluklarını birlikte paylaşıyor.
Sirk ailesinden Vladi Rossi, 1950'li yıllarda Milano'ya yakın küçük bir kentte çocukluğunu geçirdiği sirkte çalışırken, her şeyi öğrenmeye çalışmış, belli müzik aletlerini de çalmaya başlamış. Dedesi ve erkek kardeşi de dünyaca ünlü palyaçolar arasında yer alan Rossi, "Bu işler aileden geliyor ve çocukluktan başlıyor. Palyaçoluk 300 seneye yakındır, ailelerden gelen bir gelenek" diyor.
Kendisine ait eski model bir tır ve karavan ile turneler boyunca dünyayı dolaşan Rossi, "Her ülke değiştirdiğimde 'Aferin sana oğlum' deyip, tırımı seviyorum. Çünkü beni hiç yarı yolda bırakmadı" diye ekliyor.
Rossi'nin karavan konteynerinin içi aile fotoğrafları ve albümlerle kaplı. Karavanının neredeyse tamamını fotoğraflarla ve anılarla dolduran Rossi, geçmişteki sirk arşivlerini ve gazete kupürlerini de saklıyor. Rossi, Ümraniye'ye taşınan sirkte, karavanındaki boş çerçeveye işaret ederek, "Doğacak çocuğumun fotoğraflarını bekliyor" diyor.
Sirkin kendilerine sunduğu uydu sayesinde İtalyan televizyonlarını izleyebildiğinden bahseden Rossi, zaman zaman eski şovlarından kalan videoları izleyerek, hala aynı heyecanla gülümsüyor.
Rossi, çadıra gidip seyirci karşısına çıkmadan önce, konteynerdeki küçük tuvaletinde makyaj takımını kullanarak o mazlum yüzlü, buruk gülüşlü palyaçoya dönüşüyor. Vladi Rossi, pudrasını ve allıklarını sürüp, makyajını tamamladıktan sonra, üzerinde başka bir palyaço çıkartması olan aynada kendisini inceliyor ve "Bu aynadaki palyaçonun aynısı benim bir arkadaşımdı, baktıkça onu hatırlıyorum" diyor.
Sahnede skeçleriyle insanları gülmekten kırıp geçiren, onlara mutluluk dağıtan Palyaço Rossi'nin sahnede görünmeyen hüznü, şov bittikten sonra makyajını silip, ailesini anlatırken yüzünden, gözlerinden okunuyor.
Rossi, uzun bir dönem kardeşiyle çalıştıktan sonra nasıl tek başına çalışmak zorunda kaldığını ise gözlerinden akan yaşları silerken, şu sözlerle anlatıyor:
"Bir program esnasında kardeşim sahneye benden önce çıkıyordu. Program dahilinde kardeşimin gelmesi gerekiyordu. Bekledim, dakikalarca geçmesine rağmen gelmedi. Sinirlenip gittiğimde ise kardeşimin karavanda öldüğünü gördüm."
İnsanları güldürmekten keyif aldığını ifade eden Rossi, "Bundan hoşlanmıyor olsam gerçekten özveri gösteremem. Bu işi kalben yapıyorum, sadece para için yapmıyorum. İnsanların hoşlanması çok önemli. Final olduğu zaman el sallamalar, alkışlar beni çok teşvik ediyor ve finallerde çok çok mutlu oluyorum. Ben işin hakkını vermeye ve kalben çalışmaya inanıyorum" diyor.
Rossi, yeni doğacak çocuğunun geleneksel aile mesleği "sirkçilik" yerine, okumasını tercih ettiğini belirtirken, "Artık bugün için sirkler çok zor. Geleceğin ne göstereceği belli olmaz, ümit edelim ki iyi olsun" ifadelerini kullanıyor.
Daha önce 1976, 1980, 1997 yıllarında Türkiye'ye geldiğini anlatan Rossi, Türk insanının çok sıcak olduğunu ve sirk programlarını sevdiğini gözlemlediğini söylüyor.
Vladi Rossi, genç palyaço adaylarına da, "Benim gibi kalben çalışırlarsa inanıyorum ki çok başarılı olacaklar ama sadece para için bu iş olmaz" tavsiyesinde bulunuyor.
YORUMLAR