CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sanıyorlar ki bu fezlekeler orada okunmayınca halk bunları öğrenmeyecek. Onların bütün arzusu o. 'Fezlekelerin içeriğini en azından seçime kadar halk öğrenmesin.' Bunu istiyorlar. Ben merak ediyorum, parlamentonun görevi yolsuzlukları örtmek midir, yolsuzluklarla mücadele etmek midir?" dedi.
Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Televizyonu'nun canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Seçim çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, bugün de Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayları Mansur Yavaş'la başkent halkıyla buluştuklarını anlattı.
Mansur Yavaş'ın çok sevildiğini ve dürüst bir kişiliği olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Ankara'da bir kan değişimine ihtiyaç olduğunu savundu.
"CHP'nin önderliğinde fezlekelerin parlamento gündemine gelmesi için bir girişim oldu. Ama fezlekelerin üst yazısının detayları okunmadı. Ne olacak şimdi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Sanıyorlar ki bu fezlekeler orada okunmayınca halk bunları öğrenmeyecek. Onların bütün arzusu o. 'Fezlekelerin içeriğini en azından seçime kadar halk öğrenmesin.' Bunu istiyorlar. Ben merak ediyorum, parlamentonun görevi yolsuzlukları örtmek midir, yolsuzluklarla mücadele etmek midir? Biz bu parlamentoya 'Gazi Meclis' diyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşını veren Meclis'tir, bu Meclis. Yedi düvelle savaşırken parlamento kapanmadı. Gücünü milli iradeden aldı, şimdi Gazi Meclis'in içine yolsuzluk yapanların gelip oturmalarını biz içimize sindiremiyoruz. Kimse kusura bakmasın ama parlamentoda hırsız olmaz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen olmaz, kul hakkı yiyenin parlamentoda ne işi var. Bunlardan milletvekili mi olur? Bunun için mücadele ediyoruz, AKP kapatmaya çalışıyor. 'Millet duymasın.' Sadece Türkiye'deki değil, emin olun, gidin Fransa'ya, İngiltere'ye, Japonya'ya, Papua Yeni Gine'ye... Türkiye'de ne olup bittiğini herkes biliyor. "
"Efendim, Bakanlar soruşturma komisyonu kurulması için dilekçe vermişler" diyen Kılıçdaroğlu, "Niye bugün Meclis'e gelmediler. Gelselerdi, kürsüye çıksalardı. 'Fezlekeleri açın, milletvekili öğrensin. Bizim alnımız ak...' diyebilirlerdi, ama demediler. Sadece dilekçe vermişler, onu da biz bilmiyoruz, verip vermediklerini. Öyle bir açıklama geldi" değerlendirmesini yaptı.
"Siz tam olarak ne istiyordunuz?" yönündeki soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, "İsteğimiz şuydu; soruşturma komisyonu kurulacak, güzel. Ben bu komisyon kurulurken, hangi bilgiye dayanarak elimi kaldıracağım. Ben herhalde vicdanımın sesini dinleyeceğim, fezleke bu açıdan önemli. Ben oy kullanırken herhalde vicdanımın sesini dinleyeceğim. Önce fezlekeyi okumam lazım. Burada ne yazıyor, Bakanlar neyle suçlanıyor. Belki benim aklım yatmaz, 'böyle fezleke mi olur' deyip ben ret oyu da verebilirim" diye konuştu.
Hükümetin halkın gerçekleri öğrenmesini engellemeye çalıştığını da ileri süren Kılıçdaroğlu, "Ama size sözüm; bu yolsuzlukların üstünü kapattırmayacağız, yazık günah bu ülkeye" dedi.
Siyasetçi zenginleşirse, halkın fakirleşeceğini aktaran Kılıçdaroğlu, bir milletvekilinin 10 bin liraya yakın maaş aldığını, miras kalmaması durumunda zenginleşmesinin ise çok zor olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, "Burada olan tablo şu; bunlar siyasette zenginleştiler. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, siyasete girmeden önce haciz kıskacındaydı, şimdi bir eli yağda balda. Bunu bilerek söylüyorum, kendisine de çağrıda bulunuyorum. Siyasete girmeden önceki mali durumunla şimdiki mali durumunu açıkla, ne oldu? Sen Bakandın, nasıl kazandın bu parayı açıkla. Bir iş adamı herhangi bir yurttaşa 700 milyarlık kol saati verir mi? Vermez. Bakanlık koltuğunda oturan bir kişiye veriyorsa bu rüşvettir" iddiasında bulundu.
-Ses kayıtları-
"Ses kayıtları montaj mı? Kafanızda çekince var mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hiç bir çekince yok" yanıtını verdi.
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in "konuşmadım" demesine karşın, oğluyla yaptığı konuşmanın ses kayıtlarının internete düştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bunlar savcılığa dilekçe verdi, 'oğlumla yaptığım görüşmeyi fezlekeden çıkarın' diye, ama mahkeme bunu reddetti. Erdoğan'ın, oğluyla 17 Aralık sabahı yaptığı görüşme, internete düştüğü an Türkiye gündemine bomba düşmüş oldu. Biz MYK'yı olağanüstü topladık. Bir Başbakanın, oğluna telefon edip, 'paraları sıfırlayın' demesi, olacak şey değildi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rastlamadığımız bir olaydı. Akşam Başbakanlık iki satır açıklama yaptı, 'bunlar doğru değil, montajdır' diye. Suçlanan Başbakan, Başbakanlık değil ki. Niye o açıklama yapmadı o akşam, yapamadı. Çünkü o gece uğraşıyordu, 'acaba delilleri nasıl yok ederim' diye. En son 'bunlar montajdır' dediğinde ben kendisine 'TİB kayıtlarını açıkla' dedim. Açıkla, hep beraber diyelim ki 'Başbakana kompo kurmuşlar." Açıklamadı."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın görüşmeye ilişkin TİB kayıtlarını açıkladığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bu kayıtların Türkiye ve yurt dışı dahil en az 5 yerde olduğunu söyledi.
Başbakan'a bu sesleri incelenmesi için "Uluslararası bir kuruluşa gönder" çağrısı da yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Gönderdi mi? Göndermedi. Bir ülkenin başbakanı böyle bir töhmeti taşıyamaz" görüşünü dile getirdi.
-"Kendi ağzından itiraf etti"-
Başbakan Erdoğan'ın, "Kriptolu telefonları da dinliyorlar" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, bunu söylerken, "Oğluyla yaptığı görüşmeleri kriptolu telefonlarla yaptığını ve bunların dinlendiğini" kendi ağzından itiraf ettiğini ileri sürdü.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın da "Ses kayıtlarını sızdıranları tespit ettik" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Demek ki doğru. Bakın ayrı ayrı gerekçe söylüyorum, bunların tamamı doğru. Erdoğan, bu yükün altında kalamaz, ayrılması lazım. İstifa etmesi lazım" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine Türkiye'de son 10 yılda 1 trilyon 775 milyar doları, bundan önceki 50 yılda ise bunun yarısından daha az harcandığını savundu.
Hükümetin, "Bir liralık işi beş liraya yaptırdığını" iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Keban Barajı, Atatürk Barajı, Atatürk Havalimanı yapıldı. Bunun yarısından daha az paraya. Bunlar bir liralık işi 5 liraya yapıyorlar, 4 lira cepte. Sorun da bu zaten. Yeni bir ülke kurulur bu parayla, bütün vatandaş borç içinde. Yoksul bir aileden geliyor ama nasıl olur da 10-12 yılda dünyanın en zengin Başbakanlarından birisi olur. Kendi bakanı söyledi, 'çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz.' Doğru mu, doğru. Büyük bir kısmı haram. Harama o kadar alışmışlar ki. İnanmakta zorlanıyorum. Adam haram parayla umreye gidiyor, insaf. Sen nasıl haram parayla Sarraf'ın uçağıyla umreye gidersin."
Bir İran ve aynı zamanda parayla Türk vatandaşı olan birinin, "Dört Bakanı satın aldığını" ileri süren Kılıçdaroğlu, "Devletin sırlarını satmıştır bunlar. Bu, sıradan bir olay değildir. Buna 'paralel devlet yaptı' diyor, bunların hepsi palavra, devletin vicdanı yapmıştır bu operasyonu" dedi.
MİT'in operasyondan önce Başbakan Erdoğan'ı uyardığını ve bir rapor sunduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Çıkıp da tabii birisini düşman ilan edecek, yeri gelir CHP'yi düşman ilan eder, yeri gelir vatandaşı, şimdi de 'paralel devlet yaptı' diyor" açıklamasında bulundu.
Bu konuda Başbakan Erdoğan'a 10 soru yönelttiğine değinen Kılıçdaroğlu, "Soruların hiçbirine cevap vermedi, niye cevap vermiyor, çünkü yolsuzlukların başı o da onun için" iddiasında bulundu.
Türkiye'de bugüne kadar çok sayıda yolsuzluk operasyonu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ancak "Türkiye'nin ilk kez devletini soyan bir hükümetle tanıştığını" savundu.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Yurt dışından TÜRGEV'e 100 milyon dolar para geliyor, bunu da sordum. Erdoğan'a sordum, bu parayı senin oğlunun vakfına kim gönderdi arkadaş? Niye gönderdi. Çocuk Esirgeme Kurumu var, göndereceksen oraya gönder, ÇYDD var oraya gönder. Neden bu hükümetten ihale alanlar senin oğlunun vakfına gidip mecburen bağış yapıyorlar. Bu ülkede başka bir kuruluş yok mu? Neden Bilal? Ve aile boyu. Devletin aile boyu soyulduğu bir sistemi gördük biz. Hiç alışık olmadığımız bir sistem. Emin olun önümüzdeki süreçte göreceksiniz Hollywood bunun filmini yapacaktır. 'Bir hükümet, bir devleti nasıl soyar.' Bunu yapacaktır. Biz buna tanık olduk çünkü."
Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye oy verenlerden, hükümete yaptığı eleştirilerden hiçbirini üzerlerine almamalarını da istedi.
İzmir-İstanbul otoyolunun "yap-işlet-devret" modeli ile 44 yıllığına bir firmaya ihale edilirken, başka bir firmanın "22 yıl" önerisi ile geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "22 yıl olan konsersiyuma 5 ay ihaleyi vermediler, sonra bir şeyler döndü ihaleyi verdiler, her yıl 1 milyar dolar. 44 yıl verilseydi 22 milyar dolar nereye gidecekti. Devletin yolsuzluğun boyutu budur" dedi.
Kılıçdaroğlu, nereden gelirse gelsin darbelere karşı olduğunu da söyledi. Kılıçdaroğlu, bazı gazetecilerin işten atılmasıyla ilgili ses kayıtları iddialarına ilişkin ise "İnsan vicdan taşıyorsa bir başka kişinin ekmeği ile oynamaz" yorumunu yaptı.
Başbakan Erdoğan'ın "Halk doğruları öğrenmesin" diye meydan meydan gezdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Eğer doğru adamsa benim sorduğum 10 soruya cevap verir" diye konuştu.
-"Üç beş fayans kırıldı, ona üzüldü..."-
Gezi Parkı odaklı gelişmelere ve buradaki can kayıplarına değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın burada hayatını kaybeden gençlerin ailesine başsağlığı dilemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Üç beş fayans kırıldı ona üzüldü, hayatı para üzerine. Anlamakta güçlük çekiyorum" dedi.
"Ekmek almaya giden Berkin Elvan'ın başına isabet eden gaz fişeği ile hayatını kaybettiğini" dile getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hükümetin görevi o çocuğu öldürenleri bulup, mahkemenin önüne çıkarmak. O çocuğu terörist ilan etti, meydanlarda da yuhalattı. Ölen kişinin arkasından kötü söz söylemek Müslümanlığa yakışır mı?" ifadesini kullandı.
Burak Can Karamanoğlu'nun ölümüne de değinen ve Allah'tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, halkı provokasyonlara karşı uyardığını hatırlattı.
Burak Can'ın babasıyla telefonda konuştuğunu ve üzüntüsü dile getirdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde aileye taziye ziyaretinde bulunacağını da kaydetti.
YORUMLAR