Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, '' AWACS'lar tıpkı F-16 savaş uçakları gibi Türk havacılık ve savunmasında çok önemli bir dönemi başlatmıştır ve çok önemli bir aşama olmuştur. Nasıl F-16'lar Türkiye'nin hava gücünü güçlü ve başka bir sahaya ve seviyeye yükselttiyse AWACS'lar da aynı şekilde Türk Hava Kuvvetlerinin gücünü daha da yükseğe çıkarmışlardır'' dedi.
Gül, Barış Kartalı Projesi kapsamında havadan ihbar ve kontrol uçağının, Konya'da bulunan 3. Ana Jet Üssü'nde düzenlenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giriş töreninde yaptığı konuşmada, bugün dünyanın ilk askeri havacılık teşkilatlarından biri olan ve Atatürk'ün ''İstikbal Göklerdedir'' sözü temelinde her geçen gün gelişip, güçlenen Türk Hava Kuvvetleri için özel, anlamlı ve gurur duyulacak bir gün olduğunu söyledi.
''Bundan 100 sene önce uçakla tanışan, Birinci Dünya Harbi'nde uçak kullanan bir milletiz ve otomobilden, arabadan önce de uçak yapan bir ülkeyiz'' diyen Gül, böyle bir ülkede AWACS'larla savunma yeteneğinin daha ileri bir aşamaya getirildiğini ve birçok kritik eşiğin aşıldığını görmekten büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.
Bunu basit bir tedarik işlemi olarak görmemek gerektiğine işaret eden Gül, pek çok yerli tedarikçi ve şirketin de bu çalışmalara katıldığını, neticede karşılıklı teknoloji transferinin, bilgi akışının olduğunu ifade etti. Gül, ''Her şeyin ötesinde AWACS'lar tıpkı F-16 savaş uçakları gibi Türk havacılık ve savunmasında çok önemli bir dönemi başlatmıştır ve çok önemli bir aşama olmuştur. Nasıl F-16'lar Türkiye'nin hava gücünü güçlü ve başka bir sahaya ve seviyeye yükselttiyse AWACS'lar da aynı şekilde Türk Hava Kuvvetlerinin gücünü daha da yükseğe çıkarmışlardır'' şeklinde konuştu.
Gül, dünyada az sayıda ülkede bulunan çok sofistike ve gelişmiş hava araçları olan AWACS'ların aynı zamanda modern harp teknolojisinin ve başından beri en eski üyelerinden biri olunan NATO savunma doktrininin de vazgeçilmez unsurları arasında yer aldığını söyledi.
-Tehdit oluşturan her şeyi gören gelişmiş uçaklar
''AWACS'lar sadece hava araçlarını değil, füzeler ve diğer havadaki her türlü uçan ve tehdit oluşturan her şeyi gören, onların tehdit olmasından çıkmasını sağlayan çok gelişmiş uçaklardır'' diyen Gül, bu uçakların sadece radar işlevi görmediğine, herbirinin aynı zamanda uçağın komuta kontrol merkezi hüviyeti taşıdığına işaret etti. Gül '' Bu özellikleri itibarıyla adeta kuvvet çarpanı mahiyeti taşımaktadırlar ve gücümüze de güç katmaktadırlar'' dedi.
Bu hava araçlarından kesintisiz 24 saat boyunca elde edilecek verilerin, sınır kontrolllerini daha etkin yapmaya ve ayrıca Avrupa'nın güney kanadının güvenliğini de en etkin şekilde sağlamaya katkıda bulunacağını kaydeden Gül, bu tür uçakların ABD öncülüğündeki koaliasyon güçlerince 1991'de Körfez Savaşı'nda kullanıldığını ve etkin bir şekilde muharip görevlerinin çok süratli yerine getirilmesini temin ettiğini hatırlattı. Gül, şöyle devam etti:
''Biz de 2. Körfez Savaşı'nda müttefiklerimizden elde ettiğimiz AWACS ve Patriotları, etkin bir şekilde kullanmıştık. O zaman AWACS'lar bugünkü bu Konya 3. Hava Jet üssünde üstlenmişlerdi. O gün misafir olarak gelen AWACS'lar bugün artık kendi malımız ve kendi envanterimizdedir. Hatta öyle ki bu uçakları her gördüğümüzde bunlar ne zaman gelecek diye beklerdik. Çünkü bunlara ilk sahip olma arzumuz 2002 yıllarında ortaya çıktığında, hatırlıyorum o zaman 2002 yılındaki başbakanlık süremde ilk toplantılar yapılmıştı, daha sonra 2003 yılında kararları verdiniz, ilk ödemeler yapıldı. Uzun bir gecikme oldu ama belki de bu gecikme biraz hayırlı da olmuş diyebiliriz. Çünkü bu süre içerisindeki her türlü elektronik ve hi-tec bütün bunların bu temin ettiğimiz AWACS'lara yerleştirilmesi ve bu AWACS'ların çok daha sofistike hale gelmesine yol açmış oldu.''
-"Cenge hazır olacaksınız ki sulh istiyorsanız"
Dünyada çok az ülkede bulunan bu gelişmiş uçaklara sahip olmanın, sadece Türk HavaKuvvetlerini değil Türk ordusunu ve Türkiye Cumhuriyetini çok daha güçlü ve Türkiye'yi müttefikleri içerisinde çok daha ayrı bir konuma taşıdığını vurgulayan Gül, ''Unutmayalım ki ihtiyaç olduğunda zaman zaman belki müttefiklerimizle birlikte de kullanacağız bu uçakları. O bakımından bu uçaklara sahip olmak şüphesiz ki Türkiye için büyük bir gurur kaynağıdır'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
''Bu uçakların uzun sahip olma süreci içerisinde hükümetlerimize, Sayın Başbakan'a, değerli Genelkurmay Başkanlarına, Hava Kuvvetleri Komutanına, değerli Milli Savunma Bakanlarına ve bütün bu süreç içerisinde görev alan birçok komutan, Savunma Sanayi Müsteşarlığımıza, hepsinin çok büyük emekleri geçmiştir, iradeleriyle bu proje gerçekleşmiş ve bugün bunlara sahip olmanın haklı gururunu hep beraber yaşıyoruz. Birkez daha hayırlı olsun. Bunlar sadece bizi güçlü hale getirmedi, aynı zamanda caydırıcılığımızı da çok daha pekiştirdi. Her zaman söylenen bir söz vardır 'Cenge hazır olacaksınız ki sulh istiyorsanız'. İsmini de barış koydunuz ama dörde tamamlanacak. Dördünün ismini de doğu, batı, kuzey, güney şeklinde güzel tespit etmişsiniz. Bundan dolayı da tebrik ediyorum. Bu uçakların hayırlı olmasını temenni ediyorum.''
YORUMLAR