Yeminli Türkiye düşmanları bunların yaptıklarını yapmadı
Başbakan Erdoğan, "Yeminli Türkiye düşmanları bunların yaptıklarını yapmadı yapamaz" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen, AK Parti Seçim Beyannamesi ve Belediye Başkan Adayları Toplantısı'ndaki konuşmasında, yeni Türkiye için sürdürdükleri yolculuğa yeni bir güçle devam ettiklerini belirtti.
Başbakan Erdoğan, 30 Mart 2014 Seçim Beyannamesi'nin, "katılımcı belediyecilik", "kültürel belediyecilik", "sosyal belediyecilik", "çevre dostu belediyecilik" ve "hizmet belediyeciliği" olmak üzere 5 ana başlıktan oluştuğunu bildirdi.
30 Mart yerel seçimlerinin ülkeye, millete, tüm şehirlere, ilçe, belde ve köylere, dünyaya ve insanlığa hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Rabbim bizleri utandırmasın, Rabbim bu kutlu yolculukta bizleri korusun, her türlü tehditten, tehlikeden esirgesin diye dualar ediyorum" dedi.
Erdoğan, 27 Mart 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına seçildiğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Seçileceğimizi beklemiyorlardı. İstanbul'un bizi tercih edeceğini tahmin etmiyorlardı. 28 Mart sabahına kadar bizim seçilmiş olduğumuza ihtimal vermiyor, kendilerince zaferlerini ilan ediyorlardı. Hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak bir neticeyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildik. Çok farklı şeyler ifade ettiler. Kalktılar şunu söylemeye başladılar, yapamayacağımızı, beceremeyeceğimizi, başarılı olamayacağımızı iddia ettiler. Köşelerinden, manşetlerinden bu şekilde yazdılar, çizdiler. Her türlü tuzağı kurdular. Hükümet gücünü kullanarak, devlet gücünü kullanarak başarısız olmamız için ellerinden geleni yaptılar ama biz İstanbul için aşkla çalıştık, sevdayla çalıştık, tutkuyla çalıştık ve orada tarih yazdık."
-"İstanbul'u ilklerle buluşturduk"
İstanbul'u ilklerle buluşturduklarını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Sosyal belediyeciliği, kültürel belediye, katılımcı, çevre dostu, hizmet belediyeciliğini İstanbul'a oradan Türkiye'ye tanıtan biz olduk. İlklerin belediye başkanı olarak önce İstanbul'un sonra Türkiye'nin gönlüne giren, milletin teveccühünü kazanan biz olduk. Bizim başarısız olacağımızı zannedenler, bunu bekleyenler hayal kırıklığı yaşadılar. İstanbul'daki bu ilkleri, bu başarıyı, bu büyük hizmeti hazmedemediler. İstanbul'un güzelleşmesinden, gelişmesinden, sorunlarının çözülmesinden rahatsız oldular. İSKİ yolsuzluklarının önüne geçtiğimiz için, rantın önüne geçtiğimiz için, milletin, yetimin hakkını koruduğumuz ve kolladığımız için ciddi şekilde rahatsız oldular. CHP'nin Genel Müdürü bilmiyorsan araştır, sor. O İSKİ yolsuzluğunu, evet onun da biz önüne geçtik."
Yolsuzlukların içinde olan İSKİ'nin, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun Genel Müdürlüğünde farklı şekilde gelişmeye başladığını belirten Erdoğan, "2,5 milyar dolar borçla devraldık CHP Belediyesinden, 1,2 milyar dolarla bıraktık. Hem yatırımlar yaptık hem de borçları ödedik" ifadesini kullandı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kardeşlerim, zannetmeyin ki bir şiir okuduğumuz için bizi mahkum ettiler. Bizi milletin gönlünde sarsılmaz bir yer edindiğimiz için, milletle aynı dili konuştuğumuz, aynı yöne baktığımız, milletle kol kola yürüdüğümüz için mahkum ettiler.
İşte bugün karşımızda olanlar o gün yine ne diyorlardı biliyor musunuz? Gazetelerinin başlıkları şuydu, 'muhtar bile olamaz' diye manşetler attılar. Ne dediler biliy musunuz? 'İşi bitti' dediler. 'Bir daha siyaset yapamaz' dediler ama biz işte bugün buradayız. Milletimizle birlikte, partimizle, teşkilatımızla dimdik ayaktayız. Üstelik onurumuzla, gururumuzla millete ürettiğimiz hizmetlerin bahtiyarlığıyla bugün burada, bugün milletin arasında, milletin huzurundayız. 1994'te İstanbul'da başlayan hizmet yolculuğumuz şimdi Türkiye'yi kucaklayarak devam ediyor. İstanbul'da ilklere imza attık ve şimdi de Türkiye'de ilklere imza atıyoruz. İstanbul'da hayalleri gerçekleştirdik. Şimdi de Türkiye genelinde 81 vilayette hayalleri gerçekleştiriyoruz."
Erdoğan, partisinin siyaset anlayışının eser ve hizmet üzerine kurulu olduğunu söyledi. "12 yıl önce 'Şırnak'a, Iğdır'a havalimanı yapılacak' denseydi, kim inanırdı?" diye soran Erdoğan, şu anda Iğdır, Ağrı ve Kars'ta havalimanı bulunduğunu ve göreve geldiklerinde 26 olan havalimanı sayısını 52'ye çıkardıklarını anlattı.
-90 yaşında olmakla avunuyor
Erdoğan, "Bütün bu adımlar atılırken, eğitimde bu devrimler yapılırken, sağlıkta bu devrimler yapılırken, ulaşımda bu devrimler yapılırken, enerji altyapısında bu devrimler yapılırken işte bakın şimdi şu CHP'ye" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne diyor? Ben 90 yaşında bir partiyim. 90 yaşında olmakla avunuyor. Soruyorum, 1938'de Gazi Mustafa Kemal'in vefatından sonra bu ülke için ne yaptınız? Hangi eseriniz var? Hangi hizmetiniz var? Ben söyleyim. Gazi Mustafa Kemal'in resimlerini Türk Lirası üzerinden, banknot üzerinden çıkarmaktan başka hiçbir maharetleri yok. Gazi Mustafa Kemal'in resmini çıkardılar, oraya İnönü'nün resmini koydunuz. Posta pullarının üzerinden Gazi Mustafa Kemal'in resmini çıkardılar, İnönü'nün resmini koydular. Devlet dairelerinden Gazi Mustafa Kemal'in portlerini indirdiler, İnönü'nün portlerini koydular. Eseri bunlar. Soruyorum, nerede dikili bir ağacınız, nerede üst üste koyduğunuz bir taşınız, tuğlanız var?"
-Eğer bir darbe girişimi varsa CHP oradadır
CHP'nin arkasında ve tarihinde, Dersim katliamı, 27 Mayıs, dar ağacına gönderdiği merhum Menderes ve arkadaşlarının, zulüm, baskı, yasaklar, çöp dağları, hava kirliliği, susuzluk, yolsuzluk olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"17 Aralık darbe girişimini de CHP ıskalamadı. Orada da hemen kendisine rol kaptı. Darbe girişimini kimin yaptığının hiç önemi yok. Darbecilerin ideojisinin, fikrinin, zihniyetinin hiç önemi yok. Eğer bir darbe girişimi varsa CHP oradadır. Sorgusuz ve sualsiz destek verir. Dün söyledim. 'Eğer cesaretiniz varsa CHP'nin grubunda ortalığa dökülen diğer ses kayıtlarını da yayınlayın. Onları da dinleyin' dedim. İşte dün bazı ses kayıtları ortalığa döküldü. Belki de burada şu anda aramızda bulunan kardeşlerimizin büyük bir çoğunluğu dinlemiştir. Buyursun CHP, bunları da dinlesin. Buyursun MHP, bunları da dinlesin. Elindeki medyasıyla hükümete, milli iradeye alçakça saldıran medya patronunun, kirli işlerinin üzerine gitsinler. Benim ofisimi dinlemek için konulmuş böceği ABD'nin üzerine atma pazarlıklarını dinlesinler. Azerbaycan üzerine yapılan kirli hesapları dinlesinler. CHP içinde yapılan operasyonları, pazarlıkları, kurulan kumpasları dinlesinler. Ama bunları dinleyemezler, dinletemezler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ipleri, hiç kimse kusura bakmasın, işte bu Haşhaşiler örgütünün eline geçmiştir."
-"CHP, tamamen esaret altına alınmıştır"
"Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu 90 yaşındaki parti, beceriksiz ellerde artık kendisini inkar eder bir noktaya gelmiştir. CHP, paralel örgütün şantajlarıyla kayıtlarıyla kasetleriyle tamamen esaret altına alınmıştır" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Çok yakındır. CHP'nin Genel Müdürü çıkıp da 'nerede bu paralel devlet, nerede bu örgüt, gidip de üye olacağım' derse hiç kimse şaşırmasın. Hiç kimse şaşırmasın. CHP'nin son 2 aydır Ergenekon'dan bahsettiğini duyan var mı? Soruyorum, var mı? CHP'nin son 2 aydır 17 Aralık'tan sonra Silivri'den, Silivri hakimlerinden söz ettiğini duyan var mı? Allah aşkına soruyorum, CHP'nin içinde hiç mi aday yoktu da gittiler en sağdan aday devşirdiler. Marjinal sol gruplar, ülkücü CHP'li bir kısım ülkücü, CHP'li adayların reklamını yapıyor. Bunu izah edecek biri var mı? CHP, kasetlerin bedelini ödüyor. Kasetle gelirsen işte böyle kasetlerin esiri olursun. Son kullanma tarihin geçince de yine kasetle gidersin. Olay budur."
-"Ey Bahçeli Gezicileri savunmak sana mı kaldı?"
Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı'nın CHP'den hiçbir farkı olmadığını söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün "Kabataş olayından dolayı Başbakan özür dilesin" dediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ey Bahçeli, Gezicileri savunmak sana mı kaldı? Başörtüsü ile yanında 6 aylık çocuğuyla linç girişimine uğrayan başörtülü kızımızın karşısında Gezi vandallarını savunmak sana mı kaldı? Duvarlara 'Zulüm 1453'de başladı' sloganını yazan Türkiye düşmanlarını, ecdat düşmanlarını savunmak, artık ey Bahçeli sana mı kaldı? Marjinal sol örgütlerini, terör örgütlerini cam çerçeve kıran, sokakları ateşe veren, Dolmabahçe'de Mihrimah Sultan Camii'ni işgal edenleri savunmak sana mı kaldı? Bira şişeleriyle TC yazan, Ankara'da Türk bayrağını yakan militanları savunmak artık ey Bahçeli sana mı kaldı? Buradan açık açık soruyorum. Sizi CHP ile aynı çizgiye getiren ne? Sizi ulusalcılarla, Gezicilerle, paralel örgütle, marjinal yapılanmalarla bir araya getiren ne? Size yapılan şantajı, size yapılan tehditleri, çıkın açık açık söyleyin."
İçişleri Bakanının ve kendisinin, Mersin'de, bütün siyasi partilerin il başkanlıklarının dinlendiğini ifade ettiklerine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bir tane CHP'li, bir tane MHP'li çıkıp da 'Bizi kim dinledi, niye dinledi, o kayıtlar nerede, kimin elinde?' diye sordu mu? Niye bu kadar ilgisizler? Niye sormazlar? Ne diyecekler, biliyor musunuz? 'Siz, iktidarsınız. Bu işin sorumluluğu sizde.' Peki, o zaman HSYK yasasına, hem de şiddet kullanarak neden karşı çıktınız? İnternet yasasına neden karşı çıkıyorsunuz? Yargıdaki bu sorunları dile getirdiğimizde, dinleme skandallarını dile getirdiğimizde bunu neden yargıya müdahale olarak görüyorsunuz? Korkmayın Sayın Bahçeli. Sayın CHP Genel Müdürü, sen de korkma. Hiç kimse korkmasın, hiç kimse tedirgin olmasın. İşte, bizimle ilgili her gün bir ses kaydı ortaya çıkıyor. Gündelik konuşmalarımız, ahlaksızca, edepsizce, alçakça kaydedilmiş ve her gün servis ediliyor. Zatıaliniz de bunu aynı şekilde Meclis'te yapacak kadar ileri gidiyorsunuz, suç olduğunu bile bile. Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı dinlenmiş. Ülkenin Başbakanının sıradan konuşmaları servis ediliyor ama biz korkmadık, korkmuyoruz. Ses kayıtları ile gelmedik biz.
AK Parti'nin, siyasetin, Türkiye'nin dizayn edilmesinin karşısında asla boynumuzu eğmedik, boynumuzu eğmiyoruz. Bir kez daha söylüyorum: Hodri meydan, elinizde ne varsa dökün ortaya. O namus timsali geçinen gazetelere, gazetecilere de sesleniyorum: Basın özgürlüğünde, gazeteciliğin namusundan, şerefinden dem vuran köşe yazarlarına, yorumculara da sesleniyorum. İstediğiniz ses kaydını yayınlayın, istediğiniz ses kaydının üzerinde tepinin. Sel gider, kumu kalır. Devran döner, keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner, bunu böyle bilesiniz. 28 Şubat'ta bunlar yaptıklarının altında kaldılar. İnanın bugün yaptıklarının da altında kalacaklar. Kabataş'ta linç edilen başörtülü kızımızı, tekrar manşetlerle linç etmenin bedelini de ödeyecekler. Yayınladıkları tamamen hukuksuz ses kayıtlarının da bedelini ödeyecekler. Bürokrasidekiler de bunun hukuk içinde bedelini ödeyecek. Bunlara susanlar, bunlara sessiz kalanlar, bunları destekleyenler de aynı şekilde bedelini ödeyecekler. Sizin karşınızda Türkiye Cumhuriyeti var. Bu ülke tankla, topla, tüfekle alınamadı ki ses kayıtlarıyla alınabilsin."
-"Yeminli Türkiye düşmanları, bunların yaptıklarını yapmaz"
Erdoğan, paralel yapının Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası'nın Bosna Hersek'te faizsiz kredi vermesinden rahatsız olduğunu ve "Boşnaklara nasıl faizsiz kredi verirsiniz" diye 1. sayfadan haber yapıldığını belirterek, "MİT Suriye'deki Bayır Bucak Türkmenlerine insani yardım götürüyor, bundan rahatsız olup MİT mensuplarına saldırıyorlar. Mavi Marmara'da aynı tutum. Filistin meselesinde, Suriye, Mısır meselesinde aynı tutum. Somali'ye yapılan yardımda aynı tutum. Çözüm sürecinde, milli birlik ve kardeşlik projesinde aynı tutum. İnanın, yeminli Türkiye düşmanları, bunların yaptıklarını yapmaz, yapamaz" diye konuştu.
Ses kayıtlarının gündemi esir almasına izin vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Buradan aziz milletime sesleniyorum, buradan tüm teşkilatıma sesleniyorum: Bu operasyonlarının bizim gündemimizi meşgul etmesine izin vermeyeceğiz. Bırakın CHP, MHP, Geziciler, paralel örgüt, tüm marjinal örgütler, terör örgütleri ittifak halinde kendi çamurlarında debelensinler. Biz, kendi işimize bakacağız. Vakti zamanı gelince bütün iddiaların, bütün iftiraların cevabı ortaya çıkacak. Her mesele aydınlanacak ama biz, bunlara cevap vermekle, bunların gündemine aldanmakla vaktimizi harcamayacağız. Bizim çok işimiz var. Bunların işi iftira, bunların işi dedikodu. Bu ülkede biz daha okullar inşa edeceğiz. Daha inşa edeceğimiz yollar var, köprüler var, barajlar var, havalimanları var, Kanal İstanbullar var, tamamlanmayı bekleyen küresel projeler var. Bizim gündemimizde uzaya gönderdiğimiz ve göndereceğimiz uydular var. Bizim gündemimizde imal ettiğimiz ve edeceğimiz tanklarımız, piyade tüfeklerimiz, savaş gemilerimiz, denizaltılarımız, helikopterlerimiz, uçaklarımız, füzelerimiz var. Bizim gündemimizde Türkiye'nin sorunları var, Suriye var, Filistin var, Mısır var, Libya var, Tunus var, Myanmar var. Biz, bütün bunlarla beraber dünyanın her yerinde evet Türkiye var. Ekonomiyi daha da büyüteceğiz. Demokrasinin standartlarını daha da ileriye götüreceğiz. Dış politikada daha da aktif olacağız. Bizim 2023 hedeflerimiz var. O hedefleri tutturmanın mücadelesi içinde olacağız. Bizim gündemimizde büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi ve şehir var. Onlar varsın ses kayıtlarını konuşsun. Onlar iftiraları konuşsun. Onlar esaret altında önlerine atılan kırıntılarla yetinsinler. Biz, işimize bakacağız. Türkiye sevdası ile biz yollara düşeceğiz. 12 yıldır söylediğimiz gibi biz, 'Durmak yok, yola devam' diyecek, durmadan, dinlenmeden, bu kutlu yolda yürüyeceğiz."