Yapacağımız çok önemli reformlar var

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yapacağı çok önemli reformlar bulunduğunu belirterek, "Çünkü eğer biz yapısal olarak çok köklü adımları atmazsak, Türkiye ekonomisinin büyüme hızı yüzde 3-4 aralığına hapsolabilir" dedi.

 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yapacağı çok önemli reformlar bulunduğunu belirterek, "Çünkü eğer biz yapısal olarak çok köklü adımları atmazsak, Türkiye ekonomisinin büyüme hızı yüzde 3-4 aralığına hapsolabilir" dedi.

Babacan, Habertürk ve Bloomberg HT televizyonlarının ortak canlı yayınında soruları yanıtladı.

Cari açık ve büyüme ilişkisi açısından Türkiye'nin yeni bir ekonomik modele ihtiyaç duyup duymadığına ilişkin bir soru üzerine Babacan, petrol ve doğal gaz ithalatının cari açığın yüksek seyretmesine neden olduğunu söyledi. 

Petrol ve doğal gaz için yurt dışına aktarılan dövizin bir şekilde yine yurt içine girmesi gerektiğini dile getiren Babacan, dövizin giriş şekli borçlanma yoluyla olursa bunun problem yarattığını ifade etti.

Doğrudan yatırım yoluyla döviz girişini daha fazla tercih ettiklerini kaydeden Babacan, "Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yapacağı çok önemli reformlar var. Çünkü eğer biz yapısal olarak çok köklü adımları atmazsak, Türkiye ekonomisinin büyüme hızı yüzde 3-4 aralığına hapsolabilir" diye konuştu. 

Köklü adımlar atılmadığı takdirde yüzde 3-4'ü geçen bir büyümenin sürdürülemez bir cari açığı beraberinde getirdiğini belirten Babacan, Türkiye için yüzde 4-5'in üzerindeki bir cari açık oranını risk olarak gördüklerini söylediklerini hatırlattı. Mevcut yapı ile yüzde 3-4'lük bir büyümenin yüzde 4-5 oranında cari açık ürettiğini dile getiren Babacan, "Yapısal alanlara konsantre olmamız lazım" dedi. 

Kısa vadede cari açığı kontrol altına almak adına maliye ve para politikaları ile makro ihtiyati tedbirleri efektif olarak kullandıklarını kaydeden Babacan, bu anlamda sonuç da aldıklarını bildirdi.

- "2014 büyüme hedefini tartışmak için erken"

Türkiye'nin kriz diye tanımlanabilecek bir noktaya asla gitmediğini belirten Babacan, jeopolitik riskler, küresel konjonktür ve ülke içindeki olağanüstü gelişmelere rağmen dengeyi iyi bir şekilde sağladıklarına dikkati çekti. Her aşamada gerekenin zamanında yapılmasının önemini vurgulayan Babacan, hükümet olarak bunu gerçekleştirdiklerine işaret etti.

Geçen yıl Türkiye'nin, Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu anımsatan Babacan, "2014'te, muhtemelen, yine böyle olabilir. 2014'te yüzde 4'lük hedef koyduk. Bu hedefi ekim ayında koymuştuk. Bu hedef ne kadar gerçekçi? Bunu tartışmak için erken. Aşağı doğru riskler var. Bunu da kabul etmek lazım" değerlendirmesinde bulundu. 

- "Büyüme hedefinde revizyon için yeterli veri yok" 

"OVP hedefini martın ortasında konuşalım" dediğinin belirtilmesi üzerine Babacan, "Mart sonu itibarıyla bütün verileri görelim" dediğini hatırlattı.

Birinci çeyrek rakamları somut olarak ortaya çıktıktan sonra resmi revizyonların "gerekirse" yapılabileceğini dile getiren Babacan, "Bugün itibarıyla hükümetimizin resmi hedeflerini revize edebilecek kadar elimizde çok veri yok. Benim şahsi tahminim bugün itibarıyla yüzde 4. Ama dışarıdaki ve içerideki gelişmelere bağlı olarak belki biraz altında olabilir" diye konuştu.

Babacan, Avrupa ekonomisinin hızlı toparlanması ve Türkiye'nin ihracatının beklenenin ötesinde artış gerçekleşmesi halinde, yüzde 4 büyümenin daha rahat bir hedef haline gelebileceğini söyledi. 

Sadece iç tüketimden kaynaklı bir büyümenin ülkeye getireceği riskler konusunda çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Babacan, orta gelir tuzağına düşülmemesi için yapısal alanlara eğilmeleri gerektiğini kaydetti.

Söz konusu alanların siyasi ve ekonomik reform alanları olarak ikiye ayrılabileceğini ifade eden Babacan, siyasi reformların ülkedeki güven ortamını güçlendirdiğini anlattı. 

Türkiye'nin istikrar konusunda gayet iyi bir noktada olduğunu belirten Babacan, Türk halkının desteği ile istikrar konusunda herhangi bir sıkıntı olmayacağını dile getirdi. 

- "Atmamız gereken adımlar var"

Güven konusunda ise yapılması gereken işler olduğunun altını çizen Babacan, şöyle devam etti:

 "Güven erozyonunu önlemek, güveni güçlendirmek için adımlar atmamız gerekiyor. Hem siyasi hem de ekonomik reform alanında gerekiyor. Siyasi reform alanında demokrasimizin daha iyi işlemesi için, temel hak ve özgürlüklerin Türkiye'de daha da iyi uygulanması için atmamız gereken adımlar var. Başbakanımızın açıkladığı demokratikleşme paketi çok daha büyük bir adımın sadece bir parçasıydı. Türkiye, hala 1. sınıf bir demokrasi değil. 1. sınıf bir demokrasiye ulaşabilmek için demokratikleşme adımlarının devam etmesi gerekiyor." 

Reformlar açısından hukuk alanının da önemine değinen Babacan, yargının bağımsız ve tarafsız olması kadar hızlı olmasının da önemli olduğunu vurguladı.

Yargı ile ilgili güvenin güçlendirilememesinin yatırım ortamı açısından çok büyük problem alanı olarak kalmaya devam edeceğini anlatan Babacan, "Ekonomimizin gerçekten ileri bir ekonomi olması, gelişmiş bir ekonomi olması ve ileri bir demokrasi olabilmemiz için hukukun üstünlüğünün ülkede egemen olması gerekiyor. Hukukun üstünlüğü demokrasinin kendisi kadar önemli bir konu. Eğer kurallar, hukuk yoksa, o ülkede kaos olabilir. Dolayısıyla hukuk konusundaki zafiyetlerimizi tamir etmemiz gerekiyor" dedi.

Hukuk ve yargıya güven konusunda en ileri uygulamaların Avrupa'da olduğunu ifade eden Babacan, Türkiye'nin de AB kriterlerini sağlamak için çalışan bir ülke konumunda bulunduğuna dikkati çekti.