Yakında açıklanacak

Kalkınma Bakanı Yılmaz, Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem Planının yakında topluma ilan edileceğini bildirdi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi'ni imzaladığını, diğer bakanların da imzalamasının ardından yakın sürede topluma ilan edileceğini belirtti.

Kalkınma Bakanlığı ile Dünya Bankası'nın ortak çalışmalarıyla hazırlanan "Türkiye'de İyi İşler" raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Raporun Hilton Otel'de düzenlenen tanıtım toplantısının açılışında konuşan Bakan Yılmaz, Dünya Bankası'nın finansal bir kurum olmasının yanında aynı zamanda bilgi bankası olduğunu söyledi. Dünya Bankası ile ortak çalışmalar yaptıklarını ifade eden Yılmaz, söz konusu çalışmalarda dünya tecrübesiyle türkiye tecrübesinin harmanlandığını kaydetti.

Politikalarının hedefinin insan mutluluğu olduğunu dile getiren Yılmaz, toplumun her kesiminin ve potansiyeli olan insanların kalkınma sürecine katılmasını istediklerini bildirdi.

Küresel krizin bir çok ülkede sosyal krize dönüştüğünü anlatan Yılmaz, bu ortamda pozitif ayrışan bir ülke olan Türkiye'nin, sadece ekonomik büyüme, kamu-mali yönetim anlamında değil, istihdam boyutu anlamında da pozitif ayrıştığını söyledi. Son 4 yılda yüzde 6 büyüme olduğunu kaydeden Yılmaz, makro dengelerde çok önemli iyileşmeler yaşandığını bildirdi.

Türkiye'nin söz konusuyu başarıyı sağlamasında iki konunun rol oynadığına dikkati çeken Yılmaz, "Büyümemiz. Türkiye büyümeyi başarmasaydı bu dönemde şüphesiz ki bu kadar geniş istihdam alanı oluşturmazdı. Fakat en az büyüme kadar önemli olan istihdam dostu büyüme oluşturmamız diye düşünüyorum. Büyüme çok önemli ama büyüme tek faktör olarak görmemeliyiz. Geçmişte de Türkiye'nin çok hızlı büyüdüğü dönemler oldu fakat bu kadar istihdam olmamıştı o dönemde. Bu dönemde büyümeye ilave bir şeyler yapılmış ki bazı şeyler değişmiş ki bu sonuçlar elde edilmiş. Bir taraftan büyümemizi devam ettirirken diğer taraftan da istihdam dostu büyüme kavramını Türkiye'de yerleştirmemiz lazım diye düşünüyorum" diye konuştu.

İş-Kur'un çalışmaları hakkında bilgi veren Yılmaz, 10 yıl öncesine göre kurumun son dönemde çok önemli işler yaptığını, 100 binlerce insana eğitim veren kurum haline geldiğini anlattı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem Planı hazırlandığını ifade eden Yılmaz, uzun vadeli politikaları ortaya koyan planla ilgili hazırlanan dokümanın kendisi tarafından imzalandığını, diğer bakanların da imzalamasının ardından yakın sürede topluma ilan edileceğini kaydetti. Yılmaz, "2023 perspektifinin istihdam boyutunu böylece şekillendirmiş olacağız" dedi.

-"Kadınların iş gücüne katılmasında pozitif ayrımcılık yapıldı"-

Kadınların iş gücüne katılım oranının hızla arttığını belirten Yılmaz, bunun Türkiye'nin büyümesi ve üretken hale gelmesinde son derece önemli olduğunu söyledi. Kadınların iş gücüne katılmasında pozitif ayrımcılık yapıldığını anlatan Yılmaz, bu amaçla işverenlere çeşitli teşvikler verildiğini kaydetti.

10. 5 Yıllık Kalkınma Planı hakkında bilgi veren Yılmaz, 2014-2018 dönemini kapsayan planda, iş gücü piyasasının yapısal sorunlarına çözümler üretmeye ve iş gücü piyasasının ülkenin kalkınma sürecine katkısını artırmaya devam edeceklerini belirttiklerini anlattı. 

Yılmaz, 10. Planda iş gücü piyasası bakımından temel hedefin, toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulması, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanımı, toplumsal cinsiyet eşitliği ile iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirilmesi ve güvenceli esneklik yaklaşımın benimsendiği bir iş gücü piyasasının oluşturulması olduğunu kaydetti.

Plana göre 2018 yılında yüzde 7’lere düşen işsizlik öngördüklerini dile getiren Yılmaz, kadınlarda iş gücüne katılma oranını yüzde 35’lere yaklaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.

-Cari açığın nedeni konjonktürel gelişmeler

Türkiye'nin mevcut ekonomisinde iyi işlerin durumu ve etkilerinin araştırıldığı rapora göre, bu durumun iş sahipleri için gelir ve geçim kaynağı gibi doğrudan faydaya sahip olurken, topluma ve sosyal ağlara daha fazla katılım ya da hane halkının tamamı için de daha iyi hayat standardı gibi dolaylı faydalar sağlıyor.

Son finansal krizden önce Türk ekonomisi 2002-2006 yılları arasında yıllık yüzde 7,2 gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme oranı kaydettiği anımsatılan raporda, "Ancak, küresel krizin etkisiyle ekonomi 2009 yılında yüzde 4,8 oranında daralmıştır. 2007-2012 yılları arasında yıllık büyüme oranı yüzde 3,3 olmuştur. Bu dönemde sermaye birikimi ve artan istihdam büyümenin başlıca kaynakları olurken, toplam faktör verimliliği negatif yönlüdür" denildi. 

Raporda, Türkiye'nin krizden güçlü bir şekilde toparlandığı belirtilerek, konjonktürel gelişmelerin cari açığın artmasına sebep olduğunu kaydedildi.

Kriz sonrası dönemde hızlı GSYİH ve istihdam artışıyla birlikte işgücü piyasasında gerçekleştirilen beceri kazandırma ve kayıt altına alma çalışmaları ve yanı sıra büyümede artan istihdam esnekliğinin Türkiye'de istihdamın durumu açısından oldukça olumlu bir tablo arz ettiğine dikkat çekildi.

Raporda, kriz sonrası dönemde işgücü katılım ve istihdam oranlarının özellikle kadınlar arasında artış gösterdiğinin altı çizilirken, raporda şu ifadelere yer verildi:

"İş oluşturmada yaşanan büyümenin büyük bir kısmını iyi nitelikteki işler oluşturdu. En fazla istihdam artışı hizmet ve kayıtlı sektörlerde gerçekleşirken, net istihdam artışının çoğunluğu hem erkekleri hem de kadınları etkiledi. Esas itibariyle bu gruptaki çalışanlar ayrıca üniversite mezunu.

İşgücü anketlerinin daha detaylı analizi, genel istihdamdaki değişikliğin yanı sıra kadın istihdamındaki değişimlerin ve kayıt dışı istihdamdaki azalma, kalifiye olmayan kadın işgücünün önemli bir bölümünün tarım sektöründe çalışmaya başlayarak yeniden kayıt dışı istihdama dahil edilmeleri, emek yoğun konut inşaat sektöründeki geçici büyüme ve daha yaşlı kişilerin kayıtlı işgücü piyasasında uzun sürelerle kalması ile bağlantılı olabilir. Halihazırda, özellikle tarım sektörüne geri dönüşler göz ardı edildiğinde, kadınların işgücüne katılımındaki artış kriz öncesi eğilimin henüz çok da üzerinde değildir."

-Yeni işler oluşturulması ve verimlilik-

İyi işlerin yüksek verimlilik oranları sayesinde ekonomik büyümeyi teşvik edeceğinin vurgulandığı raporda, verimliliği yüksek işlerin bu işlerde çalı- şanlara gelir sağlamanın yanı sıra, toplumun tamamı için daha yüksek ekonomik büyüme sağlayacak pozitif bir dışsallığı ifade ettiği belirtildi.

Raporda, Türkiye'de son zamanlarda gerçekleşen yapısal değişimin özelikle tarım sektöründen diğer sektörlere doğru geçişin büyümeyi arttırıcı nitelikte olduğu bildirilerek, şöyle devam edildi:

"2011 yılında tarım sektöründe işgücü verimliliği genel verimlilik oranının üçte birinden biraz fazla bir seviyede hala tüm sektörlere kıyasla en düşük seviyededir. Bu veri dikkate alındığında, Türkiye’de tarım sektöründen diğer sektörlere doğru işgücüakışının büyümeyi arttırmış olması şaşırtıcı değildir. 

Genel itibariyle, işgücünün daha az verimli sektörlerden daha verimli tarım dışı sektörlere doğru kaydığı görülmektedir. 2012 itibariyle tarım sektörünün GSYH'e katkısı yüzde 9’un üzerinde olup, sektör toplam çalışan sayısının yaklaşık yüzde 25’ini istihdam etmektedir. Bu sektörde 2007’den bu yana yeniden canlanma yaşanmaktadır." 

Türkiye'deki hane halkları arasında maddi yoksunluk hala yaygın olmasına karşın, 2006 yılından bu yana bu konuda önemli düzeyde iyileşmelerin sağlandığı kaydedilen raporda, küresel finans krizin hayat standartları eğilimleri üzerinde sadece sınırlı etki yaptığına işaret edildi.

Krizin ana aktarım mekanizmasının işgücü piyasası aracılığıyla olduğu bildirildi. Yaş, eğitim düzeyi ve deneyim süresinin hane halkı reisleri için önemine dikkat çekilerek, kentli nüfusun daha yüksek gelir düzeyine sahip olduğu ancak, maddi yoksunluktan daha fazla etkilendiği vurgulandı. 

-Politikanın genel görünümü-

Raporda, hükümetin gençlerin ve kadınların kayıtlı istihdama daha iyi entegre edilebilmeleri başta olmak üzere, işgücü piyasasında gözlenen olumlu gelişmeleri destekleyecek çeşitli politikaları uygulamaya koymak için atılım yaptığı veya bu politikalar üzerinde değerlendirmelerini sürdürdüğü kaydedildi.

Kriz sonrası politika paketinde tüm çalışanlar için sosyal güvenlik primlerinde yüzde 5'lik indirim, genç ve kadın çalışanlar için sosyal güvenlik primlerinde ek indirimlerin yanı sıra genişletilmiş aktif işgücü tedbirlerine yer verildiğine dikkat çekildi.

10. Kalkınma Planı'nın kadınların ve gençlerin aktifleştirilmesine öncelik vermeyi sürdürdürdüğü belirtilen raporda, şu değerlendirmeler yer aldı:

"2018 yılına kadar kadınlarda işgücüne katılım oranının yüzde 34,9'a yükseltilmesi amaçlanmakta. Planlı işgücü piyasası politikalarında işlerin korunmasından çalışanların korunması yaklaşımına geçilmiş olup, bu yaklaşım kadınlar ve gençlerin kayıtlı istihdama daha kolay giriş yapabilmeleri lehinde bir yaklaşım olduğu deneysel olarak kanıtlanmıştır.

Bu, kıdem tazminatı ödemelerinin hesaba dayalı şekilde yapılmasını, işsizlik yardımlarının kapsamının genişletilmesini ve geçici iş akitlerinin yaygınlaştırılmasını içermektedir. İş - yaşam dengesini iyileştirmek amacıyla, esnek güvence, doğum sonrası eşlerin izin haklarını genişletme seçenekleri ve çocuk bakım hizmetlerine erişimin arttırılması gibi alternatif modeller uygulanacaktır."

Batı Avrupa'ya kıyasla Türkiye'nin her ne kadar nüfusundaki yaşlanmaya karşı tedbirler alma noktasında çok geniş bir fırsat penceresine sahipse de, yaşlıların evde bakılmasına dair görevlerin pek çok kadını kayıtlı iş aramaktan alıkoyduğu ifade edildi.

Üretken işlerin sayısının arttırılması hedefine odaklı olarak, çeşitli politikalarla işgücünün daha verimli faaliyetlere yönlendirilmesinin hızlandırabileceği vurgulanan raporda, hükümet tarafından halihazırda benimsenen veya benimsenmesi düşünülen hususlar şöyle sıralandı:

"Sosyal güvenlik vergilerinde işveren payının azaltılması yoluyla kadınların ve gençlerin istihdamını teşvik eden bu girişimler potansiyel olarak, kırsal kesimden kente göç edenlerin verimli faaliyetlere entegrasyonlarını kolaylaştırabilir ve gelecekte bu geçişi ve bununla birlikte tarımdaki işgücü azalmasını hızlandırabilir.

Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'nde değerlendirilen esnek çalışma kapsamının genişletilmesine dair teşvikler çalışanların  güvenliklerini tehlikeye atmaksızın işgücü hareketliliğini ve sektörler arası geçişi kolaylaştırabilir."