TBMM'de olmanız gerekiyordu
Başbakan Yardımcısı Arınç, TBMM'deki kavgaya ilişkin, "HSYK sizin için en büyük kırmızı çizgiyse o zaman bütün milletvekillerinizle parlamentoda olup her birinizin buna 'hayır' oyu vermesi gerekirdi" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Orhangazi ilçesinde, partisinin seçim irtibat bürosunun açılış töreninde yaptığı konuşmada, Belediye Başkan adayı Neşet Çağlayan'a destek istedi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısında değişiklik öngören kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde yaşanan kavgayı hatırlatan Arınç, bir milletvekilinin burnunun kanadığını, bazılarının yere yuvarlandığını hatta kimi bakanların kavganın içinde kaldığını söyledi.
Başka çalışmaları nedeniyle bu oturuma katılamadığını dile getiren Arınç, "5 dönemdir parlamentodayım. Bu tür tartışmalı toplantıları bilirim. Bu parlamentoda maalesef kendini bilmez 3-5 kişi hakaretler yapınca edepsizlik yapınca bunun karşılığını vermek isteyenler olur ve hiç hoşa gitmeyen manzaralar yaşanır" ifadesini kullandı.
Arınç, muhalefetin, teklifi baştan reddettiğini, bunun hukuk devleti ilkelerine, anayasaya aykırı olduğunu hatta kendileri için Türkiye'de diktatörlük kuracaklarını söylediğini aktardı.
Muhalefetin bu konuda ağzına gelen her şeyi söylediğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
"Bu söylediklerinin yüzde 1'i doğruysa yüzde 99'u gerçek değildi. Sadece politika yapıyorlardı. Sadece hükümeti yıpratmak istiyorlardı. Anayasaya aykırılığı falan da tartışılacak bir konuydu ama kavga edilecek bir konu değildi. Bu kanunun çıkarılmasında fayda gördük, hükümet olarak destekledik. Muhalefet de tam aksine burunları kırılacak, kanları akacak kadar muhalefet gösterdiğine göre kendi söylediklerinin doğruluğuna inandı. Bu tür tartışmaların sonunda ortaya bir sonuç çıkıyor. O sonuca bakarak kimin haklı veya kimin haksız, kimin doğru söyleyip kimin yalanın peşinde koştuğunu da görebilirsiniz."
- "Kararı sen ver Orhangazi"
Sabah saatlerinde teklif kabul edilirken "kabul" oylarının sayısının 220 olduğunu anlatan Arınç, bunun tamamının AK Partili milletvekillerine ait olduğunu bildirdi.
Değişikliğe "hayır" oyu verenlerin sayısına değinen Arınç, şunları kaydetti:
"Hayır oyu verenlerin sayısı kaç? Yani 'Kabul etmiyorum' diyenlerin, kavga edenlerin, kürsüyü işgal edenlerin, Meclis Başkanı'na hakaret edenlerin, kadın erkek demeden ağza alınmayacak sözlerle bu kanunu güya çıkarmamaya çalışanların verdikleri ret oyu ne? Sadece 28. Bu saçmalığı, bu yanlışlığı Orhangazi'den ilan etmek için şunu söylüyorum; CHP'nin 150'den biraz fazla milletvekili var, MHP'nin 50'den biraz fazla milletvekili var, BDP'nin 25-26 milletvekili var. Bunların 3'ü de karşı olduğuna göre toplam milletvekilleri sayısı 220 civarında. Peki 'hayır' diyenlerin sayısı bunun sadece 10'da biri. Yani yüzde 10'u 'hayır' diyor. Yüzde 90'ı ortalıkta yok. 'Evet' dememek için mi yoksa 'Bizim muhalefetimiz zaten sahteydi canım. Bakmayın bağırdığımıza çağırdığımıza aslında bu kanun faydalı ama muhalefet etmek için böyle tiyatro oynuyoruz' anlamına mı geliyordu? Kararı sen ver Orhangazi."
- Hakkında verilen gensorular
Bülent Arınç daha önce kendisi hakkında iki gensoru verildiğini anımsattı.
Meclis'te yaptığı bir konuşmada, terörü desteklediği iddiasıyla MHP'nin bir gensoru verdiği dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
"Kürt halkını, Kürt kardeşlerimi seviyorum dediğim zaman önergeyi dayadılar. Ben de çıktım iki cümle söyledim. 'Terörü küçük göstermek veya terörle mücadeleyi zayıflatmak iddiasını bana söylüyorsanız sadece gensoru vermek yetmez, benim için meclis soruşturması açılmasını istemeniz ve Yüce Divana göndermeniz lazım. Çünkü çok ağır bir suç söylüyorsunuz ama sonunda bana 10 lira para cezası verilsin diye gensoru veriyorsunuz. Benim suçum idamlıksa bunun karşılığı Yüce Divandır. 55 taneniz bir araya gelsin, imza versin, ondan sonra da bu sözlerin ben savunmasını yaparım' dedim. Başka şeyler de oldu. Son anda oylamada gensoru veren partiden bile 5 milletvekili benim aleyhimde oy kullanmadı. Artık bu sahte gösterişlere, yalan sözlere, 'Muhalefet yapıyorum' diyerek ortalığı kan gövdeyi götürür gibi kavgaya dönüştürmeye, bu maskaralıklara gerek yok. HSYK sizin için en büyük kırmızı çizgiyse o zaman bütün milletvekillerinizle parlamentoda olup her birinizin buna 'hayır' oyu vermesi gerekirdi. Oysa siz yüzde 90 'hayır' oyu vermediniz, parlamentoda yoktunuz, sadece bağırıp çağıracak 10 kişiyi getirdiniz, onlarla da kavga çıkardınız. Allah böyle bir muhalefeti başka bir ülkeye vermesin ve ülkemizde de aklı başında bir muhalefeti 2015 seçimlerinde hiç olmazsa parlamentoya getiriversin."