Sorunları demokrasi ile çözeriz

-TBMM Başkanı Çiçek, "Toplumsal sorunlara daha fazla demokrasi ve özgürlükçü bir anlayış içerisinde, hukuku esas alarak çözüm bulabiliriz" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek,  toplumsal sorunlara daha fazla demokrasi ve özgürlükçü bir anlayış içerisinde, hukuku esas alarak çözüm bulabileceklerini belirterek, "Ortak aklın işlediği, saygı, güven ve hoşgörü anlayışının, uzlaşı ve işbirliği kültürünün üst düzeyde olduğu bir zemin içerisinde sorunlarımızı çözebiliriz. Buna ihtiyacımız vardır ve bunu hep birlikte inşa edebiliriz. Demokrasimizi ancak bu şekilde daha ileriye taşıyabilir, toplumsal barışımızı bu şekilde güçlendirebiliriz" dedi.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin 94. kuruluş yılı dolayısıyla Meclis Genel Kurul'u özel gündemle toplandı.

Çiçek, toplantının açılış konuşmasında, Türk milleti olarak TBMM'nin açılışının 94. yıldönümünü coşku ve heyecanla kutladıklarını söyledi.

Kutlu destanın yazıcıları, milli mücadelenin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ilk Meclis'in gazi milletvekilleri başta olmak üzere tüm gazi ve şehitleri saygı ve şükranla anan Çiçek, milli mücadelenin bu kahramanlarının, kendilerine onurlu bir tarih ve şanlı bir geçmiş bıraktıklarını belirtti. Çiçek, "Yüreğimizi daima büyük umutlar ve heyecanlar armağan etmişlerdir bize" dedi.

Çiçek, 23 Nisan 1920'nin TBMM'nin açılış tarih olduğu kadar, Anadolu'da yeni Türk devletinin de miladı olduğunu vurguladı. Milletin 94 yıl önce Anadolu'da yeni bir başlangıç yaptığını dile getiren Çiçek, 23 Nisan'ın taşıdığı derin anlamı, milletin her bireyinin doğru anlaması gerektiğini vurguladı.

Her türlü tehdit ve zorluk göze alınarak, bayrağın düştüğü yerden kaldırıldığını, Türk milletinin istikbalinde yeni ufuklar açıldığını ifade eden Çiçek, "Hürriyet ve bağımsızlığımızdan asla vazgeçemeyeceğimiz bütün dünyaya ilan edilirken emperyalist ve müstevli kuvvetlere karşı verilen kahramanca mücadele sonrasında Anadolu yeniden barış ve huzura kavuşmuştur" diye konuştu.

Çiçek, Gazi Mustafa Kemal'in liderliğinde Samsun'dan başlayan milli mücadelenin, İzmir'de düşmanın denize dökülmesiyle kutlu bir zaferle sonuçlandığını anımsatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İstiklal Mücadelemizin kahramanları o zor şartlarda büyük bir destan yazmışlardır. Bu destanın kahramanları daima yüreklerimizde ve tarihimizde yaşayacaklardır. Anadolu'nun üzerine  kara bulutların çöktüğü o dönemde umut meşaleleri tutuşturup milletimizi karanlıktan aydınlığa çıkarmışlardır. Ankara'da yaktıkları kandiller Anadolu'nun çeşitli köşelerinde, Sakarya'da, İnönü'de birer ateş topu gibi düşmanın üzerine yağmış ve işgalcileri hezimete uğratmıştır.  

 Son bir buçuk asırdır tökezleye tökezleye yürümeye, kendisine güçlü bir istikamet çizmeye çalışan Türk milletini yeniden ayağa kaldırmanın çabasında olmuşlardır. Bağımsızlık, cumhuriyet ve demokrasinin zenginliklerini ülkemize kazandırmanın, Türkiye'yi kalkınmış modern bir ülke yapmanın gayretini göstermişlerdir. Modern dünyanın kazanımlarını ülkemize getirmenin, ülkemizde bilimin, üretiminin, sanayinin, zenginlik ve kalkınmanın hakim olmasının mücadelesini vermişlerdir."

 

-"Gazi Meclisimiz milli mücadelemizi yönetti"

 

TBMM Başkanı Çiçek, 94 yıl önce Meclis'in büyük heyecanlarla açıldığına işaret ederek, Hacı Bayram Camii'nde kılınan namazın ve edilen duaların ardından Meclis'in çalışmalarına başladığını anlattı. Çiçek, yürekleri buruk, kulakları Anadolu'nun dört bir yanından gelecek haberlerde olan 115 milletvekilinin, gözyaşları eşliğinde ilk toplantısını yaptığını anımsattı.

Çiçek, o gün en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Milletvekili Şerif Avkan'ın,  "Milletimizin iç ve dış, tam bağımsızlık içinde alınyazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum" hitabıyla, Meclis'in açılışını yaptığını, milletvekillerinin de gözlerinde ve yüreklerindeki ışıkla bu tarihi olaya eşlik ettiğini vurguladı.  

Gazi Meclis'in milli mücadeleyi yönettiğini ve başarıya ulaştırdığını dile getiren Çiçek, ilk Meclis'in kahraman milletvekillerinin zaman zaman cephede zaman zaman Meclis'te milletin geleceği için çalıştıklarını anlattı.

Çiçek, "Milletimizin umutlarına ve menfaatlerine asla halel getirmemiş, milli bir duyarlılıkla, kendilerini ateşe atarak, o yangın ortamında mücadele etmişlerdir. Milletvekilleri bir yandan cephede mücadele ederken bir yandan da bağımsızlığa olan inançla yeni devletin altyapısını oluşturmuş, kanunları çıkarmış, milli marşımızı kabul etmişlerdir" diye konuştu.

 

-"Türkiye, önemli mesafeler almıştır"

 

Çiçek, milli mücadelenin kahramanları, dönemin zor şartlarında Ankara'ya gelebilen 115 milletvekili ve istiklal savaşının isimsiz kahramanlarının büyük başarılarıyla gurur duyduklarını vurguladı. Çiçek, onların yaptıklarının, tarihte hep söyleneceğini, anlatılacağını ve işaret taşları olarak kendilerine yol göstereceğini ifade ederek, "Biz onların bu yaptıklarından ve düşüncelerinden dersler almaya, demokrasimizi geliştirmeye ve ülkemizin modern ülkeler safında yer alması için gayret göstermeye devam edeceğiz" dedi.

Türkiye'nin muasır medeniyet yolunda önemli mesafeler aldığına dikkati çeken Çiçek, sözlerini, "Demokrasisini geliştirmiş, kurumsallaştırmış, milli iradenin üstünlüğü anlayışını güçlendirmiş, işleyen bir sisteme dönüştürmüştür. Fakat tarihin akışında gelişmenin durmadığı, demokrasilerin de tekamül kaydettiği daha özgürlükçü yorum ve uygulamalara doğru evrildiği bir gerçektir. Bizim de bunu yakalamamız gerekmektedir. Yoksa çağın gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalırız" diye sürdürdü.

 

-"Önümüzde duran problem"

 

TBMM Başkanı Çiçek, "Demokrasimizi nasıl daha fazla geliştirebileceğimiz, hukukun tam anlamıyla egemen olduğu, katılımcı, çoğulcu ve temsil gücü yüksek bir siyasi yapıyı nasıl inşa edebileceğimiz önümüzde duran en önemli problemlerdendir" diye konuştu.

Toplumsal sorunlara daha fazla demokrasi ve özgürlükçü bir anlayış içerisinde, hukuku esas alarak çözüm bulabileceklerini vurgulayan Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ortak aklın işlediği, saygı, güven ve hoşgörü anlayışının, uzlaşı ve işbirliği kültürünün üst düzeyde olduğu bir zemin içerisinde sorunlarımızı çözebiliriz. Buna ihtiyacımız vardır ve bunu hep birlikte inşa edebiliriz. Demokrasimizi, ancak bu şekilde daha ileriye taşıyabilir, toplumsal barışımızı bu şekilde güçlendirebiliriz. 

Meclisin açılışını çocuklarına bayram olarak armağan eden tek ülke olarak, onlara daha güzel bir gelecek ve gelişmiş bir demokrasi bırakmak ortak sorumluluğumuzdur. Bu bizim üzerimizde bir vebaldir. Geçmişimizden bize intikal eden miras ölçüsünde en iyisini yapmak, çocuklarımıza güzel bir ülke bırakmak zorundayız. Onlar da bizden daha iyisini yapacak, daha gelişmiş ve müreffeh bir ülkeyi inşa edeceklerdir. Yoksulluk, siyasi, ekonomik ve dini kayıtdışılık gibi sorunların olmadığı, demokratik kanalların özgür bir şekilde işlediği bir yapıyı inşa edeceklerdir. Çünkü devletimizin devamı, milletimizin bekası, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar olmasının güvencesi,  çocuklarımız ve gençlerimizdir. Geleceğimiz onların ellerinde şekillenecektir. Yarının daha huzurlu ve aydınlık Türkiyesi'ni onlar yönetecek, aramızdaki kardeşliği onlar daha da derinleştirecek ve ebedileştirecektir. 

Tüm milletimizin ve geleceğimiz olan çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en içten dileklerimle kutluyor, Meclisimizin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, İlk Meclisimizin gazi milletvekillerini, TBMM'de bugüne kadar görev yapmış, demokrasimize ve ülkemize hizmet etmiş milletvekillerini, milli mücadelemizin isimsiz kahramanlarını, tüm gazi ve şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyorum."