Sokak gösterileri iktidarları zorluyor

Ukrayna, Tayland, Venezuela ve Bosna'da iktidarlar, şiddet içeren sokak gösterileri karşısında zorlu sınav veriyor.

Ukrayna, Tayland ve Venezuela’daki hükümet karşıtı protestolara kanlı olaylar damgasını vururken, Bosna Hersek’te birçok kamu binası yakıldı. Her dört ülkede de hükümetler, artarak süren kitlesel gösteriler karşısında çıkış yolu arıyor.

-Ukrayna'da şiddet tırmanıyor-

Rusya yanlısı tutum sergileyen Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in, AB ile 5 yıldır müzakere edilen ve imza aşamasına Gümrük Birliği Anlaşması'nı kasımda askıya alması, bir süredir bekleyişte olan Avrupa yanlılarını meydanlara döktü. 

Muhaliflerin öne çıkan talepleri AB ile ekonomik işbirliği anlaşmasının imzalanması, Devlet Başkanı Yanukovych’in yetkilerinin anayasa değişikliği ile kısıtlanması ve seçimlere gidilmesi.

Ukraynanın başkenti Kiev’de Salı günü 25 kişinin bugün de 17 kişinin hayatını kaybettiği polis ve göstericiler arasındaki çatışmalar, kasımda başlayan protestolardaki en kanlı günler oldu.

Protestocular tarafından "Mosokova’nın ve kendi yakın çevresinin çıkarlarına hizmet etmekle" suçlanan Yanukovych, Rusya’nın desteği ile ikdidarını sürdürmeye çalıyor. Moskova da zor durumdaki Ukrayna ekonomisine yardım etmek için söz verdiği 15 milyar doların şu ana dek sadece 3 milyar dolarını gönderdi.

Ülkedeki olayların giderek tırmanmasıyla Avrupa Birliği’nden Ukrayna’ya yönelik yaptırım söylemleri de artmaya başladı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Chatron Ashton, Ukrayna'daki olayları görüşmek üzere AB Politika ve Güvenlik Komitesi'ni perşembe olağanüstü toplantıya çağırdı.

Olayların arka planında Avrupa ve Rusya’nın güç mücadelesinin bulunduğu belirtilirken, her iki taraf da birbirlerini Ukrayna’nın iç işlerine karışmakla suçluyor.

Şubat 2010'da yapılan seçimlerde Yulia Tymoshenko’ya karşı yarışan Yanukovych, oyların yüzde 48.95’ni alarak Devlet Başkanı seçilmişti. Muhalif lider Timoşenko, 2009'da Rusya’dan 10 yıl süreyle doğalgaz alınması anlaşmasını yasalara uygun olmayan şekilde onaylayarak görevini kötüye kullanma suçlamasıyla 2011'de yargılanarak 7 yıl hapse mahkum edilmişti.

Ukrayna, hükümet karşıtı protestolara pek de yabancı değil. Turuncu Devrim olarak adlandırılan 2005'deki protestolar neticesinde ülkede Batı yanlısı parti iktidara gelmişti. Kasımda benzer taleplerle başlayan sokak gösterilerinin nereye varacağı ise bilinmiyor.

Protestoların başlamasından buyana yaşanan olaylarda bugün 17 kişinin ölmesiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 50'ye ulaştı, yüzlerce kişi de yaralandı.

-Venezule’da protestoların öncüsü öğrenciler-

Venezula’da öğrencilerin başını çektiği sokak gösterilerinin hedefinde Devlet Başkanı Nicolas Maduro bulunuyor. İktidarı yüksek enflasyon, artan suç oranı, yolsuzluk ve üretim düşüklüğü ile suçlayan göstericiler, Sosyalist Devlet Başkanı Munora’nın istifasını istiyor.

Nisan 2013’te oyların yüzde 49’unu alarak iktidara gelen Munora ise protestoların arkasında ABD’nin bulunduğunu savunuyor. Nicolas Maduro, ABD Konsolosluğu’nda görevli 3 yetkiliyi sınır dışı etme kararı aldı. Devlet televizyonundan halka seslenen Maduro, Amerikalı yetkilileri "hükümet karşıtı gösterilere katılan öğrencilerle bir araya gelmek ve konsolosluk işleri yapar gibi görünüp üniversitelere sızmaya çalışmakla" suçlamıştı. ABD yönetimi ise protestoların organize edilmesine yardım ettiği iddialarını reddediyor.

Venezuela’da 12 Şubat’ta başlayan hükümet karşıtı gösterilerde en az 4 kişi hayatını kaybetti.

-Tayland’da sınıfsal mücadele-

Tayland’daki hükümet karşıtı gösteriler, sürgündeki eski Başbakan Taksin Şinavatra'nın ülkeye dönebilmesine olanak tanıyan tasarının ekim sonunda parlamentonun alt kanadı tarafından kabul edilmesinin ardından başladı. 

Başbakan Yinglak Şinavatra’nın istifasını isteyen protestocular, yolsuzlukları sona erdirmek ve reformalrarı hayata geçirmek için atanmış "halk konseyi” oluşturulmasını talep ediyor.

Ülkede devam eden gösterilerin arka planında, eski sistemi savunan elitist bürokratlar ile reform yanlısı çevrelerin mücadelesi bulunuyor. Çoğunluğun tahakkümüne karşı olduklarını ifade eden çevreler, hükümeti "oyları satın alarak iktidara gelmek ve ülkeyi yolsuzluklarla idare etmekle" suçluyor.

Endonezya'nın ardından güneydoğu Asya'nın en büyük ikinci ekonomisi Tayland’da güvenllik güçleri geçen yılın sonlarından beri göstericilerin barikatı altındaki kamu kurumlarını geri almak için operasyonlar düzenliyor.

Bugüne dek göstericilere karşı kuvvet kullanmakta isteksiz davranan polisin, salı gününden itibaren göstericilere müdahale etmesi sonucu 5 kişi hayatını kaybetti.

Devlet Başkanı Şinavatra, ülkedeki siyasi krize son verebilmek amacıyla parlamentonun alt kanadını feshetme kararı almış ve 2 Şubat'ta erken seçime gidileceğini açıklamıştı. Gösterilere destek veren muhalefet partileri, sonuçları hala açıklanmayan seçimleri boykot etmişti. 

Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, hükümetin devlet pirinç üretimini destekleme programında yapılan yolsuzlukla ilgili oy birliğiyle Başbakan Yinglak aleyhine dava açılmasına karar verdi. Anayasa Mahkemesinin davayı kabul etmesi halinde Başbakan Şinavatra’nın yargılanacağı ve hükümetin düşebileceği belirtiliyor.

Söz konusu pirinç sübvansiyon programı, Şinavatra’nın partisinin 2011 yılındaki seçimlerden zaferle çıkmasından hemen sonra başlatılmıştı.

Halk desteğini büyük oranda kırsal kesimden alan Başbakan Şinavatra, pirinç üreticlerinin başkentteki hükümet binasına saldırmasının ardından Genelkurmay Başkanını görevden aldığını duyurdu. Olayların başlamasından bu yana yaşanan şiddet olaylarında 11 kişi yaşamını yitirdi, 550'den fazlası kişi yaralandı.

-Bosna’daki protestoların gerekçesi işsizlik-

Bosna Hersek’te ise iki haftadır devam eden protesto gösterilerinin binlerce kişinin sokağa dökülmesinin gerekçesi olarak "yüzde 45'e ulaşan işsizlik oranı" şeklinde gösteriliyor.

Ülkenin kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde Bosna Hersek Federasyonu Parlamentosu'ndan bir milletvekilinin, işe yerleştirme vaadiyle bir kişiden 10 bin avro alırken polis tarafından suçüstü yakalanması ise protestoları tetikledi. Tuzla’da kamu çalışanlarının ekonomik talepleriyle başlayan ve geçen hafta kısa sürede ülke geneline yayılan gösterilerde Cumhurbaşkanlığı dahil 17 kamu binası yakıldı.

Hükümetin istifasının istendiği protesto gösterilerinde, yolsuzluk ve rüşvet karşıtı sloganlar öne çıkıyor. Şiddet azalsa da protestolar sürüyor.