Şeyh Şâmil, Aydınlar Ocağı'nda anıldı
Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, 'Hayatta rol model olarak aldığım, çok sevdiğim, mücadelelerini, hayat tarzlarını, duruşlarını taktir ettiğim tarihî şahsiyetlerden ve insanlardan birisi de Şeyh Şamil'dir' dedi.
Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Salı Sohbetleri’nde vefatının 150.yılı münasebetiyle ‘Kafkas Kartalı Şeyh Şâmil’i anlattı.
Memleket Tv’den canlı ve çevrimiçi olarak yayınlanan sohbette, İmam Şeyh Şamil’in Kafkasya’daki özgürlük mücadelesini anlatmadan önce Kafkasya ile ilgili kısa bilgi veren Dr. Mustafa Güçlü, “Kafkasya, Karadeniz ile Hazar denizi arasında 1100 km. uzunluğunda sıradağların olduğu ve yaklaşık 500.000 km2’lik bir alanın adıdır. Sıradağlar üzerinde de pek çok kavim ve millet yaşıyor. XVIII. yüzyılda 400 dilin konuşulduğu bu dağlık coğrafyada azala azala 2010 yılında 118 lisana kadar indiği biliniyor. Bu bölgenin halkları da coğrafyadan dolayı sert mizaca ve özgürlükçü bir ruha sahipler” dedi.
Karlofça Antlaşması Osmanlı’nın Dönüm Noktası
Türk-Rus tarihinden de kısaca bahseden Dr. Güçlü, Türklerin 1040’da Göktürk devletini kurduğunu ve 1064’de Kafkaslara dayandığını söyledi. Köle anlamına gelen Slav halkının Rus adı altında bir knezliği kuran Rusların tarih sahnesine, 1022’de beş knezliğin birleşmesiyle “Rus Çarlığı” olarak çıktığını ve Rus knezliklerinin 1224’te tarih sahnesine çıkan Moğolların hâkimiyeti altına girdiğini ifade eden Güçlü, Moğolların dağılmasıyla Kafkasların kuzeyinde Altınordu Devleti, güneyde ise İlhanlılar Devleti’nin kurulduğunu belirtti. Güçlü, Osmanlıların 1453’te İstanbul’un fethedilmesiyle tarihin akışını değiştirdiğini ve Rus tehlikesine karşı 1474’de Kırım’ı alan Fatih Sultan Mehmet’in, Kafkasların yönetimini Kırım Hanlığına bırakarak değişik bir statü uyguladığını hatırlattı. Osmanlı Devleti’nin Viyana bozgunundan sonra 1699’da imzalanan Karlofça antlaşmasıyla birlikte Ruslara ilk toprak tavizinde bulunulduğunu, 1711’de de Rus-Osmanlı arasında Prus Antlaşması imzalandığını ve 1774’de imzalanan Küçük Kaynarca antlaşmasıyla Kırım’ın elimizden çıktığını kaydetti.
Şeyh Şamil Mücadelesiyle Rol Modeldir
Rus işgaline karşı direnişiyle tanınan Dağıstanlı lider ve mücahid Şeyh Şamil’in, Dağıstan’ın Gimri köyünde 1797’de dünyaya geldiğini ve babası Avarlar’dan Muhammed, annesi Avar beylerinden Pîr Budak’ın kızı Bahu Mesedu olduğunu söyleyen Güçlü, “Hayatta rol model olarak aldığım, çok sevdiğim, mücadelelerini, hayat tarzlarını, duruşlarını taktir ettiğim tarihî şahsiyetlerden ve insanlardan birisi de Şeyh Şamil’dir” dedi.
Kuzey Kafkasya müslümanlarının XVIII. yüzyılın sonlarında Ruslar’a karşı “gazavât” adını verdikleri bir direniş hareketi başlattıklarını ifade eden Güçlü, 1834’de imam seçilen Şeyh Şamil’in, 1842’de Çeçenistan ve Dağıstan’da tam hâkimiyet kurarak 1853’e kadar Rus ordularına kök söktürdüğünü anlattı. Ruslara karşı kahramanca mücadele eden Şeyh Şâmil’in, 1859’da iki oğluyla birlikte teslim olduğunu ve kendisini iyi karşılayan Çar Aleksandr’ın izniyle hacca gitmek amacıyla 31 Mayıs 1869’da İstanbul’a geldiğini belirten Güçlü, “Şeyh Şamil, Sultan Abdülaziz’le görüştükten sonra 1870’de İstanbul’dan ayrılarak Mekke-i Mükerreme’de hac farizasını yerine getirdi. 1871’in şubat ayının 17’sinde Medine’de vefat ederek Cennetü’l-baki‘ye defnedildi” dedi.
Dr. Mustafa Güçlü, sohbetine, Kafkasyalıların Ölüm Şarkısı adlı şiiri okuyarak son verdi.