Seçim bürolarına saldırılara müsaade edilmeyecek

İçişleri Bakanı Ala, "Seçim sürecinde adaylar ve adaylarla beraber seçim propagandası yapanlara, seçim bürolarına yönelik tehdit ve saldırılara kesinlikle müsaade edilmeyecektir" dedi.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, mahalli idareler seçimlerinde milli irade hırsızlığına, saygısızlığına asla izin verilmeyeceğini belirterek, "Seçim sürecinde çeşitli şekillerde adaylar ve adaylarla beraber seçim propagandası yapan, bu çalışmalarda bulunanlara, seçim bürolarına yönelik tehdit ve saldırılara kesinlikle müsaade edilmeyecektir" dedi.

Ala başkanlığında, valiler ve Bakanlığın birim amirlerinin katılımıyla, 30 Mart'taki mahalli idareler seçimlerinin huzur ve güven ortamında gerçekleştirilmesine yönelik alınacak tedbirleri görüşmek ve değerlendirmelerde bulunmak üzere Gölbaşı Vali Galip Demirel Vilayetler Evi'nde  toplantı düzenlendi.

Bakan Ala, toplantının açılışında, Türkiye'nin son 11 yıldır büyük değişim ve dönüşüm geçirdiğini söyledi.

Yöneticileri yakından ilgilendiren demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri alanında daha önce tasavvur edilemeyen adımların atıldığını ifade eden Ala, bu süreçte ekonomik alanda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarının kayda geçtiğini bildirdi.

Sosyal devlet olmanın gereğinin yerine getirilmesi sonucunda vatandaş ile devlet kaynaşmasının sağlandığını belirten Ala, Türkiye'nin 2023 vizyonuna uygun olarak ekonomide, dış politikada, iç dengelerde, demokratikleşmede tarihi adımlar attığını ve başarılar elde ettiğini vurguladı.

Türkiye'nin küresel ve bölgesel yönetimini güçlendirdiğini, yerinden yönetimine önem vererek demokrasisini sağlam temellere kavuşturmak için reformlar yaptığını dile getiren Ala, bu bağlamda temel hak ve özgürlüklerin birinci öncelikleri olduğunu kaydetti.

"Birey devlet ilişkisinde, birey ön planda tutulmakta, otoriter, vesayetçi ve yasakçı anlayış terk edilmekte, devlet anlayışımız bireyi ve onun haklarını esas almaktadır" ifadesini kullanan Ala, devletin, bireye ve topluma hizmet aracı olarak yeniden tanımlandığını belirtti.

Ala, "Çok şükür ki devletin temel hak ve özgürlükleri tehdit olarak gördüğü, bu nedenle onları sınırlandırmayı kendine birinci görev edindiği anlayıştan vazgeçmiş durumdayız. Bilakis devletin bu özgürlükleri saldırılara karşı korumak için var olduğu artık hepimiz tarafından içselleştirilmiştir" dedi.

Bu çerçevede seçime gidildiğini anlatan Ala, seçme ve seçilme hakkının kişinin vazgeçilmez, devredilmez en temel hak ve özgürlüklerinden olduğunu vurguladı.

Sandığın ise demokrasinin dokunulmazı, adeta namusu olduğunu ifade eden Ala, "Bunun güvenliği, bizlere, sizlere, çalışma arkadaşlarıma emanettir" diye konuştu.

Seçimlerin, vatandaşın bu hakkını kullanarak kendisi hakkında karar verecek iradeyi belirlediği temel mekanizma olduğuna işaret eden Ala, şunları kaydetti:

"Mahalli idare seçimleri demokrasinin şölenidir. Millet seçimi kılcal damarlarına kadar hisseder. Belediye başkanlarımız, il genel meclis üyelerimiz, belediye meclis üyelerimiz, mahalle ve köy muhtarlarımız, tamamı hem oy verecek hem seçilecekler, bu tam bir demokrasi şölenidir. Bu nedenle burada devletin görevi, seçimlerin tam bir adalet içinde yapılmasını sağlamak. Görevimiz, seçme ve seçilme hakkının en güzel, güvenli ve rahat ortamda kullanılmasını, vatandaşın hiçbir baskı altında kalmadan bu hakları kullanması için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını, milli iradeye doğrudan ya da dolaylı yönelebilecek tehditlerin bertaraf edilmesini, vatandaşın özgür ve güvenli ortamda siyasi tercihlerini kullanacağı ortamın hazırlanmasını sağlamaktır. Bu seçimlerde milli irade hırsızlığına, saygısızlığına asla izin verilmeyecektir, verilmemelidir."

"Saldırıya yeltenenler hakkında gereği süratle yapılacak"

Belediyeler ve muhtarlıkların, milli iradenin yönetime yansıması bakımından demokrasinin en temel unsurları olduğunu vurgulayan Ala, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve muhtarların seçiminin vatandaşın hür iradesine uygun yapılmasının büyük önem taşıdığını, vatandaşın iradesinin sandığa, sandığın memleket iradesine ve idaresine yansıyacağını dile getirdi.

Seçim sürecinde çeşitli şekillerde adaylara ve adaylarla beraber seçim propagandası yapan, bu çalışmalarda bulunanlara, seçim bürolarına yönelik tehdit ve saldırılara kesinlikle müsaade edilmeyeceğini bildiren Ala, şöyle devam etti:

"Bu konuda çok titiz, azami tedbir almak birinci önceliğinizdir. Bütün siyasi aktörler, kendi seçim propagandalarını bizim sağlayacağımız güvenli ortamda, vatandaşların fikirlerini, düşüncelerini, en net, tertemiz biçimde, hiçbir baskıya ve kirlenmeye maruz kalmadan iletebileceklerdir. Orada kuracağınız diyaloglarla, alacağınız tedbirlerle herkes, her propaganda yapan vatandaşımız ve kendisine siyasetçilerin mesajı ulaştırmak istediği vatandaşlarımız, mutlaka emin ve güvende olmalılar. Bu saldırıya yeltenenler hakkında ise gereği süratle yapılacaktır. Burada hiçbir inisiyatifsizliğe, hiçbir duraksamaya mahal bırakmamak bizim birinci vazifemizdir."

Seçmenler üzerinde psikolojik baskı kurulması, vatandaşın özgür şekilde oy kullanmasının engellenmesi girişimlerine karşı her türlü tedbirin alınacağını dile getiren Ala, adayların ve siyasi partilerin hiçbir baskı altında kalmadan hür biçimde propaganda yapabilmesi, seçmenleriyle rahat ortamda buluşmasının en önemli öncelikleri olduğunu kaydetti.

Ala, son günlerde medya organlarına da yansıyan bazı olayların kesinlikle tekerrür etmemesi için gerekli tedbirlerin hazır tutulması gerektiğine de işaret etti.

Türkiye'nin güçlü demokrasisi ve demokratik tecrübesiyle, bu seçimlerin en güzel şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak birikime, geçmişe sahip olduğunu belirten Ala, "Seçimlerin güvenliğine dair valiliklerimize gönderilen genelgedeki hususların mutlaka titizlikle okunarak yerine getirilmesi, illerde seçim güvenliği toplantılarının düzenlenmesi, seçimlerin sonuçlarını etkilemek üzere nüfus taşıma işlemleri konusunda özellikle dikkatli olunması, alınacak önlemlerin güvenlik birimlerimizle koordinasyon içinde en ince ayrıntısına kadar planlanması gerekmektedir" ifadesini kullandı.

Ala, seçim mevzuatının güvenlik birimlerince bilinmesinin sağlanmasının, bunun için kurslar ve toplantılar düzenlenmesinin önemini de vurguladı.

"Birinci sınıf idareci olmanın gereğini yerine getirin"

Bir düşünürün sözünü tekrarlamak istediğini dile getiren Ala, "Üç tür idareci tipi vardır. Birisi işleri yapar ve yaptırır, sonuç alır, inisiyatif alır. İkincisi işleri seyreder. Üçüncüsü ne olup bittiğinden haberdar bile değildir. Ben hepinizin birinci sınıfta olduğunuz kanaatindeyim. Bu bakımdan birinci sınıf idareci olmanın gereğini lütfen yerine getiriniz" dedi.

Seçmenleri baskı altına alma girişimlerine ve eylemlere karşı alınacak tedbirlere ilişkin çalışmaların mutlaka gözden geçilmesini isteyen Ala, seç kullanılacak oy pusulalarının güvenli ortamda intikalinin sağlanması, seçim öncesi, seçim günü ve sonrasında meydana gelebilecek olaylara karşı yeterli sayıda personel ve araç görevlendirilmesi, bu konuda hiçbir inisiyatiften kaçınılmamasının önem arz ettiğini bildirdi.

Bakan Ala, oy sayım ve döküm tutanakları ile seçim sandıklarının il ve ilçe seçim kurullarına güvenli intikali için gerekli önlemlerin kolluk güçlerince koordineli şekilde alınması, güvenlikle ilgili konuların takibi amacıyla oluşturulan seçim harekat merkezleriyle gerekli irtibatın sağlanması, il ve ilçe seçim kurullarının ihtiyaçlarına yardımcı olunması, bu konuda sıkıntı olursa kendileriyle derhal temasa geçilmesi gerektiğini belirtti.

Seçim süreci sonuçlanıncaya kadar mülki idare amirlerinin izin kullanmaması ve görev yerlerini terk etmemesinin önem taşıdığını anlatan Ala, "Eskiden bir gelenek vardı, ben de buralardan geldiğim için biliyorum. Yöneticiler bir sorun olacağı zaman izne ayrılırlardı, orada olmamayı gerekçe gösterirlerdi. Arkadaşlar, sistem çok değişti, bunun hiçbir anlamı yok. Zaten başlı başına, bir problem olacağı zaman orada olmamak en büyük sorundur" değerlendirmesinde bulundu.

"Kazalar aşağı yukarı aynı saat dilimleri arasında oluyor" 

Seçimle ilgili toplantılarda her önlemin önceden titizlikle planlanarak sunuma hazır hale getirilmesi konusunu valilerin bizzat takip edeceğini dile getiren Ala, 112 acil çağrı merkezlerinin çalışmalarının da titizlikle denetlenmesi gerektiğini bildirdi. Trafik kazası, yangın ya da diğer olaylara müdahale etme gereği ortaya çıktığı zaman ilgili tüm birimlerin koordineli şekilde, eş zamanlı olay yerinde olması gerektiğini belirten Ala, valilerden, bu konuda tatbikat yapılmasını da istedi.

Son günlerde yaşanan otobüs kazalarına değinen Ala, "Bir yerde bir tabii olay meydana geldiği zaman derhal oradaki mekanizmanın harekete geçmesi ve ilin çıkışlarında, toplu taşıma araçları, diğer araçların mutlaka kontrol edilmesi ve kim kontrol edecekse o sorumlunun da baştan belirlenmiş olması gerekir. Bundan sonra bir hadise meydana geldiğinde geriye yönelik soruşturmalar derhal başlatılıp, o işte sorumlu olanın kusuru var mı yok mu o ortaya çıkarılacaktır. Sizlerden bunu istiyorum" dedi.

İllere gönderilen genelgede bu tür hadiselerde ne tür tedbirlerin alınacağının ana hatlarıyla yazıldığını ifade eden Ala, kış günü içinde 50-60 kişinin bulunduğu otobüslerin daha emin biçimde yola çıkmasının sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu kaydetti.

İçişleri Bakanı Ala, şöyle devam etti:

"Çift şoförü var mı? Sabaha karşı belirli aralıklar var, kazalar aşağı yukarı aynı saat dilimleri arasında oluyor, o saat dilimlerinde ülkemizin herhangi ilinden hareket eden otobüs, sabah saatlerinde nerelerde bulunuyor? Orada Emniyet Genel Müdürlüğümüzün koordinasyonunda mutlaka durdurma, kontrol yapılacak. Vatandaşımızın canını, malını bize emanet ettiği bir görevi yerine getiriyoruz. Bu ağır bir sorumluluk, ağır bir görevdir. Kim sorumluluğunu, görevini doğru dürüst yapıyorsa yoluna devam eder, kim yapmıyorsa onun gereğini hem sizler hem bizler yapacağız. Hiçbirimizin hiçbirimize müsamaha gösterme hak ve yetkisi yoktur, çünkü kullandığımız yetki bize emanet edilmiş bir yetkidir. Biz o vatandaşların emanetine ihanet edemeyiz, emanetini hafife alamayız, bunun sorumluluğunun altından kalkamayız."

"Alt kademelerin sizi yönetmelerine fırsat vermeyin"

Valilerin, illerinde lider yöneticilik üstlenmek durumunda olduklarını ifadeeden Ala, "Özel ve kamu sektörü, sivil toplum örgütleriyle koordinasyonu sağlayarak, ilin sorunlarını tartışıp fırsatlarını ve önceliklerini belirleyerek Türkiye'nin ortaya koyduğu uluslararası ve bölgesel vizyona uygun harekete geçirmek en başta sizlerin üst yönetici olarak görevinizdir" diye konuştu.

"Daha alt düzeydeki görevlilerin, yetkililerin ya da makamların yapacağı işi yapan insan boş oturuyor demektir" ifadesini kullanan Ala, "Siz asıl bu liderlik meseleleriyle, ortaya konan perspektifin, hedefin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği meselesiyle ilgilenin. Zamanı siz yönetin. Alt kademeleri siz yönetin. Onların sizi yönetmelerine, meşgul etmelerine fırsat vermeyin. Karar alın, irade koyun, gereğini yapın" dedi.