Piyonlar ortaya çıkarılacak

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, güvenlik toplantısının illegal dinlenmesine ilişkin, "Jammer'ın kullanıldığı, tedbirlerin alındığı bir oda burası. Piyonlar var, bunlar çıkartılacak" dedi.

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NTV'nin Konya'dan yaptığı canlı yayında gündemdeki soruları yanıtladı.

"Bu dinlemede kullanılan sıradan piyonlar olduğunu" belirten Davutoğlu, dünden itibaren bakanlıkta ve güvenlik birimlerinde her türlü araştırmanın yapıldığını ve bu piyonların bulunacağını kaydetti.

Bu dinleme teknolojisiyle ilgili olarak alternatiflerin değerlendirildiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
''Jammer'ın (sinyal bozucu) da kullanıldığı bir odadır burası. O bakımdan tedbirlerin de alındığı bir odadır. Bu piyonlar kimler dediniz. Bu piyonlar var. Varsa bunlar çıkartılacak. Bu piyonları kullananlar kimse Türkiye Cumhuriyeti'ne ha sınır ihlali yaparak saldırıda bulunmuşsunuz, ha devletin mahrem toplantılarını ihlal ederek saldırıda bulunmuşsunuz. Bunun fikir ve yayın özgürlüğü ile ilgisi de yoktur. Başka tür yapılan ihlal lokal kalabilir. Uçağın ihlali gibi, gerekli tedbir alınır. Ama Milli Güvenlik Kurulu talimatıyla Başbakan'a arz edilecek askeri ve güvenlik opsiyonlarının konuşulduğu toplantıya böyle bir siber saldırı yapılmışsa bunun, askeri mahiyette bir saldırıdan farkı yok bizim açımızdan.'' 

Ses kaydının kim tarafından yayınladığı konusunda ise Davutoğlu, "Bu işte kullanılan insan unsuru varsa arkasında kimler varsa ve bunu stratejik bir hesapla yapan akıl varsa gerisinde o akıl sahipleri kimlerse onlar tarafından yapıldı'' dedi.

Bakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Eğer bu olay beş sene önce olmuş olsaydı, daha farklı, o arkadaki güçlerin kim olduğunu yönünde farklı senaryolar düşünülebilirdi. Eğer bu olay Türkiye'de üç seçimin kader seçimi gibi, son 12 yıl içerisinde biriktirdiği güç malum. Bu güçten rahatsız olanlar malum. Dışarıda içerde 1 yıldır, 2 yıldır özellikle hükümetimize dönük çok ciddi bir yıpratma kampanyası yürütenler biliniyor. Böyle bir güç kader seçiminin birinci aşamasında, mahalli seçimler mahiyetini aşacak mahiyet kazanmışsa sebebi arkasında gelen cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerdir. Bu seçimden hemen iki gün önce olmuşsa 17 Aralık'tan bu yana, hatta geçen yıl Gezi provokasyonlarından bu yana sürekli dinleme, hatta daha önceki kasetlerden beri Türk siyasetine dinleme gündeme düşmüşse CHP içinde bir manipülasyon, MHP içinde bir manipülasyon, bunlar hep yapılmaya çalışıldı. Bunlar siyaseti dizayn etme çabaları. Türk siyasetine müdahale çabaları.

Bu AK Parti'ye bir müdahale değil, AK Parti'yi dizayn etmek isteyenler var, bu olabilir. Siyasette bunlarla karşılaşılabilir. Bu Türkiye Cumhuriyeti hükümetine, devletine dönük bir saldırıdır. Çünkü onda konuşulan konu AK Parti stratejisi değil, dışarıda mevcut askeri güvenliğin teminat altına alınması, bir vatan toprağının parçasının teminat altına alınması.''

Davutoğlu, ''Öyle bir zamanlama var ki, Başbakanın kriptolu telefonlarının yayınlanması, bakan görüşmelerinin yayınlanması, birtakım değişik tapelerin yayınlaması. Bunları arka arkaya getirdiğinizde kimse bizi ya bunlar ayrıydı, bu dinleme ayrı, bu ayrı bir şey argümanına inandıramaz. Bu süreci Türkiye'de siyaseti dizayn edip, Türkiye'yi tekrar kaos senaryosuyla yönetmek isteyen kimlerse, içerde veya dışarıda kimlerse, bu piyonları kullanan kimlerse, bunlarla ilgili çalışmalar yapılacak. Siyaseti dizayn etmek isteyenler, mahalli seçimlerde partimizin bir darbe yemesini ve bu suretle ve Türkiye'nin bütününde siyaset yapan, aktivite gösteren, siyaset yapan AK Parti'nin bir darbe yemesi sonucunda Türkiye'nin tekrar koalisyonlara ve kaosa yöneltilerek kolay idare edilebilir, yeniden yönlendirilebilir kapalı kapılar arkasında manipüle bir ülke haline getirilmesini isteyenlerdir bunlar'' diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, Suriye ve IŞİD'den kastının ise bunların ortaya çıkması, onların işine yaradığını belirterek, bu dinlemeleri yapanların ve sessiz kalanların aslında IŞİD ve rejimine hizmet ettiğini kaydetti.

Davutoğlu, bu kriz masasında herkesin Milli Güvenlik Kurulu üyesi olduğunu anımsatarak, hepsinin, Türkiye'nin stratejisini belirleme yetkisine ve sorumluluğuna haiz insanlar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Başbakan'ın verdiği bir görevle tam da o gün IŞİD'in Özgür Suriye Ordusu'na karşı rejimle işbirliği halinde Süleyman Şah çevresindeki mevzileri kontrol edince, ÖSO çekilmek zorunda kalınca, bir güvenlik değerlendirme toplantısı yapılması icap etti. Bu toplantı bu hedefe dönüktü. Hangi tedbirleri alırsak ulusal güvenliğimizi teminat altına alırız, nasıl bir yol izlemek lazım. Bu toplantı asıl toplantı değil. Bu toplantı esas toplantı için heyetler salonda beklerken ve bize detaylı harita, tüm görsel malzemeyle alandaki askeri dengeleri gözetecek şekilde... Çünkü bazıları çok gayri ciddi bulmuş. Bu toplantı oraya gitmeden önce, dört üst düzey görevli, her bir birim, sunuşta bulundu.

O sunuş öncesinde ben her birimin en üst yetkilisinden görüşleri alıyorum. Bu toplantı o toplantıdır. Dikkat ederseniz. Muhteviyatı hiçbir zaman teyit etmiyoruz çünkü tahrif edilmiş bir muhteviyattır. O yüzden hiç kimse bu muhteviyata bakarak MİT Müsteşarı, Genelkurmay İkinci Başkanı veya Müsteşar hakkında hüküm vermeye kalkmasın. Tahrif edilmiş bir muhteviyat var ama bizi ilgilendiren muhteviyattan çok böyle bir olayın olmuş olması. Bu olayı açık bir saldırı ve tecavüz olarak görüyoruz."

Kılıçdaroğlu'nun bir açıklama sorumluluğu var

Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Kılıçdaroğlu'nun son derece çelişkisi ifadelerinden sonra birden ilham gelmişcesine neredeyse böyle bir açıklama yapması başka birileri oraya gitti mi kaygısı... Kılıçdaroğlu'nun bir açıklama sorumluluğu var. Kılıçdaroğlu Türkiye'de ana muhalefet partisi lideri. Yani yarın iktidar olma iddiasında olması gereken bir parti lideri. Hiçbir zaman böyle bir iddiaları olmadı olamaz ama normalde böyle olması gerekir. Dolayısıyla kendisinin de sorumluluk sahibi bir siyasetçi olarak davranması ve açıklaması gerekir. Kendisine böyle bir bilgi sunuldu mu?"