Orta vadeli görünüm olumlu
Maliye Bakanı Şimşek, "Fed'in parasal sıkılaştırma noktasında attığı adımlar bir miktar tedirginlik yaratsa da Türkiye'nin orta uzun vadeli görünümü olumlu" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD Merkez Bankasının (Fed) parasal sıkılaştırma noktasında attığı adımların bir miktar tedirginlik yaratsa da Türkiye'nin orta uzun vadeli görünümünün olumlu olduğunu belirterek, "Bu sene itibariyle inanıyorum ki çok önemli bir sermaye çıkışı yaşanmayacak" dedi.
Şimşek, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfında (SETA) düzenlenen "Geçmişten Günümüze Kamu Maliyesi" panelinde yaptığı konuşmada, vergi denetimleri konusunda çok önemli reformlar yaptıklarını belirtti.
Geçmiş dönemlerde vergi denetimlerini Bakanlık bünyesindeki 4 ayrı grubun gerçekleştirdiğini hatırlatan Şimşek, "Bunlar arasında koordinasyon yoktu. Ciddi anlamda keyfi uygulamalara da zemin söz konusuydu. Bu grupları birleştirdik. 2011'de 11 bin denetim yapmışız, geçen yıl ise 70 bin denetim yaptık. Bu bir şey değil, daha bu işin başındayız. Elektronik denetime geçeceğiz. İstisnasız herkes incelenecek. Her mükellef denetimi eninde sonunda tadacak. Şu anda öyle programlar yapıyoruz ki denetimin önemli bir kısmını bilgisayar yaparak, tutarlı olmayan noktaları denetçinin önüne koyacak" diye konuştu.
Türkiye'de kamu yönetimi alanında köklü bir zihniyet değişimi gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, hesap verilebilirliği ön planda tuttuklarını ve daha şeffaf bir yapıya kavuştuklarını ifade etti.
Bütçe uygulamalarında da önemli adımlar attıklarına değinen Şimşek, bütçe içi ve bütçe dışı fon uygulamalarını önemli ölçüde kaldırdıklarını ve bütçe birliğini sağladıklarını dile getirdi.
İstihdam ve yatırımı desteklemek için vergi oranlarını düşürdüklerini ifade eden Şimşek, bunun bir siyasi tercih olduğunu, istihdam ve yatırım üzerindeki vergileri çok ciddi oranda aşağıya çektiklerini vurguladı.
Bireysel emeklilikteki verilen teşviklerin başarılı olduğunu kaydeden Şimşek, katılımcı sayısının 3 milyondan 4 milyonun üzerine çıktığını bildirdi.
Kamu İhale Kanunu kurgulanırken AB ile paralel bir yapı oluşturulmadığını ifade eden Şimşek, "İtiraz mekanizması çok uzun vakit aldığı için, birçok kurum acil konularda istisna talep ediyor. Kamu İhale Kurumuna açık ve net olarak, 'gelin şu yasayı gözden geçirelim' talimatı verdim. İstisnaların tamamını kaldıralım. AB değerlerini kabul edelim ve paralel bir mevzuat geliştirelim. Ufak bir şey için itirazlar bazen aylar, bazen yıllar alıyor. Bu konuda birkaç adım atıyoruz" diye konuştu.
- "Herşeyi dijital ortamda yapmak istiyoruz"
Bakanlık olarak önemli reformlara imza attıklarına değinen Şimşek, "Maliye Bakanlığı, hizmet odaklı. Herşeyi dijital ortamda kolaylaştırarak yapmak istiyoruz. e-Fatura, e-Beyanname, e-Defter bunların hepsi şu anda uygulamada. Beyannamelerin neredeyse yüzde 100'üne yakınını artık elektronik ortamda alıyoruz. Bunlar verimliliği arttıran unsurlar" değerlendirmesinde bulundu.
Mükelleflerin hizmetinde olduklarını ifade eden Şimşek, kim olursa olsun, kendileri için istihdam, yatırım ve üretimin önemli olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de kayıt dışılığın giderek azaldığına dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin bu konuda 5 AB ülkesinden daha iyi konumda olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını ve çok hızlı bir şekilde hareket ederek AB ortalamalarını yakalamaları gerektiğini söyledi.
- "Elimde olsa vergi mahremiyetini kaldırırım"
Vergi mahremiyeti nedeniyle, bazı şirketlerin vergi denetimleri hakkında yalan yanlış açıklamalarına cevap veremediklerini belirten Şimşek, "Bunun o kadar örneğini geçen sene yaşadım ki... 'Keşke vergi mahremiyeti olmasa çıkıp yüzlerine vursak' diye çok düşündüm. Samimi olarak söylüyorum, elimde olsa vergi mahremiyetini külliyen kaldırırım. Kim ne vergi veriyor, herkes bilsin" ifadesini kullandı.
- "Önemli bir çıkış yaşanmayacak"
ABD Merkez Bankasının parasal sıkılaştırma noktasında attığı adımların bir miktar tedirginlik yaratsa da Türkiye'nin orta-uzun vadeli görünümünün olumlu olduğunu belirten Şimşek, "Bu sene itibariyle inanıyorum ki çok önemli bir sermaye çıkışı yaşanmayacak. Çıkış yaşanmaması sadece yeterli değil, Türkiye'nin sermaye çekmesi de gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
-Sermaye hareketlerine kısıtlama yok
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Merkez Bankası'nın son faiz artırımı kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede ifade ettiği B ve C planlarının sorulması üzerine Şimşek, "Sadece şunu söylemek istiyorum. Sermaye hareketlerine herhangi bir kısıtlama gelmeyecek" dedi.
Şimşek, Başbakan Erdoğan'ın dünkü açıklamalarının ardından belli çevrelerin bu konuda bir takım spekülasyonlar içinde olduğuna işaret ederek, "Daha önce Başbakan Yardımcımız Sayın Babacan'da çok açık ve net olarak vurguladı. Sermaye hareketlerine yönelik herhangi bir kısıtlama gündemimizde değil. sadece onun altını çizmek istiyorum" diye konuştu.
Merkez Bankası'nın kredibilitesinin çok önemli olduğunu ve genelde Bankanın aldığı kararlara ilişkin yorum yapmadığını belirten Şimşek, faizin nerede duracağına ilişkin bir değerlendirme yapmasının doğru olmayacağını ifade etti.
Reform yapmaya devam edeceklerinin altını çizen Şimşek, şunları kaydetti:
"Mali disiplin noktasında Türkiye, büyük bir kredibilite kazanmıştır. Türkiye, önemli kazanımlar elde etmiştir. Bu kazanımları korumak için, devam ettirmek için bugüne kadar istikrara ve güvene çok önem verdi. Bunun sayesinde ülke kazandı. Yine bizim sihirli sözcüklerimiz istikrar ve güven olmaya devam edecektir. Yatırım ortamını iyileştireceğiz. Bu önemli bir konu. Reformlara devam edeceğiz, demokratikleşmeden tutun vergi reformuna kadar. Bu konuda da zaten çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Biz bu son gelişmeleri bir fırsata dönüştürmek durumundayız. Bu fırsatı heba edemeyiz. Mutlaka daha çok reform yapıyoruz, yapacağız. Aslında bizim A planımızda da B planımızda da C planımızda da reformlar esastır. Bu konuda çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz. Özellikle mahalli seçimler sonrasında da devam edeceğiz. Bizim için gerek ülkemizdeki gerekse de dışarıdaki yatırımcıların güveni önemlidir. Türkiye, bu alanda çok mesafe kat etmiştir. Bu kredibiletisini devam ettirecektir."
- "Tekrar yatırımların arttığı bir döneme gireceğiz"
Maliye Bakanı Şimşek, bir gazetecinin "Büyümeyi desteklemek adına özellikle belirli sektörlere yönelik vergi alanında yeni adımlar atmayı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, bunun için henüz bir çalışma başlatmadıklarını bildirdi.
Bir belirsizliğin yaşandığını ve bunun belki de büyümeye yansımasının olacağını anlatan Şimşek, "Bunu daha önce de ifade ettim ama biz, siyasi istikrarın çok güçlü bir şekilde devam edeceğine inanıyoruz. Mart sonunda bunun tescil edildiğine, açık ve net bir şekilde ortaya konulduğuna inşallah hepimiz tanıklık edeceğiz ve bununla birlikte son dönemdeki belirsizliğin yerine tekrar yatırımların arttığı bir döneme gireceğiz" dedi.
Şimşek, dalgalı kur rejiminin değişebileceğine yönelik iddiaların sorulması üzerine, şu anda böyle bir konunun gündemlerinde olmadığını, konunun bugüne kadar tartışılmadığını, konuşulmadığını ifade etti.
- "Türkiye yolsuzlukla mücadele etmiştir"
Bir gazetecinin "Yolsuzluklarla ilgili ne gibi adımlar atmayı planlıyorsunuz" sorusu üzerine de Şimşek, şunları söyledi:
"Bu konuda bir koordinasyon kurulu var, Başbakan Yardımcımız Sayın Beşir Atalay'ın başkanlığında. Bu yönde yakın dönemde bir takım çalışmalar yapıldı, ben de bir üyesiyim ama o çalışmalar belirli bir noktaya gelince, ilgili koordinatör Başbakan Yardımcımız eminim açıklayacaktır. Türkiye, yolsuzlukla mücadele etmiştir. Az önce gösterdiğim dünya sıralamaları, bu mücadelenin başarılı bir şekilde devam ettiğini göstermektedir. Tabii ki daha kat edeceğimiz mesafe vardır, işin özü bu ama şeffaflığı, hesap verilebilirliği artıracak ve dolayısıyla ülkemizin öngörülebilirliğini daha da artıracak, yatırım açısından daha güvenli bir hale getirecek daha çok reform yapmak zaten hükümetimizin en temel önceliğidir ve bu konuda çalışmalarımız devam edecek."
- "Biz hiçbir kesimi 'faiz lobisi' diye suçlamıyoruz"
Merkez Bankasının aldığı faiz artırım kararı sonrasında vergi gelirlerinden faize aktarılan payın artıp artmayacağının sorulması üzerine de Şimşek, bunun borcun vade yapısına, faiz artışının kalıcı olup olmadığına ve reel faizin düzeyine bağlı olduğunu belirtti.
"Biz hiçbir kesimi 'faiz lobisi' diye suçlamıyoruz" diyen Şimşek, şöyle konuştu:
"Faiz lobisinden kasıt, Türkiye'de bir istikrarsızlık olursa, ülkenin kaynakları daha çok faize gider şeklindeki bir kaygıdan kaynaklanan bir söylem olduğunu ifade etmeye çalıştım. Yoksa biz bütün yatırımlara açığız. Biz özellikle yatırım ortamını iyileştirmeye çalışıyoruz. Faiz eğer kalıcı bir şekilde artarsa, bunun faiz yüküne yansıması olur. Burada reel faiz önemlidir. 2002 yılında iç borcun ortalama vadesi yaklaşık 9 aydı. Dolayısıyla bir faiz şoku eğer 9 ay sürse, tam olarak yansıyordu. Şu anda ise bu 3,5-4 yıl civarına kadar çıkmış durumda. Gerçi her ne kadar borcun hala önemli bir kısmı daha hızlı, yani değişken faizli tahviller, bonolar varama sonuç itibarıyla bir şokun kalıcı olması lazım ve reel faiz boyutu tabii ki önemli."
- "Cari açık bu sene çok ciddi oranda daralacak"
Diğer bir soru üzerine de Şimşek, maliye politikası alanında Türkiye'nin manevra alanı olduğunu, yaşanacak olası bir şoka karşı mali imkanının olduğunu ifade etti.
"Biz henüz bunun kullanımı için erken olduğu kanısındayız" diyen Şimşek, kamuoyu yoklamaları doğruysa, siyasi istikrarın tehlikede olmadığını söyledi. Bakan Şimşek, mart ayının siyasi manzaraya ilişkin çok net şekilde bir mesaj ortaya koyacağını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben inanıyorum ki siyasi istikrara ilişkin tedirginliğin veya birtakım risklerin azalması halinde Türkiye'nin temelleri hala sağlam. Doğrudur bir cari açığımız var, biz bunun farkındayız ama bütçemizi de buna göre yaptık. Biz bütçeyi hazırlarken her ne kadar, 17 Aralık sürecini öngöremezdik, kristal bir küremiz yok ama biz Fed kaynaklı riskleri dikkate aldık. Hatta biz, yıl sonunda bu varlık alımını bitirecek diye öngörülüyor ama biz bunu haziran, temmuzda da bitirebilir yaklaşımıyla bütçe hazırladık. O açıdan, biz aslında temkinli bir bütçe ortaya koyduk. Türkiye bu süreçte belki biraz daha mütevazi ama daha sürdürülebilir büyüyecek.
Şunu da söyleyeyim; cari açık bu sene çok ciddi oranda daralacak. Çünkü altın etkisi çıkacak. İki, AB toparlanıyor. 5 yıl sonra iç talepte bir toparlanma var AB'de. Bu, bizim cari açığımızı olması gerekenden daha yüksek tutuyordu, şimdi daha düşük olacak. Orta Doğu'da çok ciddi bir kargaşa vardı. Hala Suriye'de bir insanlık trajedisi yaşanıyor ama genel anlamda bölgenin istikrarı Türkiye'ye olumlu yansıyor. İran'la ilgili gelişmeler çok ümit verici. Irak'la ilişkilerimiz yine olumlu seyrediyor. Bunlar bizim için çok önemli. Tüm bunları bir hesaba katın, cari açıkta çok ciddi bir yavaşlamanın yaşandığı bir yıla giriyoruz."