MİT Teklifi'nde revizyon

Başbakan Yardımcısı Atalay, MİT teklifiyle ilgili, "Arkadaşlar başbakanın başkanlığında bir koordinasyon öngörmüşler. Bu çok yadırgandı, 'istihbaratın hepsi başbakana bağlanıyor' diye. Önerge ile onu değiştireceğiz, eski yapısını koruyacağız" dedi.

MİT Kanunu'nda değişiklik öngören kanun teklifinin TBMM İçişleri Komisyonu'ndaki görüşmeleri devam ediyor. 

Teklifin sahibi AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin, teklif hakkında komisyona bilgi vererek, 1984 yılında yürürlüğe giren MİT kanunun günün ihtiyaçlarını karşılayamadığını, diğer mevzuatlardaki değişikliklerin gerisinde kaldığını, teklifin bu olumsuzlukları gidermek için hazırlandığını söyledi. 

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da yaptığı konuşmada, MİT Kanunu'nun 1984 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, aradan geçen sürede dünyada ve Türkiye'de çok önemli değişimler olduğuna işaret etti. Yasanın yürürlüğe girdiği dönemde Türkiye'de istihbarat faaliyetinde bulunan tek kurumun MİT olduğuna, ancak zaman içinde emniyet ve jandarma bünyesindeki birimler ile MASAK'ın istihbarat topladığına dikkati çekti.

Atalay, şöyle devam etti:

"Bugün yürüttüğümüz bu yasa teklifi, 1984 yılında yürürlüğe giren 2937 sayılı yasada hemen her konuda istihbarat toplamaktan sorumlu olan MİT'in görev alanlarını daraltarak daha belirgin hale getirmeyi, dış güvenlik, milli savunma, terörle mücadele, istihbarat karşı koyma ve siber suçlarla mücadele konularındaki faaliyetleri olgunlaştırmayı hedeflemektedir.  kurulduğu zaman en geniş, hiçbir sınırı yok, bütün istihbarat ile ilgili görevler bu teşkilata verilmiş. Ama hepimiz de biliyoruz. MİT bugüne kadar daha çok iç güvenlikle, iç istihbaratla meşgul olmuş. Biz bugün MİT'e esas yeni bir çerçeve, ama inşallah tamamı kanunun üzerinde de çalışılıyor. İleri bir zamanda baştan sona bunun yenilenmesi üzerinde de çalışılıyor."

Dünya genelinde istihbarat faaliyetinin insan istihbaratı ve teknik istihbarat olmak üzere iki alanda yapıldığını aktaran Atalay, MİT'in Güvenlik Soruşturması Kanunu ile kendisine verilen görev doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarında gizli bilgiye erişecek şahıslarla ilgili gelen talepler çerçevesinde her yıl yaklaşık 250 bin kişinin arşiv araştırması ve güvenlik tahkikatını yaptığını söyledi. MİT'in faaliyetlerinin çoğunda karşı casusluk ve dış istihbarata yönelmekte olduğunu belirten Atalay, "1984 yılında çıkan yasa ile MİT'e her alanda geniş yetkiler verilmiş, uygulamaları gizli yönetmeliklerle devam ettirilmiştir. Şu anda o yönetmeliklerle burada konuşacağımızın ötesinde en geniş yetki var. Gelinen noktada biz bu yasa ile daha şeffaf bir kurum ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. ve istiyoruz ki bu TBMM'de görüşülsün, Meclis'imiz de bunu bilsin, basınımız da bilsin, milletimiz de bilsin. Yapı da şeffaf olsun"

Atalay, dünyada istihbarat teşkilatlarının yapısına bakıldığında, yetkilerini MİT'e verilmesi planlananın çok üzerinde olduğunu ifade etti. 

 

-"Hükümetimizin üzerinde çalıştığı diğer bir konu, istihbaratın parlamenter denetime açılması"

 

"Hükümetimizin üzerinde çalıştığı diğer bir konu, istihbarat ve güvenlik servislerinin parlamenter denetime açılmasıdır. Bunu ben içişleri bakanı olduğum zamanda gündemimizde tuttuk ama parlamentoya getiremedik. bunu kesinlikle getirmeyi düşünüyoruz ve getirmeliyiz" diyen Atalay, MİT'in iç ve dış denetim mekanizmaları bulunduğunu, ancak hedeflerinin teşkilatın parlamenter denetime açılması olduğunu belirtti. 

Atalay, siyasetin bu kurumlar üzerinde fazla etkili olduğunu yönündeki eleştirileri hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Bizim kanaatimiz, benim hep savunduğum, parlamentonun üzerinde kurum olamaz ve parlamento her şeyi denetlemeli. Milli irade burasıdır. Yargıda da, her yerde de üye seçimi vesaire her konuda en yetkili parlamento olmalıdır. Sanki siyasetin eli değince bir yere zarar verecek. siyaset kirli bir şey değildir. Siyaset ulvi bir konu, ulvi bir çaba. Herkes ülkemize, milletimize daha fazla nasıl katkı veririm diye siyaset yapıyor. Milletin oyu ile sorumluluğu alıyorsa omuzuna müsaade edin her konuda da müdahale etsin. Bunu mutlaka Türkiye gerçekleştirmeli. Ben burada söz veriyorum, o düzenlemeyi üzerinde çalışıyoruz ve getireceğiz.

Bir istihbarat koordinasyon kurulu var. Şu anda var. MİT'in mevcut yasasında var, başkanı MİT Müsteşarıdır. Belli periyotlarla bir araya geliyorlar. Ama zorluk şu; arkadaşlar onun için öyle bir teklif getirmiş, biz onu geri alıyoruz, bugün önerge ile değiştireceğiz. Aynı seviyedeki başkanlardan birinin o kurula başkanlık etmesi çalışmayı verimsiz kılıyor. Arkadaşlar burada başbakanın başkanlığında bir koordinasyon öngörmüşler. Bu çok yadırgandı, 'istihbaratın hepsi başbakana bağlanıyor' diye. Önerge ile onu değiştireceğiz, eski yapısını koruyacağız. Ama bu şekliyle de çok verimli yürümüyor. İleride belki başka şeyler, çözümler olabilir."   

 

-"Bizim hedefimiz MİT'i tamamen iç istihbarattan çekmek"

 

Suriye ve Irak başta olmak üzere sınır ötesindeki faaliyetlerin bir dış politika sorunu olmaktan çıktığına ve iç güvenliği tehdit eder hale geldiğine dikkati çeken Atalay, MİT tarafından bu tehditlere yönelik daha fazla çabanın ortaya konmasının güvenlik açasından hayati bir önem taşıdığını söyledi. Atalay, "Bu amaçla teşkilatın insan ve teknik istihbarat kapasitesinin bu alanlara odaklanması hükümetimizin önceliğidir. Emniyet istihbarat başta olmak üzere diğer kurumlarımız iç istihbarata yönelik faaliyetlerini hali hazırda sürdürmektedir. Bizim hedefimiz MİT'i tamamen iç istihbarattan çekmek. Terörle ilgili konular bitsin bu daha kolay olacak" dedi.  

 

-"Biz siyasi partiyle görüşüyoruz. Örgüt kesimiyle istihbarat teşkilatımız yürütüyor çalışmaları"

 

Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Atalay, "Çözüm sürecinin bir ayağı istihbarat teşkilatımız. Biz hükümet ve siyaset kesimi olarak örgüt kesimiyle görüşmüyoruz. Biz siyasi partiyle görüşüyoruz. Örgüt kesimiyle istihbarat teşkilatımız yürütüyor çalışmaları. Ama bir savcı çıkıyor, istihbarat teşkilatımızın başındaki kişiye 'gidin onu getirin ben ifadesini alacağım' diyor. Böyle bir ülke olmaz. İstihbarat teşkilatına ve onun başına bu talimatı siyasi irade veriyor, 'git şu işi, görüşmeyi yap' diyor. Biz onu korumazsak ne istihbarat teşkilatı ne başka bir birimimizi ülkemizin çalışmalarıyla ilgili kritik alanlarda cesaretlendiremeyiz. Cesareti kırılır" diye konuştu.

Sanal dünyadan gelen tehditlere karşı da MİT'in etkin hale getirilmesi gerektiğini belirten Atalay, bunun milli çıkarlar açısından elzem olduğunu vurguladı.

Atalay, şöyle devam etti:

"Bu teklifle ilgili yöneltilen 'muhaberat devleti olunuyor, Baas rejimi, Hitler sözleri' bunları yapmayalım. Bunlar üzücü. Rasyonel ihtiyaçlarımızı görüşelim. Bizleri sizler biliyorsunuz, biz buralarda neleri tartıştık. AK Parti'nin 11 yılına bakın, bizler ne Hitler, ne Baas faşizmi, ne diktatörlük falan, bize yapışmaz. Biz demokratikleşme adımları getiriyoruz. Haftaya da önünüze o gelecek. bize bu suçlamayı yönlendirenler insafla bir kez daha düşünsünler. Bu asılsız bir suçlamadır. muhaberat devletlerinden istihbarat teşkilatları insanları gözaltına alır, işkence eder, sorgusuz sualsiz hapse atar. Ülkemizde MİT'in bir insanı tutukladığı, gözaltına aldığı, mahkemeye gönderdiği vaki değildir.  Çünkü buna yetkisi yoktur."

MİT'in şu anda 8 bine yakın personeli olduğunu da belirten Atalay, bunların büyük çoğunluğunun tercümanlar, analistler ve yardımcı hizmetlerde bulunan personel olduğuna dikkati çekti. 

 

-Basınla ilgili cezalarda indirime gidilecek

 

Atalay, teklifte basınla ilgili maddelerde de önerge ile değişikliğe gidileceğini belirterek, "Cezalarda indirimler öngörüyoruz" dedi.

Düzenlemelerle amaçlananın kişi hedefli çalışmalar olmadığını vurgulayan Atalay, şunları söyledi:

"Tehdit oluşturabilecek şüphelileri tespit etmek amacıyla normal olmayan, ancak belirli profillerde davranan kişileri tespit edebilme imkanını sağlamaktır. Kredi kartına, finansal ve para transferlerine ilişkin bilgiler hali hazırda zaten çok kişinin ulaştığı bilgiler. 

Bir kişinin sürekli dinlenebilmesi için, bir kişiyi sürekli bu işle ilgilenecek şekilde görevlendirmeniz gerekiyor. Hali hazırdaki insan kaynağı yapısı ile teşkilatın içeriye yönelik böyle bir uygulama oluşturması da esasen mümkün değildir. Bugün itibariyle mahkeme kararıyla gerçekleştirilen ve TİB'de kayıtlı iletişim denetlemesine yönelik faaliyet sayısı MİT'in, 2 bin 473'tür. Başka ülkelerde bu sayı milyonları bulabilir. Bunun yarıdan fazlası yabancılara yönelik gerçekleştiriliyor. Geriye kalanlar ise terörist ve casusuluk vakalarını kapsamaktadır. MİT'in emniyet istihbaratta olduğu gibi organize suçlar, kaçakçılık, adi suçlar vesaire konusunda böyle bir faaliyeti yok. Veya normal bir vatandaşı falan" diye konuştu.