Kurallara saygı çerçevesinde tartışılmalı
Cumhurbaşkanı Gül, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin "Tartışmaların olmasından daha tabii bir şey olmaz. Ama önemli olan kurallar belliyse bu kurallara saygı çerçevesi içinde tartışmaların olmasıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'de geçmişte seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin tartışmalar yaşandığını belirterek, "Bir çok tartışmalar olurdu. Tartışmaların olmasından daha tabii bir şey olmaz. Çoğulculuğun olduğu yerde bunlar olacaktır. Ama önemli olan kurallar belliyse bu kurallara saygı çerçevesi içinde tartışmaların olmasıdır. Önümüzdeki ilk seçim cumhurbaşkanlığı ile ilgili seçim olacağı için bunun da kuralları gayet ortadadır, bellidir. Bundan dolayı herhangi bir öngörüsüzlük, herhangi bir risk primi Türkiye'ye çıkmaması gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Adana Ticaret Borsası 100'üncü kuruluş yıl dönümü ve ödül törenine katıldı.
Törende konuşan Gül, belediyelerin imar faaliyetleri, diğer faaliyetleri ile şehirlerin geleceklerini tayin ettiklerini ifade ederek, "Şehirlerin geleceğini ya karartırlar ya da aydınlatırlar. Bunu özellikle bütün belediye başkanlarına söylüyorum. Eğer vizyoner, uzak görüşlü, günlük meselelerden uzak bir belediyecilik anlayışı ile hareket ederseniz, o zaman şehrinizin geleceğini aydınlatırsınız" diye konuştu.
Türkiye'de diğer seçimlerde ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin tartışmalar yaşandığını anımsatan Gül, şunları kaydetti:
"Birçok tartışmalar olurdu. Tartışmaların olmasından daha tabii bir şey olmaz. Çoğulculuğun olduğu yerde bunlar olacaktır. Ama önemli olan kurallar belliyse bu kurallara saygı çerçevesi içinde tartışmaların olmasıdır. Önümüzdeki ilk seçim cumhurbaşkanlığı ile ilgili seçim olacağı için bunun da kuralları gayet ortadadır, bellidir. Bundan dolayı herhangi bir öngörüsüzlük, herhangi risk primi Türkiye'ye çıkmaması gerekir. Daha sonra genel seçimler olacaktır, günü gelecektir. Dolayısıyla Türkiye şimdiye kadar bunları hep ispatlamıştır. Bundan sonra hep ispatlayacaktır."
Gül, Adanalı işadamlarına "Adana'nın kıymetini" bilin diye seslenerek, "Buranın taşı toprağı gerçekten altındır. Cenabı Allah buraya böyle büyük bir bereketi vermiş. Bunu harekete geçirmek, daha daha ileriye taşımak yine sizlerin elindedir" dedi.
Başta yerel yöneticiler, milletvekillerinin ellerinden geleni yaptığını, yeri geldiğinde kendilerini de devreye soktuklarına dikkati çeken Gül, "Sayın Bakanınızın, gayet yakından biliyorum, siz de bilirsiniz. Onu ne kadar yakın tanıdığımı. O da muhakkak ki Adana için elinden gelen her şeyi yapacak. Ama sizin hepinizin artık çok kenetlenmeniz gerekir. Şüphesiz ki, hükümetin ve benim temsilcim olarak vali buradaki devlet organlarının koordinasyonunu en iyi şekilde sağlayacak. Hepinizin çok kenetlenmesi gerekir. Seçimler geride kaldığına göre buranın geleceği için" değerlendirmesini yaptı.
Gül, Adana Ticaret Borsasının 100'üncü yıl dönümü vesilesiyle toplanıldığını hatırlatarak, başta TSK olmak üzere, Kara Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri olmak üzere birçok devlet kurumunun yaşının 100'den büyük olduğunu kaydetti. Gül, "Sayıştay, Danıştay... Bazen bunların kuruluş yıl dönümlerini kutlarız. 150'nci yılı, 160'ıncı yılı. Ama Cumhuriyet'ten çok eski ekonomik kuruluşumuzun sayısı çok azdır. Çok azdır. Bunlardan birisi Adana'dır. Adana Ticaret Borsası'dır" diye konuştu.
Borsanın, Cumhuriyet kurulmadan, yeni devlet kurulmadan önce hayata geçmesinin şehirdeki ticaretin ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesi olduğuna işaret eden Gül, "Aslında Osmanlılar döneminde de burada çok büyük çiftlikler kuruldu. Seyhan Barajı'nın ilk yapım çalışmaları Sultan Hamit döneminde başlar projeleri falan. Ama 1950'lerde ancak başlandı. 56'da bildiğim kadarı ile açılışı yapıldı" ifadelerini kullandı.
Gül, ilk döverbiçerin, makinenin Adana'ya geldiğini, Osmanlı döneminde ise Adana'da 20'ye yakın sanayi kuruluşu ve tekstil fabrikaları bulunduğunu anımsatarak, "Burası çok köklü bir geleneği olan bir yerdir. Ticari geleneği olan bir yerdir. Buranın eşrafı güçlüdür. Buranın işadamı güçlüdür. Bunu geleceğe hep beraber taşımamız gerekir. Bu sadece Adana için değil, Türkiye için gerekli" dedi.
Ankara'dan hükümet ve devlet organları, Adana'da ise yerel yöneticiler ve işadamlarının el birliği içinde bunu gerçekleştirmesi gerektiğine inandığını kaydeden Gül, Adana'ya gelişinin nedenini ise bu mesajı ve motivasyonu vermek olarak açıkladı. Adana'ya büyük hamleler yaptırmak gerektiğine inandığını kaydeden Gül, bunu siyasetçiler, yöneticiler ve şehrin sahipleri olan Adanalıların yapacağını söyledi.
Gül, Adana'ya olan sevgisinin ötesinde özellikle Adana'daki müteşebbislere, üreten, istihdam eden ve vergi verenlere destek olmak için daveti kabul ettiğini söyledi. Gül, "Sizleri daha çok teşvik etmek, Adana'yı topyekün daha da öne çıkartmak ve sahiplenmek arzusuyla geleceğim dedim. Bugün gerçekten memnunum bir çok işlerimizin, önemli görüşme ve temaslarımızın, misafirlerimin yanında bu ziyareti gerçekleştirdim" dedi.
Daha önce çok kez geldiği Adana'ya Cumhurbaşkanı olarak ikinci kez ziyaret ettiğini anımsatan Gül, Adana'nın Türkiye için çok önemli bir yeri olduğuna inandığını, tarih boyunca bu toprakların bereketiyle insanları cezbettiğini ifade etti. Tarihi gelişmelere ev sahipliği yapan bölgenin önemini, binlerce yıl önce yapılan Taşköprü'nün de ispatladığını belirten Gül, "Böyle bir köprü o zaman yapıldıysa düşünün ki o zamanlar bile ne kadar çok insanların ilgisini, cazibesini çekmiş bir toprak burası" ifadesini kullandı.
Kentin, Selçuklu, Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinde de daima ilgi çektiğini ve öne çıktığını vurgulayan Gül, 1950, 60 ve 70'li yıllarda 'Adana' denildiğinde pamuk, tarım ve büyük tekstil fabrikalarının düşünüldüğünü, pamuk toplama mevsimi geldiğinde Türkiye'nin dört bir yanından insanların koşarak buraya geldiğini ve kentin "kazanç merkezi" niteliği taşıdığını söyledi. Bu kadar çok insanın geldiği bir yerde büyük bir kültürel zenginliğin doğmasının da doğal olduğunu ifade eden Gül, kültürel farklılıkların bir arada olduğu Adana'nın Yaşar Kemal ve Orhan Kemal'in eserlerinde ve bir dönemin Türk filmlerinde anlatıldığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Gül, Adana'nın kendine has özelliklerinin Adanalılar ve Türkiye için büyük bir zenginlik olduğunu dile getirerek, "Belki son yıllarda çeşitli değişimlerin neticesinde, açıkça sizinle paylaşmam gerekirse, o önemden nispi olarak bir gerileme olduysa da bu potansiyel burada ve bunu tekrar sahiplenmek, ayağa kaldırmak ve hak ettiği potansiyeli yakalayıp geri getirmek gerekir. Cumhurbaşkanı olarak iki kez gittiğim yerler çok değil ama Adana'ya gelmeyi onun için çok istiyordum" diye konuştu.
-"Bu topraklar sizi mecbur eder"
Kenti daha önceki ziyaretinde düşüncelerini paylaştığını, devlet üniversitesi olan Adana'da vakıf üniversitesi olmayışını hayretle karşıladığını ve bir kaç vakıf üniversitesi kurulması konusunda talimat verdiğini anımsatan Gül, bu konuda güzel gelişmeler yaşandığını söyledi.
'Adana' denildiğinde akla zenginliğin geldiğini, başka yerlerden gelen ailelerin de burada zengin olabildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, pamuk ve tekstil piyasasındaki değişikliklerin kentin eskiönemini biraz azaltmış olabileceğini dile getirdi. İngiltere örneğini veren Cumhurbaşkanı Gül, zenginliğin yünle başladığını ancak daha sonra ülkede dönüşümün sağlandığını anlattı. Gül, "Bizim de muhakkak hem Türkiye hem Adana olarak bu dönüşümleri sağlamamız, çağa en iyi şekilde ayak uydurup, potansiyeli zenginlik, bereket olan bu toprakları ve bu bölgeyi daima müreffeh, daima zengin ve mutlu yapmamız gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
Kentteki organize sanayi bölgesinin dolu olduğunu, yatırım yapmak isteyenlerin yer bulmakta güçlük çektiğini bildiğini hatırlatan Gül, "Yeni araziler temin edilip, yeni sanayi bölgeleri kurulacak ve Adana o değişimini de sağlıyor. Burada verdiğimiz ödüller bunun en güzel göstergesi. Önümüzdeki yıllarda da çok büyük şirketlerin, firmaların çıkacağına inanıyorum. Çünkü bu topraklar sizi mecbur eder. Burası müteşebbis ruhu, geleneği olan bir yer" diye konuştu.
-"Suriye'de olup bitenler hepimizi derinden etkiliyor"
İlk olmanın bazen ileride dezavantaj yarattığına işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin ilk havaalanları arasında yer alan Adana Şakirpaşa Havaalanı'nın bugün etrafını çevreleyen bir çok bina arasında küçük ve yetersiz kaldığını ancak inşaatı süren büyük havaalanı ve hızlı tren bağlantılarıyla sadece Türkiye ile değil bütün dünya ile kentin bağlantısının güçlü bir şekilde devam edeceğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Gül, iş dünyasının Adanalı temsilcilerine şu tavsiyede bulundu:
"Yaptıklarınızı, ürettiklerinizi Adana ve Türkiye için değil bütün bölge ve bütün dünya için yapacaksınız. Ölçekleriniz, büyüklükleriniz artık böyle olacak. İnşallah önümüzdeki yıllar içinde bölgedeki istikrarsızlıklar da gidecektir. Maalesef çok acılar çekiliyor. Başta Suriye'de olup bitenler hepimizi derinden etkiliyor, önce insan olarak hepimizi çok derinden etkiliyor. Hemen yanı başınızdaki komşunuzun evinin ateş içinde olması, harap olması... Allah hiç kimsenin ülkesini, evini o şekilde harap duruma getirmesin. Muhakkak ki bu, o ülkeyi yönetenlerin yanlışları neticesinde ortaya çıkıyor. Bunlar eninde sonunda geçecektir. Nasıl Irak'ta çok büyük olaylar yaşandı, hala da yaşanıyor ama bir taraftan da Türkiye'nin ihracatının en çok oraya olduğunu görüyorsunuz. Çok büyük bir dinamizm var. Eminim ki, aranızda orada çok büyük işler yapanlar var."
Hangi bölgede siyasi istikrar ve güvenlik varsa dünyanın o bölgesinde önce huzur, sonra da kalkınma ve ekonomik gelişme olduğunun altını çizen Gül, bunun ülkeler için de geçerli olduğunu, istikrar, huzur ve güvenin ülkelerin gelişmesi, kalkınması, müreffeh, mutlu olması için birinci şart olduğunu belirtti. Gül, "Bunu hepiniz tecrübelerinizle de görüyorsunuz. İstikrarsızlığın olduğu dönemlerde sizler ne kadar çok işinizde gücünüzde olsanız, kendi şirketlerinizi ne kadar iyi kontrol etseniz zemin birden bire oynayınca, halı birden bire altınızdan gidince, siz istediğiniz kadar gayret sarf edin, birden bire ekonomik dengelerin, bütçelerin, bilançoların, herşeyin değiştiğine bu ülke çok şahit olmuştur. Uzun yıllar, neredeyse 30-40 yıldır, yüksek enflasyon, yüksek faizlerle sizler çalıştınız. O günleri hiç kimse hatırlamak istemez. O günleri hatırlamamak da lazım ama akılda tutmak lazım. Çok şükür onlar kırıldı. 30 sene sonra bir nesil tek rakamlı enflasyon, faizlerde düşme görmeye başladı" değerlendirmesini yaptı.
-"Büyümenin sürdürülebilir olması çok önemli"
Gül, Türkiye'nin bunun kıymetini bilip daha da ileri götürmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Siz şirketlerinizi büyütmek istersiniz. Sizin şirketleriniz büyüdükçe Türkiye de büyür. Bizler de Türkiye'yi büyütme sevdalısıyız. Ama büyümenin sürdürülebilir olması çok önemli. Siz şirketinizi büyütebilirsiniz, borçlarla, kredilerle yatırım yapabilirsiniz ama onları ödeyebilir ve onu çevirebilirseniz o zaman gerçek büyüme olur. 'Sürdürülebilir' dediğim şey budur. Yoksa birden bire büyünebilir. Türkiye'nin yüzde 6-7'nin altına düşmeyecek bir büyüme trendini yakalaması lazım. Nasıl bir kaç sene önce dünyanın en hızla büyüyen ülkeleri arasında yüzde 10, yüzde 11, yüzde 9, yüzde 8'lerle övünüyorduk. Şimdi yine birden bire bu büyümeyi artırmamız lazım. Bugünkü halimizi yine takdir etmemiz gerekir. Avrupa içinde en hızlı büyüyen ülke Türkiye" ifadelerini kullandı.
İstikrar ve güvenin şart olduğunu, iş adamlarının işlerini geleceğe yönelik tahminlere bakarak büyüttüklerini dile getiren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yabancılar da böyle bakar. Yabancı sermayeyi Türkiye'nin her tarafına getirebilmemiz için Türkiye'yi çok istikrarlı ve güvenli tutmamız gerekir. Unutmayın ki sizlerin, Türk halkının tasarrufları Türkiye'yi yeteri kadar büyütmüyor. Büyüyebilmek, yatırım yapabilmek için tasarrufun olması gerekir. Türkiye de tasarrufların maalesef çok düşük olduğu ortada. Onun için başkalarının tasarruflarını bu ülkeye getirmek zorundayız. Çevrenizdeki bütün ülkelerin, Arapları, Rusları, Amerikalıları, İngilizleri getirmek lazım ki, burada işler yapılsın. Burada yatırımlar olsun. Bunun için herkes geleceğe baktığında güven görmesi lazım. Bunun da yolu muhakkak ki, gayet açık, şeffaf, hukukun üstünlüğü, demokrasinin en güzel şekilde çalıştığını göstermemizden geçiyor. Şimdiye kadar nasıl yaptıysak, bundan sonra da eminim ki, hep böyle olacaktır."
Gül, 10 yıl önce Türkiye'ye dışarıdan yılda 1 milyar dolarlık yatırım geldiğini, hukuki değişikliklerden, istikrardan sonra güvenin arttığını ve rakamın 10 milyar doların üzerine çıktığına dikkati çekerek, "Bu nedir? Bunlar da Türkiye'nin büyümesinin sağlanmasına katkı yaptı. Bundan sonra da bizim 10 yıl içerisinde yaptığımız gibi reform, köklü değişiklikler, özellikle hukuku üstün tutan, şeffaflığı sağlayan ve öngörülebilirliği temin eden reformları el birliği ile yapmamız gerekir" dedi.
Türkiye'nin kurumlarının işlediğinin en güzel örneklerinden birisinin seçimler olduğunu belirten Gül, mahalli seçimlerin yapıldığını ve halkın karar verdiği kişilerin belediye başkanı seçildiklerini söyledi. Gül, Adana'da seçilen büyükşehir belediye başkanı ve diğer ilçe belediye başkanlarını tebrik etti ve başarılar diledi.