Gülen "kırmızı bülten" ile aranabilir

Adalet Bakanı Bozdağ, Fethullah Gülen'in kırmızı bültenle aranması yönünde bir takım değerlendiremler var. Adalet Bakanlığının böyle bir yetkisi yok. Bu tamamiyle soruşturma kapsamında olacak bir iş" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'de yaşanan tartışmalar çerçevesinde ortaya çıkan, "hukuksuzluklar, ahlaksızlıklar, bir takım kanunlar karşısında suç olan eylemler" nedeniyle Fethullah Gülen'in kırmızı bültenle aranması yönünde bir takım değerlendirmeler bulunduğunu belirterek, "Bu değerlendirmeler çerçevesinde bizim Adalet Bakanlığı olarak yapacağımız bir şey yok. Çünkü Adalet Bakanlığının böyle bir yetkisi yok. Bu tamamiyle soruşturma kapsamında olacak bir iş" dedi.

Bozdağ, HaberTürk televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Fethullah Gülen'in Türkiye'ye gelmesi için Adalet Bakanlığının bir girişimde bulunmasının gerekip gerekmediği yönündeki soru üzerine Bozdağ, Gülen'in Türkiye'ye gelmesine engel bir durum bulunmadığını, daha önce de pek çok kesimden davetler olduğunu söyledi.

Bozdağ, "Ancak, Türkiye'de yaşanan tartışmalar çerçevesinde ortaya çıkan, hukuksuzluklar, ahlaksızlıklar, bir takım kanunlarımız karşısında suç olan eylemler nedeniyle kırmızı bültenle aranması yönünde bir takım değerlendirmeler var. Bu değerlendirmeler çerçevesinde bizim Adalet Bakanlığı olarak yapacağımız bir şey yok. Çünkü Adalet Bakanlığının böyle bir yetkisi yok. Bu tamamiyle soruşturma kapsamında olacak bir iş" diye konuştu. 

"Kırmızı Bültenle araştırılması mı sözkonusu olabilir" sorusuna karşılık Bozdağ, "Benim bildiğim, Adalet Bakanlığının böyle bir yetkisi yok. Eskiden bakanların savcılara talimat verme yetkisi vardı, şimdi yok. Bilgim eksik olabilir, bildiğim şu, bir soruşturma kapsamında bir kişiyle ilgili suç isnadı bulunduğunda soruşturma kapsamında savcıların talebi üzerine böyle bir işlem yapılıyor. Dolayısıyla bu idari tasarrufla böyle bir arama veya getirme söz konusu değil" dedi.

"Kırmızı bültenle böyle bir işlem gerçekleştirilebilir diyorsunuz" denilmesi üzerine Bozdağ, "Bu tamamen yargının yapacağı bir iş. Yargı böyle bir karar verdiği zaman bu idari makamlar üzerinden muhataplara ilgili yerlere iletilir" ifadesini kullandı.

Bozdağ, "Amerikan makamlarına böyle bir talepte bulunuldu mu" sorusuna, "Benim bildiğim böyle bir talep yok" karşılığını verdi.

-"Kamuya olan güven azalır"

Bozdağ, "Ulusal güvenliği tehdit MGK'da ele alındı. 10 yıl sonra bildiride yer aldı böyle bir konu. Sadece cemaat değil KCK'nın da olduğu söyleniyor. Başbakan 30 Mart sonrasını işaret etti. Bu kesimler hakkında bir soruşturma süreci mi başlayacak? Görevden almaların ardından naslı bir tablo görmeliyiz" sorusunu yanıtlarken, "Yasalar çerçevesinde kamu görevlileri görevlerini yaparlar, verilen vazifeleri yerine getirirler. Eğer herhangi bir kamu görevlisi yasanın dışına çıkıyorsa, üstlerinin yasal emirlerini yerine getirmez veya bunların dışında başka yerlerden emirler alarak işini ona göre yaparsa o zaman kamuya olan güven de sarsılır. Yargının içinde varsa yargıya olan güven de sarsılır" değerlendirmesinde bulundu.

Son çıkan olayların Türkiye'de devletin içinde kendini devlet görmek isteyen bir takım yapılanmalar olduğuna ilişkin kanaati ortaya koyduğunu dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bir yerden bir dinleme hadisesi çıkıyor, bakıyorsunuz Türkiye'nin bütün illerinde dinlemeler yapılıyor, ilgili ilgisiz insanlar dinleniyor. Bir terör örgütü olmak için kişilerin fikren birlikte olması, aynı noktada buluşması, aynı hedefe yönelmesi gibi bazı şartlar var ama baktığınızda hiç yan yana gelmesi fikren mümkün olmayan, hayatları boyunca birbirinin elini sıkmamış insanları eğer birileri 'terör örgütü' diye aynı torbanın içine koyuyorsa bizim bunu sormamız lazım. 'Nasıl başardınız bunu, böyle bir terör örgütü nasıl oldu' bunu anlatmaları lazım. Makul bir anlatım ortaya koyarlarsa. Bir gerekçesi elbette vardır bunun öğreneceğiz. Cumhurbaşkanımız, HSYK inceleme başlattı. Başbakanımızın odasına kadar böcekler kondu. O zaman bununla ilgili /sen bunu niye koydun, kim koydu, nasıl koydu? Sana kim söyledi, buradan neyi dinleniz, ne oldu, ne bitti' bunu sormak lazım. Bu çok vahim bir durum, Başka konularda keza öyle. Emniyet istihbaratta bir takım geçmişte görev değişiklikleri olduğu zaman orada kaybolan malzemeler var. Kim götürdü bu malzemeleri, nasıl oluyor? Bütün pek çok konuda ortaya çıkan durumlar var. Bunlar yeni çıkıyor ortaya. O zaman bunlarla ilgili yasalar çerçevesinde, elbette hukukun dışına çıkan birileri varsa, hukuku çiğneyen birileri varsa, hukuku kendi inançları, kendi fikirleri, kendi görüşleri doğrultusunda kullanan, kendilerine verilen görevleri kanunlar çerçevesinde, amirlerinin talimatı çerçevesinde değil de başkalarını iradesi doğrultusunda kullananlar varsa bunlarla ilgili elbette hukuk devletinde hukuk neyi emrediyorsa o yapılır. Türkiye'de de bunlarla ilgili eğer bir suç isnadı varsa onunla ilgili, eğer idari bakımdan disiplini gerektiren bir şey varsa onunla ilgili."

-"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıklama yapabilir"

Ses kayıtlarıyla ilgili soru üzerine, Bozdağ, dinlemeleri ahlaksızlık olarak niteledi. 

Bozdağ, "Ben Adalet Bakanı olarak ahlaksızlık yapan, hukuksuzluk yapan, insanların mahremine giren, yasaları çiğneyenlerin yaptığı hukuksuzluğu değerlendirmek istemem. Bu ahlaksızlıktır, bunun üzerine konuşmak sadece onlara prim vermek olur" dedi.

Bakanlarla ilgili fezlekelere ilişkin soru karşısında Bozdağ, "Bu dosyalar TBMM'nin uhdesindedir, onun üzerinde tasarruf yapma yetkisi tamamen TBMM'ye aittir. Bakanlarla ilgili soruşturma yapmaya yetkili yer Meclis'tir" ifadesini kullandı.

"Dosya sayısı fezlekelerle ilgili olmadığı için mi azaldı" sorusu üzerine Bozdağ, "Sebebini bilmiyorum, bilgim yok, sormadım da ama belki buna dair bir basın açıklaması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yapabilir, doğru bilgilendirme yapılabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Bozdağ, AK Parti'deki 3 dönem kuralıyla ilgili de siyasetin yenilenmesi, yeni insanlara fırsat verilmesi gerektiğini belirterek, kendi adına 3 dönem kuralının doğru olduğunu, uygulanması gerektiğini düşündüğünü söyledi.