Gözler uygulamaya çevrildi

BMGK'nın, Suriye'ye insani yardım ulaştırılmasına izin verilmesi ve kuşatmanın kaldırılması kararından sonra gözler uygulamaya çevrildi.

Suriye'ye insani yardım ulaştırılması ve kentlerdeki kuşatmanın kaldırılmasını isteyen BM Güvenlik Konseyi kararının kabul edilmesinin ardından, dünya kamuoyunun ve Birleşmiş Milletler'in gözü sahadaki uygulamalara çevrildi.

BM'de yaklaşık iki yıldır süren tartışmalar ve Rusya'yı ikna çabalarının ardından Suriye'nin tüm noktalarına yardım ulaştırılmasına izin verilmesini emreden BMGK kararı, oybirliği ile kabul edildi.

Buna benzer daha önceki üç karar tasarısını veto eden Rusya, tasarıda yaptırım içeren maddelerin kaldırılması ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne atıf yapılmamasını temin edince tasarıya destek verdi.

BMGK üyelerine üç hafta önce sunulan ve Esed'i doğrudan hedef alarak, karara uyulmaması durumunda yaptırım uygulamalarının hayata geçirileceği uyarısının bulunduğu ilk taslağa Rusya itiraz etmiş ve veto edeceği sinyalini vermişti.

Karar tasarısı hakkında belki de en fazla öne çıkan unsur, yaptırım konusu oldu. Kabul edilen metinde, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un metnin kabulünden sonra her 30 günde bir sahadaki durumu BMGK'ya rapor etmesi istenerek, bu raporlarda alınan karara uyulmadığının tespit edilmesi halinde gerekli adımların atılmasının planlandığı vurgulandı.

Diplomatik kaynaklar, karara uyulmaması halinde "atılmasına niyet edilen daha ileri adımlar" konusunda metinde ayrıntının bulunmaması nedeniyle bu adımlar için yeni bir BMGK kararı çıkması gerektiği ve bunun için de yine Rusya'nın onayına ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Rusya ve Çin'in yeni karar tasarısını veto etmeleri halindeyse Batılı ülkelerin, BMGK kararına uyulmadığını gerekçe göstererek ülkeye doğrudan müdahale etmenin meşruiyetini sağlayabilecekleri yorumları yapılıyor. 

-Genel Sekreter'in raporu belirleyici olacak-

BM Genel Sekreteri Ban, BMGK'daki oylamanın ardından "Böyle bir karar tasarısına ihtiyaç duyulmamalıydı. İnsani yardım, üzerinde pazarlık yapılacak bir konu değil. İnsani yardım ulaştırılması uluslararası hukukun bir gereği" ifadelerini kullanmış ve karar metninde yer alan maddelerin zaman kaybetmeden uygulamaya geçirilmesi çağrısı yapmıştı.

BMGK karar metninin son maddesinde belirtilen ve uygulamanın hayata geçmemesi halinde alınacak önlemler için tüm gözler BM Genel Sekreteri'nin her 30 günde bir hazırlayacağı raporda.

Ban'ın raporunda şehirlerdeki kuşatmaların kalkmadığı, insani yardım girişine tam izin verilmediği, yabancı savaşçıların ülkeden çıkmadığı ve hava bombardımanlarının sona ermediğinin tespit edilmesi durumunda BMGK'nın "atma niyetinde olduğu ileri adımları" ele alması gerekecek.

BMGK toplantısının ardından açıklama yapan ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power, tüm Konsey üyelerini ve uluslararası toplumu, karar metnindeki taleplerin hayata geçirilmesi için Şam yönetimine baskı yapmaya çağırmış ve "Artık tutulmayan sözler, ertelemeler ve işlenen korkunç ve sistematik suçlara göz yummalar olmamalı" ifadelerini kullanmıştı.

Bu karar metnindeki taleplerin yerine gelmemesi ve geçen yıl kabul edilen diğer bir BMGK kararının gereği olan Suriye'deki kimyasal silah stoklarının 30 Temmuz'a kadar ülkeden çıkarılması sözünün tutulmaması halinde, ABD Suriye rejimine baskıyı artırabilir.

BMGK'da özellikle İngiliz ve Fransız diplomatlar, BMGK kararına uyulmaması halinde gerekli adımları atmaya ve yeni bir karar tasarısı oluşturmak için hazır olduklarını belirtiyor. 

-ABD yönetimi için "önemli bir adım"-

Obama yönetimi, BMGK'da Suriye'ye insani yardım konusunda güçlü bir tasarı çıkmasını istiyordu. Nitekim, ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir önceki günkü telefon görüşmesinde, Suriye’deki insani kriz konusunda güçlü bir BM Güvenlik Konseyi tasarısının gerekliliğine vurgu yapmıştı. 

ABD, tasarının BM’den geçmesinden memnuniyet duyuyor. Tasarının onaylanmasının ardından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, bunu, "geç kalmış olsa da BMGK kararının, Suriye’de üç yıldır devam eden savaşta önemli bir nokta olabileceği" sözleriyle ifade etti. 

ABD yönetimi tasarının geçmesinin yanı sıra bunun ne kadar etkili uygulanabileceğini de görmek istiyor. ABD için karar tasarısının kabulü kadar bunun "tam olarak" uygulanması da önemli.

Kerry de açıklamasında, bu noktaya işaret ederek, tasarı “eğer tamamen uygulanırsa” Suriye halkına yardımların ulaşmasını sağlayacağını vurguladı. Kerry, “Ancak bu adımlar, sadece ilk adımlardır. İnsani yardımların nakliyesinin, kuşatma altındaki bölgelere ulaşmadıktan sonra değersiz olması gibi, erişim isteme de tam olarak uygulanmadıkça bir şey ifade etmeyecektir” ifadesini kullandı. 

ABD yönetimi ayrıca, bu kararı, “Güvenlik Konseyi’nin sözlerinin, Suriye halkının çaresizce ve acilen ihtiyaç duyduğu hayat kurtarıcı eylemlerle örtüşüp örtüşmeyeceğinin testi” olarak da görüyor. 

ABD için Suriye krizinin başladığı üç yıldan bu yana ilk defa BMGK üyelerinin hepsinin de katılımıyla Suriye konusunda ortak bir karara varılması önemli bir adım. Nitekim Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney de BMGK kararında olası yaptırımlar belirtilmese de “bunun, BMGK’nin, Suriye'nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde eyleme geçileceğine dair ilk taahhüdü olduğundan önemli bir araç" olduğuna dikkat çekti.

BM rakamlarına göre, 3 yıldır çatışmaların yaşandığı Suriye'de 100 binin çok üzerinde insan hayatını kaybetti. Yaklaşık 2 buçuk milyondan fazla Suriyeli komşu ülkelere sığındı.

Çatışmalar nedeniyle yüzbinlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken, 9.3 milyon kişi insani yardıma muhtaç durumunda.