Dış gebelik ameliyatında yeni teknik
KTÜ Tıp Fakültesinde, anne ölümlerine yol açabilen dış gebeliğin sonlandırılmasında, organ kayıpları gibi birçok risk faktörünü ortadan kaldıran kapalı ameliyat tekniği geliştirildi.
KTÜ Tıp Fakültesinde, anne ölümlerine yol açabilen dış gebeliğin sonlandırılmasında, organ kayıpları gibi birçok risk faktörünü ortadan kaldıran kapalı ameliyat tekniği geliştirildi.
Trabzon'da, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bölümü Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyelerince, anne ölümlerine yol açabilen dış gebeliğin sonlandırılmasında, organ kayıpları gibi birçok risk faktörünü ortadan kaldıran kapalı ameliyat tekniği geliştirdi.
KTÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dış gebeliğin, gebeliğin ilk yarısında anne ölümlerine yol açabilen ana faktörlerden olduğunu söyledi.
Dış gebeliğin, döllenmiş yumurtanın normal yerleşim yeri olan rahim içi yerine başka bir yerde gelişmesi sonucu oluşan anormal gebelik olduğunu belirten Güven, "Dış gebelik farkedildiği anda müdahale edilerek sonlandırılması gereken bir durumdur. Dünyada ve ülkemizde dış gebeliğin sonlandırılması için açık ameliyat yapılmaktadır. Açık ameliyat yapıldığında rahmi kaybetme riski olduğu gibi, ayrıca hastanın kendini toparlama süreci de çok uzun oluyor" dedi.
Güven, dış gebelik yaşayan kadınların yeniden gebe kalmaları için belli bir süre geçmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu yöntemle ameliyat ettiğimiz hastaya 1, 2 ay sonra kendiliğinden gebelik şansı tanıyoruz. Eski riskli ameliyat gibi, uzun iyileşme süreci gerekmiyor. Bazı hastalarda rahimin alınması gereken durumlar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla dış gebelik ameliyatları, tehlikeli ameliyatlardır. Açık ameliyat, çok yüksek oranda kan kaybına neden oluyor" diye konuştu.
-"Çocuk isteyen kadın için damarın geçici kapatılması daha uygun"
Doç. Dr. Cavit Kart ve diğer ekip üyeleri ile birlikte gerçekleştirdikleri teknikte ise kapalı ameliyat yöntemini uyguladıklarını anlatan Güven, şöyle devam etti:
"Hastanın karın bölgesinde iki, üç delik açarak ve özel bir teknikle rahim damarın laparoskopik cerrahi yöntemile geçici olarak klipsle kapatıp dış gebeliğin çıkarılması yöntemini geliştirdik. Bu yöntemle dış gebeliği çıkardığımız zaman hem hastanın rahimi korunmuş hem ameliyattaki kan kaybı en az oluyor hem de ameliyattan sonra hasta çok kolay toparlanabiliyor."
Güven, açık ameliyatlarda rahim damarının tamamen, yeni yöntemde ise klips kullanılarak geçici olarak bağlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Teknik olarak zor bir ameliyat, çünkü rahmin damarını laparoskopik olarak bulup geçici olarak kapatıyoruz. O damar, rahmin beslenmesi için gerekli. Çocuk sahibi olmak isteyen kadın için de damarın geçici kapatılması çok daha uygun bir çözüm. Uyguladığımız yöntemle başarılı sonuç elde ettik. Ameliyat ettiğimiz hastayı ertesi gün taburcu ettik. Ameliyat esnasında kan kaybı az oldu ve klips koyarak kapattığımız damarı tekrar açtık. Böylece, dış gebelikte kapalı ameliyat tekniğini dünyada ilk kez biz uygulamış olduk. Bu yöntem farklı ameliyatlar için kullanılıyor ancak dış gebelik ameliyatlarında ilk defa kullanıldı. Başarılı sonuçlar elde ettiğimiz bu yöntemin, ülkemizde ve dünyada yaygın olarak kullanılmasını isteriz."
Dış gebelik ameliyatlarının yaklaşık 1.5-2 saat sürdüğünü, kapalı yöntemle yapılan ameliyatı ise 45 dakika ile 1 saat civarında gerçekleştirdiklerine işaret eden Güven, "Bu süre, tecrübe ile daha da düşecektir. Dış gebelik olgularında açık ameliyat yöntemi ile ameliyat esnasında ve sonrasında kan verme gereği, kan kaybı, hastanın durumunun kötüleşmesi gibi riskler yer alıyor. Oysa geliştirdiğimiz teknikte bu risklerin hepsini bertaraf ediyoruz" dedi.
Güven, uluslararası bir kongrede yönteme ilişkin sundukları posterin, jüri tarafından ikincilik ödülüne layık görüldüğünü dile getirerek, yönteme ilişkin yurt dışına gönderdikleri makalenin yayınlanmasından sonra dünyada yaygın kullanımını beklediklerini kaydetti.