Cumhurbaşkanının niteliklerini tartışmalıyız

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Yanlış bir tartışmayı yapıyoruz; 'Ali mi olsun cumhurbaşkanı, Veli mi olsun?' niye onları tartışıyoruz? Önce cumhurbaşkanının niteliklerini tartışmalıyız" dedi.

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) 70. Mali Genel Kurulunda konuşma yaptı.

Kılıçdaroğlu, "Sayıştay raporlarını getirtmeyeceksiniz, anayasal kurumu çalıştırtmayacaksınız, Cumhuriyet Halk Partisinin bilbordlara parasını ödeyerek vereceği ilanı yayınlatmayacaksınız, 'yasama ve yargı benim için ayakbağı' diyeceksiniz, sonra bu ülkede demokrasiden söz edeceksiniz, hukukun üstünlüğünden söz edeceksiniz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaoğlu, "Anayasa Mahkemesinde protokol kuralları uygulanır, Danıştayda protokol kuralları uygulanır, Kutlu Doğum Haftası, Mevlana'yı anma törenlerinde protokol kuralları uygulanır, neden TOBB'a gelince protokol kuralları uygulanmıyor. Eğer TOBB'un yöneticileri korkuyorlarsa korkmasınlar bu ülkede cumhuriyet ve demokrasi var. Neden korkuyorlar?" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Bana sordular, 'eski bir genelkurmay başkanı cumhurbaşkanı adayı olursa destekler misiniz', sivil birisi olması gerektiğini söyledim, yanlış mı söyledim, benim görüşüm bu. 'Sen de sivilsin, ben de sivilim' diyor. Ben zaten sana bir şey demedim ki ama sen üstüne alınıyorsun, neden? Çünkü bizi dinlemiyor, ne söylerse 'bunlar mutlaka menfi bir şey söyler' takılmış eskilere. Dünya değişti, insanlar değişti, Türkiye değişti, hepimiz değiştik" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı şaibeli olmamalı, öfkeyi sanat olarak kullanmamalı, halkı kucaklamalı, sade olmalı, güzel bir dil kullanmalı, herkese eşit mesafede olmalı, bağımsız ve tarafsız olmalı, devletin bütün kurumlarını uyum içerisinde çalıştırmalı, halkın adamı olmalı. Cumhurbaşkanı böyle olmalı, biz böyle istiyoruz. Yanlış bir tartışmayı yapıyoruz; 'Ali mi olsun cumhurbaşkanı, Veli mi olsun?' niye onları tartışıyoruz? Önce cumhurbaşkanın niteliklerini tartışmalıyız" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Soma'daki maden faciasına ilişkin, "301 kişi hayatını kaybediyorsa, onun mutlaka bir siyasal sorumlusu vardır. Siz o siyasal sorumlunun kim olduğunu biliyor musunuz? Hepimiz biliyoruz aslında. O siyasal sorumlu, bu sorumluluğu üstüne aldı mı? Hayır almadı" dedi.

Her saygın devletin protokol kurallarının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben TOBB'un değerli yöneticilerine seslenmek istiyorum: Siz neden bu protokol kurallarına uymuyorsunuz, hangi gerekçeyle uymuyorsunuz?" dedi.

Anayasa Mahkemesinde, Danıştay, Kutlu Doğum Haftasında, Mevlana'yı anma törelerinde protokol kurallarının uygulandığını ancak TOBB'a gelince bu kuralın uygulanmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Eğer TOBB'un yöneticileri korkuyorlarsa korkmasınlar, bu ülkede cumhuriyet ve demokrasi var. Neden korkuyorlar. Derler ki; 'kusura bakma Sayın Başbakan, sizin koyduğunuz, devletin koyduğu protokol kuralları var, bu kurallara göre herkes konuşur, sıranıza göre siz de konuşacaksınız' Konuştu ve ayrıldı. Neden beni dinlemiyor? Cesaret edemiyor" diye konuştu. 

Soma'daki maden faciasına değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Burada dinleyince bir kişiyi, sanki bu işin sorumlusu işçiler, öyle bir örnek verdi ki araba kullanan şoförler, araba sahipleri, bunların hepsi sorumlu. Uygar bir ülkeyle, uygar bir ülkenin yöneticileriyle, uygar bir ülkeyi yöneten devlet adamlarıyla, uygar olmayan ülkelerin devlet adamları arasında fark vardır. Birisinde önce risk analizi yapılır, riskler saptanır, giderilir, ondan sonra işçiler oraya konur. Madendeyse madene, fabrikadaysa fabrikaya gider. Bizde ise kervan yolda düzülür, 'hele şu işçileri bir aşağıya gönderelim.' Öldükten sonra önlem alıyoruz. Öldükten sonra ne önlemi alacaksın?  Sorumlulardan bahsediliyor. Devlet yönetiminde bir şeyi unutmayın. Devletle, hükümet farklıdır. Yasama, yargı, yürütme, Merkez Bankası bunların tamamı tüzel kişilik olarak olarak devleti temsil eder. Devletin kurumlarıdır. Yasama organı bir şeye karar veriyorsa, yasa çıkıyorsa, o yasayı uygulayacak olan hükümettir. 301 kişi hayatını kaybediyorsa, onun mutlaka bir siyasal sorumlusu vardır. Siz o siyasal sorumlunun kim olduğunu biliyor musunuz? Hepimiz biliyoruz aslında. O siyasal sorumlu, bu sorumluluğu üstüne aldı mı? Hayır almadı."

 

-"İlan yasaklandı"

Japonya'da 4 saat sular akmadı diye belediye başkanının istifa ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "301 kişi hayatını kaybetti. Allah aşkına istifa sözcüğü aklına gelen bir siyasetçi var mı?" diye sordu.

Herkesin vergi ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP'nin, bilboardlarda yayımlanmak üzere hazırladığı "vatandaş vergisini veriyorsa, hükümet de hesabını verecek" ilanını hatırlattı. Ödenen vergilerin nerelere harcandığını, TBMM adına Sayıştayın denetlediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Sayıştay'ın raporlarının TBMM'ye gelmediğini söyledi.

Buna CHP'nin gösterdiği tepkiyi, TOBB'un da ticaret odalarının da göstererek "vergimizin hesabını verin" demesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğu,  söz konusu ilanın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yasaklandığını iddia etti.

 

-"Bunu söyleyen adama ne denir?"

Başbakan Erdoğan'ın, "Ana muhalefet partisinin genel başkanı bana diktatör diyor" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına, bir bilboarda, 'vatandaş vergisini ödüyorsa hükümet de hesabını verecek' ilanını yasaklayan bir Başbakana, dünyanın hangi modern ülkesinde sıradan bir devlet adamı kimliğiyle seslenilir? Kimse kusura bakmasın" dedi.

"Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır diyen, Anayasa'yı çiğneyen, güçler ayrılığı ilkesini reddeden bir kişiye ne denir?" diye soran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bana sormayın, gidin herhangi bir Anayasa hukukçusuna sorun, gidin batıdan, doğudan sorun. 'Benim için yasama yani TBMM, yargı yani mahkemeler ayak bağıdır' diyor, ne denir buna? Gidin hukuk fakültesine yeni girmiş birinci sınıf öğrenciye sorun, bunu söyleyen adama ne denir? Sayıştay raporlarını getirmeyeceksiniz, bir anayasal kurumu çalıştırmayacaksınız, CHP'nin bilboardlara parasını vereceği ilanı yayımlatmayacaksınız, 'yasama ve yargı benim için ayak bağıdır' diyeceksiniz, sonra bu ülkede demokrasiden, hukukun üstünlüğünden söz edeceksiniz. Bunlar doğru değil."

 

-"Vatan haini ilan edildi"

"Ben Recep Tayyip Erdoğan'ı medyanın önünde eleştirirsem başıma bir şey gelir mi? Ben konuşurken acaba telefonlarım dinleniyor mu?" sorularını herkesin kendi vicdanına sormasını isteyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Almanya'da bir işadamı çıkıp rahat konuşabilir. Bakın, bir sivil toplum kuruluşu, 'yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi için hukukun üstünlüğü çok önemlidir, eğer hukukun üstünlüğünü sağlamazsanız yabancı sermaye gelmez' açıklaması yaptı. Ne söylendi? O işadamı grubu vatan haini ilan edildi. Hukukun üstünlüğünü savunmak ne zamandan beri vatan hainliği oldu?"

Son 10 yılda hükümetin, Haziran 2013 rakamlarına göre, 1 trilyon 617 milyar dolar harcadığını belirten Kılıçdaroğlu, geçmiş 56 yıldaki hükümetlerin ise toplam 775 milyar dolar harcama yaptığını söyledi.