Anlayış birliği oluşturuldu
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirve Süreci sayesinde anlayış birliği oluşturulduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Asya'nın Kalbinde Sürdürülebilir Barış" temasıyla gerçekleştirilen Türkiye-Afganistan-Pakistan Zirve Süreci'nin sekizinci toplantısının genel oturumunda konuştu.
Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'i "değerli kardeşlerim" olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Gül, üçlü zirvenin sekizinci toplantısı için bir arada bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade etti.
Üçlü zirve sürecinin Türkiye, Afganistan ve Pakistan arasındaki emsalsiz ilişkileri geliştirmek için ortaya konulan irade ve gayretlerin en somut göstergesi olduğuna vurgu yapan Gül, çalışmaların temelinde siyasi diyalog, güvenlik işbirliği ve kalkınma ortaklığının bulunduğunu belirtti. "İşbirliğimiz gücünü halklarımız arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarından almaktadır" diyen Gül, üç ülke arasında tarihi bağlardan kaynaklanan "halktan halka, gönülden gönüle" ilişkiler olduğunu söyledi.
Sekizinci toplantısı gerçekleştirilen zirve sürecinin, ilk toplantının gerçekleştirildiği 2007 yılından bu yana daha kapsamlı ve ileri bir seviyeye eriştiğini, bundan üç ülkenin de memnuniyet duyduğunu dile getiren Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"En başından itibaren işbirliğimize ivme kazandırmayı, kurumlarımız arasında ortak çalışma kültürünün pekiştirilmesini hedefledik. Bu doğrultuda heyet başkanları kadar Dışişleri ve İçişleri bakanlarımızın yanı sıra ekonomi, istihbarat ve güvenlik makamlarımızı da sürece dahil ettik. Bu mekanizma sayesinde ülkelerimiz ve kurumlarımız arasında karşılıklı güven, diyalog ve ortak ilgi alanlarımıza giren konularda büyük ölçüde anlayış birliği oluşturmakta muvaffak olduk. Zirve sürecinin şimdiye kadarki en büyük kazanımı herhalde budur."
-"Afgan kardeşlerimiz istikrarı pekiştirmek için çalışacak"
"Bugüne kadarki kazanımlarımızı muhafaza ederek, bunlara yenilerini ilave etmek bakımından kritik bir dönemden geçiyoruz" diyen Gül, Pakistan'ın geçen yıl çok önemli bir demokrasi sınavından başarıyla çıktığını belirterek, aynı başarının ekonomik kalkınma ve terörle mücadelede de gösterileceğine olan inancını dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı Afganistan açısından da 2014'ün çok önemli bir yıl olacağını kaydeden Gül, yıl sonu itibarıyla ISAF operasyonunun sona ereceğini ve uluslararası askeri gücün geri intikal sürecinin tamamlanacağını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, "Böylece, uluslararası toplumun desteğiyle, başarı ve aynı zamanda çalkantılarla dolu bir dönem geride kalacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti:
"Afgan kardeşlerimiz, bundan sonra birlik, beraberlik ve uzlaşı içinde, ülkelerinin istikrarını pekiştirecek adımları atmaya başlayacaklardır. Afganistan'ın bu süreci başarıyla tamamlaması, geride kalan 13 yılda elde edilen kazanımların kalıcılığı bakımından belirleyici olacaktır.
Afganistan'ın bu süreçte karşı karşıya bulunduğu sıkıntılar, 'Asya'nın kalbi' olarak anılan bu geniş coğrafyayı ve hatta ötesini etkileyecek boyuttadır. Afganistan'ın selameti temin edilmeden bu geniş coğrafyada kalıcı barış tesis edilemez. Benzer şekilde, komşu ve dostlarının işbirliği olmadan, Afganistan'da gerçek anlamda istikrar ve güvenliğin hakim kılınması da mümkün değildir.
İşte tam da bu sebeple, üçlü zirve sekizinci toplantısının temasını 'Asya'nın Kalbinde Sürdürülebilir Barış' olarak belirledik. Afganistan ve Pakistan, bu zorlu dönemde, kardeşleri Türkiye'yi, bugün burada olduğu gibi, tüm samimiyetiyle yanlarında görmeye devam edeceklerdir."
Üç kardeş ülkenin, Üçlü Zirve Süreci ve 2011'de başlatılan ve tüm bölge ülkelerini kapsayan İstanbul Süreci çerçevesinde, bölgesel diyalog ve sahiplenmenin en güzel örneklerini vermeyi sürdüreceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Devlet adamları olarak bizlere düşen, Üçlü Zirve Süreci'nin daha ileriye götürülmesini teminen, işbirliği ve ortaklık ruhunu temel alan müşterek vizyonumuz temelinde, kararlılıkla hareket etmeyi sürdürmektir" diyerek konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşması öncesinde, toplantı masasının ortasında bulunan ve üç ülkenin bayraklarına göre tasarlanmış çiçekleri göstererek "Çiçekleri beğendiniz mi?" dedi.