Anız Yangınları; Milli Meseledir
Ulusal Hububat Konseyi (UHK) Başkan Yardımcısı Yaşar Serpi, anız yakanlara uyarılarda bulundu.
Serpi, konuyla alakalı şu açıklamayı yaptı:
Toprak verimi düşüren ve topraktaki canlıları öldüren anız yangınları ile mücadele son yıllarda devletin de politikası haline geldi. Anız yakanlara bir taraftan Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerince cezai işlem uygulanırken, uzmanlar da çiftçileri anız yakmamaları konusunda çağrıda bulunuyor.
Türkiye topraklarının genel olarak organik maddece zayıf olduğunu belirten Serpi, hububat kaldırıldıktan sonra toprağa karışan anızın, toprak organik yapısını güçlendirdiğini belirtti. Tarım alanlarının gelecek nesillere sağlık şekilde bırakılması gerektiğinin altını çizen Serpi, anız yakmanın hem ülke hem çiftçi ekonomisine zarar verdiğinin altını çizdi.
Türkiye’de tarım yapılabilir yaklaşık 24 milyon hektarlık alanın yaklaşık yarısında tahıl ekimi yapıldığını, tahıl ekilen alanların da yüzde 90’ında buğday ve arpa ekimi yapıldığını belirten UHK Başkan Yardımcısı Yaşar Serpi, anız yangınları için en büyük sorunun da buğday ve arpa ekim alanlarında oluştuğunu açıkladı. Serpi açıklamasına şöyle devam etti; “Türkiye’de bundan 50 yıl önce yüzde 60’lar seviyesinde olan anız yangınları, son yıllardaki çiftçi eğitimleri ve bilgilendirme çalışmaları ile yüzde 10’lara kadar düşmüştür. Bu iyi bir gelişme olmakla birlikte tamamen ortadan kaldırılması gereken milli bir meseledir. Anız yakma, bu eylemin gerçekleştirenleri tarafından kısa sürede faydalı olduğu iddia edilecek kadar düşünülmeden gerçekleştirilen felaket ve gerçek bir çevre sorunudur. Özellikle ülkemizde makineli tarım ve beraberinde gelen ikinci ürün elde etme isteği ile nadası ortadan kaldıran münavebe sistemi gibi son 50-60 yılda gerçekleşen tarımdaki yapısal değişiklikler ile yakın geçmişte gündeme gelmiştir. Bu nedenle hasat artığı sap ve köklerin doğal yollardan toprağa karışması veya çürüyerek humusa dönüşmesi için gereken süre ortadan kaldırılmak istenmektedir. Hasat işlerinin hızlandığı dönemlerde, biçerdöverlerle hasat yapılan alanlarda biçim boyunun yüksek tutulması, bu alanları anız yakma için potansiyel tehlike alanı yapmaktadır. Bunun en önemli nedeni, üreticilerimizin bir sonraki ekecekleri ürün için zahmetsiz tarla hazırlığı yapmaktan kaynaklanmaktadır. Bir kısım üreticilerimizde tarlasındaki hastalık ve zararlıların yakmak suretiyle yok olacağını düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Fakat anız yakma çok sayıda olumsuz duruma yol açılmaktadır. Topraktaki organik madde, yüzeye yakın kısımda bulunan yararlı mikroorganizmalar yok olmaktadır. Toprak, su ve rüzgar erozyonuna daha hassas bir duruma gelmektedir. Yangınla birlikte çevredeki orman, meyve ağaçları, çalılar, telefon ve elektrik hatları, yerleşim yerleri ve toprak üstü canlıları zarar görmekte, demir ve kara yolu ulaşımı tehlikeye düşmekte, aynı zamanda çevre ve hava kirliliğine yol açmaktadır. Yanan anızın, hem toprak üstü canlılarına hem de anız artıkları ile beslenen yaban hayvanlarına zarar vermesi sonucu doğal denge bozulmakta, toprak yüzeyinde belli bir derinlikteki verimli katmanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Toprak oluşumu çok uzun süreler alan bir işlemdir. Bu işlemin doğal faktörlerle gelişmesi; su rüzgar gibi etkenleri içerisinde barındırır ve milyarlarca yıl alır. 10 ila 20 cm kalınlığındaki verimli bir toprak tabakasının oluşması binlerce yıl alırken bu tabakanın erozyon sonucu yok olması sadece seneler sürmektedir.”
Anız Yakmanın Cezası Var
Anız yakma ile ilgili cezaların yetersiz kaldığını belirten Serpi şunları söyledi “Cezaların caydırıcılığı arttırılmalıdır. 2020 yılında anız yakanlara Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 31 Aralık 2019 tarih ve 30995 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2020/1 Nolu Tebliğ'inin, " 1" bendinde "Anız yakanlara her dekar için 73,68 TL idari para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat arttırılır." hükmü yer almaktadır.”
İslam Canlıya Eziyeti Yasaklar
Din adamlarının anız yakmanın haram olduğunu beyan ettiklerini belirten Serpi, anız yakmanın geleceği yakmak olduğunu söyleyerek, “Bir hayvanın keyfiyen öldürülmesi ile yakılan anızda ölen binlerce canlının durumu aynıdır. Anızla birlikte aynı zamanda binlerce canlının yakılması vahşettir, büyük günahtır. Hz. Muhammed “Yerdekilere merhamet etmeyene, göktekiler merhamet etmez” buyurarak, etrafımızdaki canlılara hangi gözle bakmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini bize göstermektedir. Anız yakılması gibi çağdışı bir uygulamadan vazgeçilmesi gerekir” dedi.
Anız Yangınları, Gıda Güvenliğini Tehdit Ediyor
Anız yangınlarının önüne geçmek, işini düzgün yapan üreticilerimizi kollamak ve ödüllendirmek için azami dikkat gösterilmesi gerektiğini belirten Serpi, anız yangınlarının geleceğimiz ve gıda güvenliğimiz açısından son derece önemli bir tehdit olduğunu söyledi.
Serpi, “Anız yakma gibi çağdışı uygulamalara son verilmesi, çiftçiye yeni önerilerinin sunulmasını zorunlu kılmaktadır. Anız yakmanın zararları konusunda çiftçilerimiz, yeterli ve doğru bilgiyle buluşturulmalıdır. Tarımsal desteklerden çiftçilerin faydalanabilmesi için anız yakmama koşulu getirilmelidir. Anız yakmayan çiftçilere daha yüksek miktarda destek verilmelidir.” dedi.